Kulüpten yapılan açıklama şöyle;
“Başkanımız Ali Koç’un halası Suna Kıraç’ın vefatını derin bir üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz. Cumhuriyet değerleriyle yetişmiş iş insanı Suna Kıraç’a Allah’tan rahmet; Koç ve Kıraç Ailelerine, Başkanımız Ali Koç’a ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
Fenerbahçe Spor Kulübü”
SUNA KIRAÇ KİMDİR?
Suna Kıraç, Vehbi Koç ve Sadberk Koç’un Semahat Arsel, Rahmi M. Koç ve Sevgi Gönül’den sonraki dördüncü ve son çocuğu olarak ailenin Ankara Keçiören’deki bağ evinde dünyaya geldi. İlköğrenimini Ankara’da Türk Eğitim Derneği (TED) İlkokulu’nda tamamladı. 1952 yılında İstanbul Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’ne girdi. Kolejin son sınıfında ABD’ye gidip işletme ve finans okumaya karar verdi ve Pennsylvania Üniversitesi Wharton School of Finance’ten başvurusuna olumlu yanıt aldı. Ancak babası Vehbi Koç’un, “Benim tezgâhım en iyi üniversitedir. Seni ben yetiştireceğim” demesi üzerine İstanbul’da kaldı. Ama sadece Vehbi Koç Üniversitesiyle yetinmek istemediği, akademik bir eğitim de görmeyi arzuladığı için bankacılık ve finans okumak üzere Robert Kolej’in yüksek kısmına (bugün Boğaziçi Üniversitesi) kaydoldu. Ders seçimlerini iş deneyimine katkısı olacak şekilde yaptı; iş idaresi, muhasebe, bilanço gibi konulara yoğunlaştı.
Ekim 1960’ta Koç Ticaret AŞ’nin Beyoğlu Merkez Han’daki İstanbul şubesinde, babası Vehbi Koç’un yanında çalışmaya başladı. 1963’te Koç Holding’in kurulmasının ardından Vehbi Koç, Rahmi M. Koç, Bernar Nahum ve Hulki Alisbah’la birlikte holdingin ilk Yönetim Kurulu’nun beş üyesinden biri oldu. 1965’te holdingin genel sekreterliğine getirildi ve beş yıl boyunca bu görevi yürüttü. Aralık 1967’de Koç Holding şirketlerinden Otoyol’un genel müdürü İnan Kıraç ‘la evlenen Suna Kıraç, 1970 yılında İsak de Eskinazis, Bernar Nahum ve Ziya Bengü’yle birlikte Rahmi M. Koç’un başkanlığında oluşturulan Koç Holding İcra Komitesi’ne girdi.
Gene 1970 yılında Koç Holding Personel ve İdari İşler Departmanı başkan yardımcılığı görevini üstlendi. 1974 yılında holdingin insan kaynaklarından sorumlu yöneticisi olduktan sonra terfi ve liyakat konularında grup şirketlerine standartlar getirmeye, topluluğun kurumsal kimliğini güçlendirmeye çalıştı.
1980 yılında Koç Holding Yönetim Kurulu başkan vekilliği görevine getirilen Kıraç, montajdan ana sanayiye geçiş sürecinde önemli kararlara imza attı. 1994’te Koç Holding’in lider şirketlerinden Arçelik AŞ’nin Yönetim Kurulu başkanlığını üstlendi. Yönetimi sırasında gerçekleştirilen teknolojik yatırımlar, kapasite artırımları ve kaliteyi yükseltme çalışmaları, Koç Holding’in sonraki yıllarda Arçelik ve Beko markalarıyla dünya çapında bir üretici durumuna gelmesine zemin hazırladı.
Suna Kıraç aktif iş yaşamının 40 yılını verdiği Koç Holding’in gelişmesi, büyümesi, özellikle de kurumsallaşması ve kalıcılaşması için çabalarını sürdürürken, eğitim, kültür, sanat ve sağlık alanlarında önemli girişimlere de imza attı. Vehbi Koç’un ve VKV’nin hayır amaçlı girişim ve yatırımlarına doğrudan VKV’nin sahip çıkması gerektiğini savunarak işletmeci vakıf anlayışının yerleşmesi için çalıştı. VKV’nin benimsediği bu politika 1988 yılında Koç Özel Lisesi’nin, 1993 yılında da Koç Üniversitesi’nin kuruluşuyla meyvelerini verdi. Kıraç her iki eğitim kurumunun vizyonunun saptanmasında ve şekillenmesinde belirleyici rol oynadı.
Kıraç, ülkenin en büyük yapısal sorunu olarak gördüğü eğitim alanında toplumsal sorumluluk da üstlendi. 1995 yılında Türkiye’de bu alandaki en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri haline gelecek olan TEGV’in temellerini attı. Vakfın gelişmesine maddi ve manevi büyük katkılarda bulundu. VKV tarafından oluşturulan Suna-İnan Kıraç Eğitim Tesisleri Destekleme Fonu’yla 2001 yılında Antalya Kepez’de kurulan TEGV eğitim parkına Suna-İnan Kıraç Eğitim Parkı adı verildi.
2000 yılından beri ALS (amyotrofik lateral skleroz) hastalığıyla mücadele eden Suna Kıraç’ın 2006 yılında Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından yayımlanan ve tüm geliri TEGV’e bağışlanan ‘Ömrümden Uzun İdeallerim Var’ başlıklı otobiyografik kitabı 100.000 adetin üzerinde satarak yılın en çok satan kitaplarından biri oldu.
Kıraç, kendisiyle birlikte ‘Bir Ankaralı ailenin’ öyküsünü anlatmayı amaçladığı kitabında hayatta kendisine bulduğunu düşündüğü misyonu ve bu misyonun ülkesi ve ülke gençliği için ne anlama geldiğini ortaya koydu. Hastalığıyla mücadelesini, yaşamayı seçen bir annenin, eşin ve birinci kuşak öncü bir iş kadınının hayatını sayfalara yansıttı. 2016 yılında ikinci baskısı yapılan kitabın devamı niteliğindeki ‘İdealler Gerçekleşirken… Suna Kıraç’ın İzinde 10 Yılın Öyküsü’ başlıklı çalışma da 2017 yılında gene Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından yayımlandı.