◊ Hangisine daha çok gülersiniz: Şener Şen mi, Kemal Sunal mı?
– Kemal Sunal hiç kuşku yok ki bu halkın en gözde komedyeni. Bugün, yarın ve daima! Ama kendi adıma, çok daha az filmde oynamış olsa da her birini bir mücevher gibi işleyerek birer karaktere dönüştüren Şener Şen’i tercih ederim.
◊ Nuri Bilge Ceylan mı, Zeki Demirkubuz mu?
– İkisini de çok severim. Nuri Bilge bir adım önde.
◊ Gelmiş geçmiş en iyi film seçmesinde finale bunlar kalsa… Oyunuz “Casablanca”ya mı olurdu, “Yurttaş Kane”e mi?
– Öyle iki filmi karşı karşıya getirmişsiniz ki… “Yurttaş Kane”, anlatım özellikleriyle sinema sanatına yollar açmış. Öbürüyse en klasik ögeleri kullanarak tüm duygularımızı ayaklandırmış. Yine de “Casablanca” dersem şaşmayın. Çünkü iflah olmaz bir romantiğim!
◊ Siyah-beyaz filmler mi, renkli filmler mi?
– Siyah-beyaz filmlere belli bir sevgim olsa da ve kimilerinin öyle olmakla çok şey kazandığını düşünsem de, artık bu çağda elbette renk…
◊ Tek serilik hakkınız olsa… “Gırgıriye” mi, “Hababam” mı?
– Her şeye karşın tam bir ulusal hazine haline gelmiş olan “Hababam”.
◊ Hangisi daha hüzünlü bir film senaryosu? Kimselere âşık olamayan kişi mi, her aşkı kötü biten
kişi mi?
– İkisi de birbirinden beter. Ama hiç âşık olmamak en fecisi olmalı.
◊ Beyazperdede hangisi daha yakışıklı: Alain Delon mu, Brad Pitt mi?
– Bizim kuşaklar için Alain Delon. Ama daha gençler Brad Pitt derlerse şaşmam.
◊ Hangisi daha güzel: Rita Hayworth mu, Angelina Jolie mi?
– Yine kuşak sorunu, yaş seçimi. Rita Hayworth perdeden gelip geçmiş en seksi, en kışkırtıcı dişiydi.
“Gilda” gibi siyah beyaz bir filmde bile bunu sezersiniz. Ama Angelina’da da başka bir özellik var: Starlığı aşıp politik ve toplumsal bir ikon olmak, çağın sorunlarını çözme yoluna baş koymak.
Al yazmalı’ya
kolay rakip bulunmaz
◊ Türkan Şoray hayranlığınız malum. Sizin Şoray’ınız hangisi: Fosforlu mu, al yazmalı mı?
– Söylemesi çok zor. Öyle bir kadın ki yıllar boyu –ve belki hâlâ- çekici olmayı başardı ve hemen her rolüne, kimi filmler kötü de olsa, bir boyut getirdi. Yine de “Al Yazmalı”ya rakip bulmak kolay değil.
Girişkenliğim sayesinde Hitchcock’la röportaj yapabildim
◊ İkisini de çok seviyorsunuz. Yönetmenlerden Hitchcock mu, Traffaut mu?
– Bunu bizzat François Truffaut’ya bile sorsanız, o da Hitchcock derdi! Fransızlar ona pek hayrandır ve en uzun söyleşilerden birini de Truffaut yapmıştır.
Bense biraz talihin, biraz da gençlik girişkenliğim sayesinde, 1972’de Cannes’da o efsane sanatçıyla baş başa bir söyleşi yapabildim.
Ve yanımdaki merhum Arda Uskan’ın fotoğrafları sayesinde olay ölümsüzleşti.
En parlak fikirler geceleri gelir
◊ Daha önce ikisini de yaptınız. Size sinemayı yasaklasak hangisine dönersiniz: Rehberliğe mi, gurmeliğe mi?
