Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tüm dünyayı etkisi altına alırken, pandemiden çıkışın anahtarı olarak görülen aşı geliştirme çalışmaları aynı anda birçok ülkede yürütülüyor.
Devlet kurumları, araştırma kuruluşları, biyoteknoloji ve ilaç şirketleri Kovid-19’a karşı bağışıklık sağlayacak bir aşı geliştirmek üzere seferber olmuş durumda.
Devletler ve uluslararası kuruluşlar aşı çalışmalarına daha önce görülmemiş miktarda mali kaynak sağlarken, şirketler henüz klinik deneme aşamasında olan aşılardan yüz milyonlarca doz üreterek büyük riskler alıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kayıtlarına göre, 31 Temmuz tarihi itibarıyla dünya genelinde 27 Kovid-19 aşı adayı klinik denemelerde insanlar üzerinde test edilirken, 139 aşı adayı klinik öncesi geliştirme aşamasında bulunuyor.
Olağan koşullarda bir aşının geliştirilebilmesi 10-15 yıl kadar süren uzun bir çalışma gerektirirken, Kovid-19’a karşı aşı geliştirme çalışmalarında bu kadar hızlı mesafe katedilmesinde, dünya çapında etkisini gösteren pandeminin yarattığı aciliyetin yanı sıra DNA teknolojisindeki ilerlemelerin etkisi oldu.
Çin’in 11 Ocak’ta yeni tip koronavirüsün DNA dizilimini açıklamasının ardından dünyanın farklı ülkelerindeki araştırmacılar, genetik kopyasını ürettikleri virüs üzerinde laboratuvarlarda çalışmaya başladı.
Virüsün genetik diziliminin bilinmesi, aşı geliştirme sürecinin hazırlık safhasını hızlandırarak klinik denemelere hızla geçilebilmesinin yolunu açtı.
Öte yandan Kovid-19’un genetik yapısının 2002-2003’te Çin’den dünyaya yayılan Şiddetli Akut Solunum Yolu Sendromuna (SARS) yol açan koronavirüsle büyük ölçüde örtüşmesi, araştırmacılara SARS’a karşı aşı bulmak için yapılan geçmiş çalışmalardan yararlanma olanağı sağladı.
İnsanlar üzerinde test edilen aşı adaylarından 3’ünün, geçen hafta içinde binlerce deneğin katılacağı üçüncü ve son aşama klinik denemelere başladığı bildirildi.
Moderna ve “mRNA-1273”
ABD’de Moderna ilaç firmasının Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) iş birliğiyle geliştirdiği “mRNA-1273” adlı aşı adayı için 27 Temmuz’da üçüncü aşama klinik denemelerin başladığı duyuruldu.
Merkezi Boston kentinde bulunan “Moderna”, Çin’in Kovid-19’un genetik dizilimini açıklamasından yalnızca iki gün sonra potansiyel bir aşı geliştirdiğini açıklamıştı.
Ribo Nükleik Asit (RNA) temelli aşı, virüsün insan hücresine tutunmasını sağlayan “çivi proteini” adı verilen enzimi baskılayarak vücutta bağışıklık sağlamayı hedefliyordu.
ABD Gıda ve İlaç İdaresinin (FDA) onay vermesinin ardından aşının klinik denemeleri, 17 Mart’ta Washington eyaletinde başlamış, mRNA-1273, “insanlar üzerinde denenmeye başlanan ilk Kovid-19 aşısı” olmuştu.
Aşı adayının klinik denemelerin üçüncü aşamasında 30 bin kişi üzerinde test edilmesi hedefleniyor.
Oxford aşısı
İngiltere’de Oxford Üniversitesi Jenner Enstitüsü ile Oxford Aşı Grubu iş birliğinde geliştirilen ve üretim lisansı İngiliz-İsveç ilaç şirketi AstraZeneca tarafından satın alınan “ChAdOx1” adlı aşı adayı için Brezilya’da yürütülen 2. ve 3. aşama klinik denemelerinde ise son aşamaya geçildiği bildirildi.
Lemann Vakfı sponsorluğunda yürütülen klinik deneme kapsamında aşı adayının 10 bin 260 sağlıklı gönüllü üzerinde test edilmesi hedefleniyor.
Aşı adayı, insanlarda basit soğuk algınlığına yol açan bir adenovirüsün zayıflatılmış ve kendini çoğaltamayan bir versiyonunu içeriyor. Aşı adayı, Kovid-19’un insan hücrelerine tutunmasını sağlayan çivi proteininin yapay şekilde ifade kazanmasını ve vücudun buna karşı koruyucu antikorlar üreterek gerçek virüse bağışıklık kazanmasını amaçlıyor.
