Dünyanın ilk tapınağı Göbeklitepe
Şanlıurfa’da bulunan, Neolitik Çağ’a ait tarihin bilinen en eski ve en büyük tapınağı Göbeklitepe seyahat listemizde ilk sıralarda. Göbeklitepe, 2018’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girdi. Dev sütunlardan ve üst üste dizilmiş ağır taşlardan oluşan Göbeklitepe’nin inşa süreci, o dönemde elarabası, alet edevat olmadığı için gizemini hâlâ koruyor. Tarihin en eski ibadethanesinin ülkemizde ve ulaşılabilir olması gerçekten çok güzel. Göbeklitepe’de eskiyi korumanın, ona iyi bakıp yaşatmanın önemini ve Anadolu’nun insanlık tarihindeki yerini konuşacağız oğlumla. Göbeklitepe’ye bakıp insanlığın nereden nereye geldiğini görmek de onun için öğretici olacak. Ayrıca Urfa’da ülkenin farklı bir kültürü ve yaşam biçimiyle yerinde tanışacak. Türkiye’nin kültürel zenginliğini anlaması açısından da önemli olacak bu seyahat.
Doğa harikası peri bacaları
Kapadokya’ya her mevsimde gittim. Peri bacalarını baharda gezmek de karlar altında görmek de ayrı bir keyif. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Göreme Açık Hava Müzesi’ni ziyaret edip peri bacalarının içlerini gezip bölgenin en yüksek noktası olan Uçhisar Kalesi önünde fotoğraf çektirdikten sonra Güvercinlik Vadisi’nde yürüyüş yapacağız. Oğlumun peri bacalarının mimarının yağmur, rüzgâr ve sel sularının olduğunu alması oldukça ilginç olacak. Yeraltı şehirlerinin, efsanelerin ve Orta Anadolu yaşam biçiminin de bu topraklara dair oğluma anlatacak çok şeyi olduğuna inanıyorum. Ayrıca bu seyahat Türkiye’deki doğal zenginlikleri anlaması ve onların kıymetini bilmesi açısından da kritik rol oynayacak.
Efes’te geçmişten gelen kütüphane
İzmir’de Kordon’da yürüyüş sonrasında kumrumuzu yiyip Selçuk’a doğru yola çıkacağız. Antik döneme ait kalıntılarıyla bilinen ve günümüze kalan en değerli eserlerden biri olan Celsus Kütüphanesi’ni ziyaret edeceğiz. Antik dönemin en büyük üçüncü kütüphanesi olan Celsus’ta zamanında 12 bine yakın kitap rulosu olduğu söyleniyor. Bu görkemli kütüphaneden kalanları oğlumla birlikte gezerken eski zamanlarda bile insanların okumaya ne kadar önem verdiğini Efes’i göstererek anlatacağım ona. Gümümüzde kitap okumak yerine teknolojiyi tercih eden bir nesil yetişiyor ne yazık ki. “Roma İmparatorluğu’nun büyümesinde, gelişmesinde ve günümüze kadar gelen önemli eserler bırakmasında sanatın, bilimin ve çalışmanın dışında okuyan bir toplum olmalarının da payı var” diyeceğim.
Lezzetli Antep mutfağı
Gaziantep’e gider gitmez sabah ilk durağımız Katmerci Zekeriya Usta olacak. Bir katmeri ikimiz bölüşeceğiz. Öğle ve akşam yemeklerinde yuvalama, beyran, lahmacun, patlıcan kebabı, içli köfte, şiveydiz, firik pilavı, nohut dürüm, pirpirim aşının tadına bakacağız. Tatlı olarak da Antepfıstıklı baklava sipariş vereceğiz. Oğluma, Gaziantep’in gastronomi dalında UNESCO’nun ‘Yaratıcı Şehirler Listesi’ne girmiş olduğunu söyleyeceğim. Dünyada şehir adıyla anılan tek mutfağa sahip olduğumuzu ve 350’nin üzerinde yöresel yemeği olduğu bilgisini de ekleyeceğim. Hızlı yemek dünyasına özenirken elimizdeki yöresel lezzetlerin hayatlarımıza kattığı zenginliği ve kıymetini bilmeyi konuşacağız. Gitmişken elbette Zeugma Müzesi’ne uğrayıp Çingene Kız’a da ‘merhaba’ diyeceğiz.
Mevlâna’nın şehri Konya
Sema gösterisi, UNESCO tarafından 2007 yılında korunması gereken soyut kültürel miras listesine alındı. Çok turistik olan Şebi Aruz dönemi yerine oğlumu semahaneye götürmek için yılın başka bir zamanını seçeceğim. Dergâha gelip Mevleviliğe gönül vermek ve kendini yetiştirmek için bu yola adım atan kişiye “Can” dendiğini söyleyeceğim. Canların da günlük bir eğitime tabi olduklarını anlatacağım. Bu hayatta neyi can-ı gönülden isterse, tutkusunu kaybetmeden yapmak için çalışması, eğitimini alması ama aynı zamanda sabretmeyi de öğrenmesi gerektiğini Mevlevi öğretisi anlatacak oğluma. Semayı ve semazenleri görecek. Onların sağ elleriyle Allah’ın lütfunu alıp sol elleriyle toprağa yani tüm insanlığa ilettiklerini görecek. “Allah’ın kalbine doldurduğu sevgiyi sen de insanlarla, hayvanlarla ve doğayla böyle paylaş evladım, yeryüzüne iyiliğin dokunsun” diye niyet edeceğim.
