Sosyal medya mecralarında yapılan değişiklikler çoğu zaman kullanıcılar tarafından olumsuz tepkilerle karşılanmıştır. Reels için de benzer bir durumdan söz edebiliriz. Malum, alışkanlıkları değiştirmek kolay değil ama sosyal medya dinamik bir tüketim dünyası. Yeni trendlere ayak uyduramayanlar güç kaybediyor, geride kalıyor. Bu durumun farkında olan Instagram da son dönemde TikTok ile milyonlarca kullanıcıyı peşinden sürükleyen müzikli video içerik oluşturma konseptine gözünü dikti ve geçtiğimiz günlerde Reels’ı hayata geçirdi.
İlk tepkiler olumsuz olsa da Instagram’ın geçmişinde çok başarılı bir Stories örneği var. Hatırlarsınız, 2016 yılında Stories’in ilk duyurulduğunda zamanlarda da Instagram benzer eleştiriler almıştı. “Snapchat varken bu özelliği kim kullanacak, aynı özelliği kopyalayıp yenilik diye duyuruyorlar.” diyenler olmuştu. Bugün baktığımızda Stories, sosyal medyada kullanıcıların en fazla paylaşım yaptığı mecralardan biri olmuş durumda. Hiç belli olmaz, Reels da kısa zamanda kullanıcıların vazgeçilmezi olabilir ama…
Asıl dikkat çekmek istediğim nokta, Instagram’ın başarılı pazarlama ve reklam politikaları değil. Başarısı kanıtlanmış konseptleri kendi mecrasına uyarlaması da değil. “Peki ne o zaman?” diyenler için hemen söyleyeyim: Instagram’ın seçme paradoksunu alt etmeyi denemesi!
Başarının formülü seçme paradoksunu alt etmek mi?
Öncelikle, daha önce duymayanlar şu paradokstan bahsedelim. The paradox of choice, yani seçim paradoksu, psikolog Barry Schwartz tarafından ortaya atılan ve daha fazla seçeneğin, hiç seçim yapamamaya ve mutsuzluğa yol açabildiğini savunan bir yaklaşım. İlerleyen günlerde, dijital içerik platformlarının bu paradoksu nasıl alt ettiklerinden detaylıca bahsettiğim bir yazı yazacağım ama şimdilik bu kısa tanımla yetinelim ve TikTok’un nasıl bir başarı hikayesi yazdığından bahsedelim.
Bildiğiniz gibi TikTok, bir parmak hareketiyle kullanıcılarını hiç bitmeyen ve sonu gelmeyen bir dünyaya sokuyor. Seçim yaparak bir şey aramanıza gerek kalmadan, sayısız kategori arasında kaybolmadan, videolara tek hamleyle ulaşmanızı sağlıyor. Yani özetle, “Siz videoları bulmakla uğraşmayın, ben size getiririm.” diyor. İşte bu noktada seçme paradoksunu da alt etmeyi başarıyor. Reels ile TikTok’u kopyalamakla eleştirilen Instagram da aslında tam olarak bunu yapmak istiyor. Amaç, TikTok ile popüler olan bir trendi kendi mecrasına uyarlamak değil, mecrayı başarılı kılan yöntemi kullanmak ve geliştirmek.
Merakla takip edeceğiz, bakalım 15 saniyelik Reels videoları sosyal medyada nasıl bir etki yaratacak, Instagram ve TikTok rekabetini hangi boyuta taşıyacak…
Şinasi Furkan AVCI
twitter.com/snsfrknvc