Elon Musk’ın son dönemdeki çılgın projelerine bir yenisi daha eklendi. Ama bana göre insanlık adına birçok şeyi kökten değiştirebilecek bu projesini, tüm o çılgın projeler arasında ilk sıraya yazabiliriz. Projeyi kısaca tanımlayacak olursak, insanlar ve bilgisayarlar arasında bağlantı yapmak için geliştirilen ultra yüksek bant aralıklı beyin makine arayüzü diyebiliriz. Mutlaka hatırlayanlar olacaktır, Musk bir süre önce “Aslında zaten cyborg’uz, tek sorun output’un yavaş olması. Et çubuklarının (parmaklarımızın) hızı ile sınırlanıyoruz.” demişti. Bunu aşmak için de doğrudan beyne bağlanan/tümleşen bir tür bağcık ile bilgisayarlarla aramızdaki bant genişliği probleminin çözülebileceğini öne sürmüştü. İşte Neuralink projesini de tam olarak bunun için hayata geçirmek istediğini söyleyebiliriz.
Proje gerçek olursa ne olacak, Matrix filmi gerçek mi olacak diye düşünüyorsanız yalnız değilsiniz. Evet, Matrix ilk akla gelen örneklerden biri oldu, neticede beynimize yerleştirilen ve kontrol edilebilen bir bilgisayardan bahsediyoruz. Ama Musk şu anda projeyi daha pragmatist ve ürkütücü olmayan idealler üzerinden tanıtmayı uygun buluyor. Bu sebeple de felç, inme, körlük, duyma kaybı ve bunun yanı sıra endişe ve depresyon gibi daha genel sorunların çözümüne vurgu yapıyor. Ayrıca, beyin aktivitesini anlamlandırmak, teknolojik cihazlara komut vermek, insan duyularını genişletmek ve hafızayı kaydedip yeniden oynatabilmek de öne çıkarılan hedefler arasında. Enteresan gerçekten. Neticede bir grup doktor ve mühendisin, insan vücudunu v.2.0 yapmak için neler denediklerini duyuyoruz, öğreniyoruz.
Benim proje lansmanıyla ilgili en çok dikkatimi çeken şeylerden biri de Elon Musk’a duyulan güven oldu. Hatırlarsınız, çok yakın bir zamanda Covid-19 tedavisi için aşı ihtiyacına değinen Bill Gates’e “Hayır, siz aşı geliştirmeyin, bizi kontrol etmek için o aşıların içine mikroçip yerleştirebilirsiniz!” minvalinde tepkiler gelmişti. Aynı grup, Elon Musk’ın alenen “Beyninize bir bilgisayar yerleştireceğim.” sözüne karşılık “Aman Tanrım, bir an önce olması için sabırsızlanıyorum.” gibi yorumlar yapıyor. Aslında bu da Elon Musk’ın nasıl bir halk kahramanına dönüştüğünü de bir kez daha gözler önüne seriyor.
Herkes bu projeyi Matrix, Black Mirror ve Altered Carbon gibi yapımlarla birlikte andı ama lansmanda bahsedilen konular bana bu yapımlar kadar bilinmeyen bir başka filmi de hatırlattı: I’m a Cyborg, But That’s OK. Park Chan-wook’un yönettiği romantik komedi türündeki bu film henüz izlemeyenler için tavsiyem olsun. Konuya mesafeli olanlar için samimi bir başlangıç olabilir.
Şinasi Furkan AVCI
twitter.com/snsfrknvc