Alabildiğine yeşil Karadeniz
Kardeniz’de Pokut’tan başlayıp Machael’e doğru yola koyulacağız. Şenyuva, Rize, Çamlıhemşin, Ardeşen, Fındıklı ve Artvin rotasını takip ettikten sonra Hopa, Cankurtaran ve Borçka istikametine gideceğiz. Oğluma, Avrupa ve Orta Asya’daki en büyük doğal yaşlı ormanların olduğu bölgeyi ve coğrafyanın özelliklerinin getirdiği yaşam biçimini göstereceğim. Gözümüz sadece, alabildiğine yeşil görecek. Buraya hayran olacak oğlum, yeşilin önemini ve HES’lerin yapımına neden karşı olduğumu anlatacağım ona. Yemekte fasulye kavurması, cevizli fasulye (malahto), lahana ve barbunya yemeği (lobyo phali), silor ve melevcenin tadına bakarken insan yaşamının devamı için çok önemli olan arılardan da söz edeceğim Macahel’e vardığımızda. Kafkas arı ırkının saflığı bozulmadan korunduğu tek yerin burası olduğunu bilecek ve Türkiye doğasının zenginliğini daha iyi anlayacak bu yolculukta.
Birbirinden güzel ve özel sahiller
Komşumuz Yunan Adaları’ndan Cayman Adaları’na, Fransız rivierası Court d’Azur’dan dünyanın öbür ucu Sidney’e kadar pek çok yerde denize girme şansım oldu. Yaz başında yaptığımız tekne seyahatinde oğlumu Ege Denizi kıyılarıyla tanıştırdım. Palamutbükü, İnceburun, Aktur, Datça, Dirsekbükü, Marmaris, Hisarönü, Selimiye… “Dünyanın en güzel denizi burası” dedim. Bu bereketli, turkuvaz suyu neden sevdiğimi anlattım ona. Şimdi sırada Fethiye’den Antalya’ya uzanan, dünyanın en iyi 10 yürüyüş parkurundan biri olan Likya Yolu var. Yol boyunca, başkalarındakini beğenip özenip elindekinin kıymetini bilmemekten de söz edeceğiz elbette.
Akyatan’ın yavru deniz kaplumbağaları
Oğluma her fırsatta doğayı bitkisiyle, hayvanıyla birlikte korumanın önemini anlatıyoruz. Fakat, sadece anlatmak yetmez, bizim davranışlarımızı gözlemleme fırsatına sahip olması ona aktarmak istediğimiz değerleri anlaması için çok daha etkili oluyor. Salgın olmasaydı bu yıl Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF Türkiye) ile Adana’daki Akyatan Yaban Hayatı Geliştirme sahasında gönüllü olarak çalışmak istiyorduk. Yumurtadan yeni çıkan yavru kaplumbağalar denize ulaşmaya çalışırken yengeç, çakal, tilki ve kuşlar gibi yırtıcılara yem olabiliyor. Onların denize ulaşmasına oğlumla birlikte destek olmayı hayal ediyorum. Oğluma, insan faaliyetlerinin, denizleri kirletmemizin ve iklim değişikliği sorununun bu eski denizcilerin yaşama şansını oldukça azalttığını bu sebeple doğaya iyi bakmamız gerektiğini anlatacağım.?
Ata’mızın izinden Ankara
Sadece 10 Kasım’da Atamızı anmak için değil, onu, ilkelerini ve devrimlerini de oğluma anlatabilmek için Anıtkabir’e götüreceğim. Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Müzelerini de gezeceğiz birlikte. Cumhuriyetimizin nasıl kurulduğunu anlatacağım. Vatanın önemini, vatan sevgisini de konuşacağız.
Sanatın merkezi tiyatrolar
Türkiye bir antik tiyatrolar cenneti. Side’deki dünyanın en mükemmel akustiğine sahip Aspendos Tiyatrosu, Aydın’daki 2.000 yıllık Milet Antik Tiyatrosu, Manisa’daki Lidya Krallığı’na da başkentlik yapmış Sardes’teki tiyatro, Bergama’daki Pergamon, Denizli’deki Laodikya tiyatrosuylaa Efes’teki antik tiyatro oğlumla en çok görmek istediğim antik tiyatrolar. Bu yolculukta sanatın binlerce yıldır varlığını sürdürmesini, değişip dönüşerek günümüze kadar geldiğini anlatacağım. Sanatın bizi beslediğini, geliştirdiğini ve hayatımıza çeşitli güzellikler kattığını da söyleyeceğim elbette.
Seyahat çantamızda ne olacak?
Oğluma eski bir fotoğraf makinesi vereceğim. Bu seyahatlerde gördüklerinin fotoğraflarını çeksin, sonra onları bir anı defterine yapıştırıp aklında kalanları, düşüncelerini ve hissettiklerini yazabilsin. Yıllar sonra baktığında çocukluğuna, aile olarak geçirdiğimiz güzel zamanlara geri dönebilsin. – Yanımıza Türkiye haritası alacağız. Oğlum her gittiğimiz yeri işaretlesin, yoldayken rotayı takip edebilsin ve aslında ülkemizin ne kadar büyük, gezilecek yerlerin ne kadar çok olduğunu anlasın. – Dürbün de alacağım. Karadeniz’de yayla tepelerine bakmak için, Ege’de denizden karayı izlemek, uzaktaki deniz kaplumbağalarının suya ilk adımı attığını görebilmek için. – Sahillerde deniz kabuğu toplamak, tarlalardan bir iki mısır koçanı kopartmak, kozalak ve yapraklarla doldurmak için bir de plastik kova olacak yanımızda.