Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 31 Ağustos’ta okulların açılmasına dair dört ayrı senaryo üzerinde çalıştıklarını, bu senaryoların belirsizliği azalttığını, ortaya çıkabilecek karışıklıkların önüne geçilmesini sağladığını söyledi. Senaryolar oluşturulurken sadece Türkiye’deki şartlara değil, dünyadaki farklı uygulamalara da bakıldığını belirten Selçuk, konuşmasına şöyle devam etti:
“Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) olarak bizim görevimiz okulları açmak, açık tutmak. Okulların açılması için her türlü hazırlığımızı en küçük ayrıntısına kadar devam ettiriyoruz. Bunu yaparken de sadece MEB olarak bakmıyoruz meseleye, diğer bakanlıklarımızla da etkileşim içindeyiz. Çünkü bu ulusal, toplumsal bir konu.
‘REHBERLER, EL KİTAPÇIKLARI HAZIRLIYORUZ’
Sağlık koşulları uygun olduğunda okullar tümüyle açık olacak ve bütün çocukların okula gelmesi halinde ortaya çıkabilecek tüm riskleri düşündük. Ne tür hazırlıklar yapmamız lazım? Islak zeminlerde, sınıfın içinde ne olması gerekiyor? Koridorlar nasıl düzenlenmeli? Teneffüse çıkış saatleri nasıl ayarlanmalı? Öğretmenler odasında neye dikkat edilmeli, pansiyonlu okullarda neler yapılmalı? Bütün bunları ayrı ayrı, tek tek çalışıyoruz. Ve bu çalışmaların sonucunda da velilerimiz, öğretmenlerimiz ve okul yöneticilerimiz için çok çeşitli rehberler, el kitapçıkları da hazırlıyoruz.
2’NCİ SENARYO HEM UZAKTAN HEM YÜZ YÜZE EĞİTİM
Bir diğer senaryoda yüz yüze eğitim ile uzaktan eğitimin bir arada yürütülmesi öngörülüyor. Diyelim ki koşullar öyle gerektirdi, okulları yarı zamanlı açabilir miyiz? Yani ikinci senaryoda hem uzaktan hem yüz yüze eğitimi birlikte götürmeyi anlatıyoruz. Bir başka senaryomuz okulların şehir bazlı olarak açılıp açılamayacağıyla ilgili. Okullar şehirlere göre açılırsa diğer şehirlerin telafi programları nasıl ayarlanır, öğretmen eğitimleri nasıl çalışılır? Burada okulların tam olarak açılması ve tüm öğrencilerin okula devam etmesi senaryosunu birinci, yarı zamanlı açılmasıyla ilgili kısmı ikinci, şehir bazlı açılmasıyla üçüncü senaryodan bahsediyor isek, dördüncü senaryo olarak da okulların hiç açılmaması, tamamen uzaktan eğitimle sürecin devam ettirilmesi senaryosundan bahsedilebilir. Bize düşen hangi senaryo olursa olsun, bunun hazırlığını yapmaktır ve bunu da istişare ile danışarak uzmanlarla, bilim insanlarıyla beraber çalışarak yapıyoruz.
ÖNCELİĞİMİZ ÇOCUKLARIMIZIN SAĞLIĞI
31 Ağustos Pazartesi günü ilk ders zili çaldığında okulların kapılarını sağlıklı bir şekilde açmayı hedefliyoruz. Bizim önceliğimiz çocuklarımızın sağlığı, öğretmenlerimizin sağlığı. Bunu da ön şart olarak değerlendiriyoruz. Hangi senaryo nasıl uygulanacak? Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu ile istişare halinde, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yapılacak kabine toplantısında tüm verilerin ortaya konulması suretiyle bir karar ortaya çıkacaktır.
MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLERİYLE TOPLANTI YAPACAĞIZ
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın okulların 31 Ağustos’ta açılacağına ilişkin açıklamasıyla ilgili de okulların açılması konusunda günlük vaka sayıları göz önüne alınarak yapılan yorumlar sübjektif. MEB olarak sürekli Sağlık Bakanlığı ile irtibat halindeyiz. Her ilde her ilçede bizim milli eğitim müdürlüklerimiz ve sağlık müdürlüklerinin ilgili temsilcileri belirli kurullar oluşturdular ve bu kurullar vasıtasıyla sürekli iletişim halindeler. Hangi ilde ne olursa ne yapılır, tümüyle o günkü koşullara bağlı. Eğer şehir bazlı uygulama konusunda sağlık açısından bir tavsiye ortaya çıkarsa, bir öneri gelişirse, Cumhurbaşkanımızın yapacağı toplantıda bu konuda belirli bir çerçeve oluşursa biz onun gereğini yaparız. Biz böyle bir durum söz konusu olursa buna hazır mıyız, bizim derdimiz bu, bizim görevimiz bu. Şehirlerimizde şehir bazlı bir çalışma yapmak icap ederse hemen bayram sonrası bütün şehirlerimizin milli eğitim müdürleriyle bir toplantı yapacağız ve bu toplantıda il il, ilçe ilçe nerede durumumuz nedir, nerede eksiğimiz var, bunların hepsini gözden geçiriyoruz aylardır, yine devam edeceğiz ve okulların açıldığı haftaya en yüksek hazırlıkla başlamak istiyoruz.”
