Miçotakis ailesini tanıyan Prof. Enis Tulça, Fransızca yazdığı mektupta şunları belirtti:
– Ülkelerimiz arasında bir sıcak çatışmanın bizlere hiçbir menfaat getirmeyeceği görüşündeyim. Türkiye’nin tezlerinin ülkenizde doğru bir şekilde bilinmediği kanısındayım.
– Günler geçtikçe bu ortamda risk devam etmektedir: Bu sona ermelidir. Bu açıdan en azından bir konu ile diyaloga başlanmalıdır.
SORUN DENİZ YETKİ ALANLARI
– Yunanistan’dan en ufak bir adım görüldüğünde, Türk diplomasisinin diyalog için birkaç adım atacağından eminim.
– Türkiye için bu konuda esas olan, Meis adasına rağmen, Anadolu kıtasının deniz yetki alanlarındaki haklarını muhafaza edebilmektir. Türkiye’nin Yunan toprağında gözü yoktur.
– Ege’de detaylara girmeden, Türkiye için en önemli konu, Yunanistan’ın karasularını şimdiki gibi 6 milde muhafaza etmesidir. Ülkelerimiz arasındaki kilit sorunun Kıbrıs meselesi olduğu inancındayım.
YUNAN BASININA ANLATABİLİRİM
– Bir akademisyen olarak yapabileceğim katkı, bir gün bir medya kuruluşunuzda (Yunan) ikili konularımız hakkında Türk pozisyonunu ifade etmek olabilir.
– Ülkelerimizin unutulmaz Atatürk-Venizelos dönemine tekrar kavuşmaları temennilerimi iletirim.”
NEDEN BU MEKTUBU YAZDIM?
Prof. Tulça’nın mektubu geçtiğimiz günlerde Başbakan Miçotakis’e ulaştı. Tulça, diplomat olan dedesini anlattığı ve Yunancaya da çevrilen “Atatürk-Venizelos ve bir Diplomat: Enis Bey” kitabını da geçen yıl Yunan Başbakanı’na iletmişti. Miçotakis de teşekkür cevabı yollamıştı. Enis Tulça, ‘Neden bu mektubu yazmayı gerekli gördünüz’ sorusuna şu yanıtı verdi: “Sayın Miçotakis’in ailesini tanıyan ve görev dönemlerinde babası Konstantin Miçotakis ve ablası Dora Bakoyanni ile de görüşme ve yazışması olmuş bir akademisyenim. İki ülke arasında yaşanan krizler ve konularının barışçıl yollarla çözüm gayreti kadar, yıllardır Yunan tarafında oluşan Türkiye hakkındaki yanlış algıları aşmaya katkı amaçlı, Ege’nin karşı yakasından bir akademisyen sesi vermek üzere bu mektubu yazdım.”