Türk bilim insanın geliştirdiği aşı da son safhada
Son olarak Almanya’da Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin’in kurucu ortağı olduğu biyoteknoloji firması BioNTech’in geliştirdiği “BNT162b1” adlı aşı adayının da üçüncü aşama denemelere başladığı kaydedildi.
RNA temelli aşı, Kovid-19’u etkisiz kılan kan şekeri enzimleri ile alımlayıcı-bağlayıcı İmmünoglobulin G antikorları harekete geçirmeyi, hücre düzeyinde bağışıklık tepkisi yaratan CD4+ ve CD8+ glikoproteinleri artırmayı amaçlıyor.
ABD’de Pfizer, Çin’de Fosun Pharma ilaç firmalarının üretim lisansını aldığı aşı adayının dünya çapında 30 bin sağlıklı gönüllü üzerinde denenmesi amaçlanıyor.
Çin’deki aşı çalışmaları
Kovid-19’un ortaya çıktığı Çin’de de 8 aşı adayının klinik denemeleri sürüyor. Bunlardan 4’ü birinci, 4’ü ikinci aşamada insanlar üzerinde test ediliyor.
CanSino, Sinopharm, Sinovac gibi kamuya ait ilaç firmaları, Çin Askeri Tıp Akademisi, Vuhan Viroloji Enstitüsü, Pekin Biyolojik Ürünler Enstitüsü gibi kurumlar ile iş birliği içinde aşı çalışmaları yürütüyor.
CanSino’nun Çin Askeri Tıp Akademisi ile iş birliğinde geliştirdiği “Ad5-NCov”, SinoVac’ın geliştirdiği “CoronaVac” ve Sinopharm’ın Vuhan Viroloji Enstitüsü ve Çin Askeri Tıp Akademisi ile geliştirdiği iki aşı adayı en fazla umut bağlanan çalışmalar arasında görülüyor.
Hindistan ve Rusya
Hindistan’da Zydus Cadila ve Bharat Biotech ilaç şirketleri, Rusya’da Gamaleya Ulusal Epidemioloji ve Mikrobiyoloji Enstitüsü ile Vector Viroloji Enstitüsü, Kovid-19 aşı adaylarını insanlar üzerinde test etmeye başladı.
Ayrıca Japonya, Güney Kore, Tayvan, Singapur, Kanada ve Avustralya’da Kovid-19 aşı adaylarının klinik denemeleri yürütülüyor.
Türkiye’den 9 aşı adayı klinik öncesi safhada
DSÖ kayıtlarına göre klinik deneme aşamasındaki aşılar dışında dünyada 139 aşı adayı da klinik öncesi değerlendirme aşamasında bulunuyor. Bunlar arasında Türkiye’den Ege Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi ile Acıbadem Labmed Sağlık Hizmetleri A.Ş, Ankara Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Bezmialem Vakıf Üniversitesi ve Ortadoğu Teknik Üniversitesinin aşı çalışmaları yer alıyor.
Kovid-19 aşısı ne zaman hazır olacak?
Tüm bu çalışmaların ne zaman sonuçlanıp yaygın olarak kullanılabilecek bir aşının ortaya çıkacağı ise henüz belirsizliğini koruyor. Uzmanlar, klinik denemelerde başarı kaydedilmesi halinde aşının yıl sonu ile gelecek yıl ortasında bir zamanda hazır olabileceği tahmininde bulunuyor.
Ancak çok yönlü biyolojik etkileri olan ve zaman içinde mutasyon geçirebilen virüslere karşı standart bir aşı üretmek her zaman mümkün olmuyor. Örneğin Kovid-19’un öncülü olan SARS koronavirüsünün ortaya çıkmasından bu yana 20 yıla yakın zaman geçmesine karşın aşı geliştirilemedi. 1980’li yıllarda AIDS’e yol açan HIV virüsüne karşı başlatılan aşı geliştirme çalışmaları da sonuçsuz kaldı.
Klinik denemeler 3 aşamada yapılıyor
Bir aşının yaygın olarak kullanılabilmesi için 3 aşamada insanlar üzerinde test edilmesi gerekiyor.
Klinik denemelerin ilk aşamasında, az sayıdaki gönüllü sağlıklı denek üzerinde aşının güvenli olup olmadığı ve insanlar üzerindeki olası yan etkileri araştırılıyor.
İkinci aşamada, aşının bağışık tepkilerini uyandırmadaki etkinliği 100’den fazla denek üzerinde test ediliyor.
Üçüncü ve son aşamada ise aynı işlem, binlerce denekle tekrarlanıyor. Tüm bu süreç, aylar ve hatta yıllar alabiliyor.
Çin’in Vuhan kentinde Aralık 2019’da ortaya çıkan Kovid-19, 200’den fazla ülke ve bölgeye yayılarak salgına dönüştü.
Dünya genelinde vaka sayısı 19 milyonu aşarken, 700 binden fazla kişi hayatını kaybetti.