‘EĞİTİM HAKKI VAR AMA SAĞLIK HAKKI DAHA ÖNCELİKLİ’
Eylül ve ekim aylarında koronavirüs salgınında 2’nci dalganın yaşanması halinde okulların bu durumdan nasıl etkileneceğiyle ilgili soruyu Bakan Selçuk, şu şekilde yanıtladı:
“Biz asla geleceğe pazarlık yapmıyoruz. Mesela İngiltere’de okulların eylülün ilk haftası açılacağı konusunda ve bazı Avrupa ülkelerinde açılacağı konusunda kesin açıklamalar yapıldı. Ama bizden beklenen şey şu; her ne olursa olsun gereğini yapmak, öğrenciyi ve öğretmeni korumak. Çocuğun elbette eğitim hakkı var; ama sağlık hakkı daha öncelikli. Eğitim hakkının ortaya çıkmaması halinde de büyük riskler var. Yani bir toplumda çocukların çok uzun süreler eğitim almaması, ortaya çıkabilecek başka kritik noktaları gösteriyor ve bunun telafisi ne kadar uzarsa o kadar zorlaşır, zaman içerisinde bunlar biriktikçe dağ gibi yığılır ve bazı konuları telafi etmek çok daha güç hale gelebilir. O yüzden okulların açılmaması halinde kayıplarımız, risklerimiz nelerdir? Bunlarla ilgili de fikir yürütmek zorundayız. Okulların açılmamasının ne tür sosyal, antropolojik, psikolojik kayıplara yol açacağı konusunda bilim insanlarıyla çalışıyoruz, dünyadaki bilimsel çalışmaları izliyoruz. Kurban Bayramı ve sonrasında da çalışmaya devam edeceğiz.”
‘TEMASSIZ OYUNLAR KİTAPÇIĞI’
Dünyanın salgına hazırlıksız yakalandığını, buna rağmen Türkiye’nin ulusal ölçekte televizyon kanalı kurup uzaktan eğitim veren iki ülkeden birisi olduğunu belirten Ziya Selçuk, şunları söyledi:
“Çocukların okula uyum sürecinde oyun temelli bir yaklaşımı hayata geçireceğiz. Biz elbette çocuklarımızın bilhassa ruh sağlığını önemsiyoruz. Çocuklarımızın akademik konulara hemen ilk gün girmesini beklemiyoruz. Önce oyun temelli bir yaklaşımla çocuklarımızın okul ortamına, öğretmenlerine, arkadaşlarına uyumunu önemsiyoruz. Bunun için de her yaş grubu için ayrı oyunlar ve etkinlikler belirledik. Temassız Oyunlar Kitapçığı hazırladık, yani temas etmeden oyunlar nasıl oynanır bununla ilgili oyun listeleri oluşturduk.
ÖĞRETMENLER İÇİN KILAVUZLAR HAZIRLADIK
Öğretmen eğitimi kritik hususlardan biri. Okullar açılmadan önce biz seminer döneminde öğretmenlerimizle beraber olacağız. Öğretmenlerimiz için kılavuzlar ve bu kılavuzların nasıl uygulanacağına dair videolar hazırladık. Hatta okuldaki tüm görevlilerin kendi işleriyle ilgili işlemleri nasıl yapacaklarına dair video üretimleri yapıyoruz. Yani okulun temizliği de olabilir, okulun idari işleri de olabilir, bütün görevlilerle ilgili videolar hazırladık. Ve bunlar nasıl yapılacak bu süreç nasıl yönetilecek kim görevini bu standartlarda nasıl yapabilir? Bunlarla ilgili açıklamalı dokümanlar videolar ve eğitimler. Bunların hepsini öğretmenlerimizle paylaşacağız.
BÜTÜNSEL TELAFİ ANLAYIŞIMIZ VAR
Uzaktan eğitim okullar açıldığında da devam edecek. Yani okuldakine ilave olarak internet tabanlı, televizyon tabanlı eğitimlerden de yararlanılabilecek. O yüzden de telafinin birçok seçenekten sağlanabilmesi, yıl boyu sürmesi, sadece okul içindeki dersle değil, kurslarla da desteklenmesi söz konusu. Kaybedilen zamanın sosyal telafisi, psikolojik telafisi, akademik telafisi, bu telafilerin hepsinin birden bütünsel olarak değerlendirildiği bir telafi anlayışımız var.”