– İkisine de dönmem. Yani rehberliğe ve asıl mesleğim olan mimarlığa dönmem. Yoksa sinema bırakılır mı, en azından sinemayı yazmaktan vazgeçilebilir mi? Bu yaşta bile dört-beş kitap projem var. Şu anda sağlığım çıkıp bir film görmemi engelliyor. En azından bir süre için… Ama yazmayı inşallah son günüme dek sürdüreceğim.
◊ Peki her iki alanda da geçerli bir kavuğunuz olsa hangisine devrederdiniz: Gurme Vedat Milor’a mı, rehber Saffet Emre Tonguç’a mı?
– Her ikisini de çok seviyorum. Ama ayrıca Vedat Milor’la tanışıyoruz. Vaktiyle kurucuları arasında yer aldığım Mutfak Dostları Derneği sayesinde… Eğer bir kavuk olsaydı, sanırım ona giderdi.
◊ 81 yaşındasınız. Ömrün hangi kısmını tekrar yaşamak isterdiniz: İlk 40 mı, ikinci 40 mı?
– Bu çok zor bir soru. Bir yanda o bitmez enerjisiyle, hayatı her yönden keşfiyle, aşkları ve tutkularıyla ilk gençlik yılları.
Öte yanda, artık olgunluğa erişmiş, çok şey öğrenmiş, her türlü dengeyi kurmuş bir orta yaş ve ötesi. Her şeye karşın, birçok açıdan çok mutlu geçirdiğim son 40 yıl…
◊ Eski bir hatıranın yadına hangisi daha güzel eşlik eder? Sezen mi, Ajda mı?
– Valla melodik kulaklı olduğum için hemen her şarkı bana bir şeyler hatırlatır. Belki tersi de doğru olmak üzere… Bu iki muhteşem ses de öyle. Ama Ajda’nın “Kimler Geldi Kimler Geçti”siyle Sezen’in “Sen de Benim Gibi Gerçekleri Biliyorsun” şarkılarının bendeki yeri bambaşkadır. O az bilinen bir şarkı ama n’apalım, herkesin kendi Sezen’i var!
◊ Hangisini tercih edersiniz. Tek başınıza ağlamak mı, birinin yanında ağlamak mı?
– Tek başınayı tercih eder gibiyim. Ama ah, gidip omuzunda ağlamanız mümkün olan kişiyi bulduysanız… O kadar mutlusunuzdur ki.
◊ Sizce hangisi daha avantajlı: Zengin ve çirkin doğmak mı, fakir ve güzel doğmak mı?
– Çirkinlikten asla kurtuluş yok. Onun için ‘fakir ve güzel’ opsiyonunu seçerim.
◊ Mükemmel kadında hangisi daha seksi: Yırtmaç mı, göğüs dekoltesi mi?
– Çoğunluğun tersine yırtmacı daha seksi bulurum.
◊ Bir şeyi gece planlamanız mı daha verimlidir, sabah planlamanız mı?
– Sabah planlamak daha akıllıca gelse de, bana en parlak fikirler geceleri gelir. Hatta kimi zaman rüyamda…
Galata Kulesi’ni
ben yapmış olmak isterdim
◊ Sizce hangisi vazgeçilmez: Klima mı, kalorifer mi?
– Kalorifer.
◊ Biraz yoldan çıkmak istediniz… Mantı mı, iskender mi?
– Mantı.
◊ Birinden vazgeçmek zorunda kalsanız: Kırmızı et mi, deniz mahsulleri mi?
– Kırmızı et. ?
◊ İstanbul’un Asya yakası mı, Avrupa yakası mı?
– Avrupa yakası.
◊ Hangisinin insanısınız: Deniz-kum-güneş mi, orman-ağaç-temiz hava mı?
– Deniz-kum-güneş.
◊ Yüksek mimarsınız. Hangisini yapmış olmak isterdiniz: Galata Kulesi mi, Beyazıt Kulesi mi?
– Galata Kulesi.
◊ İmkân olsa hangisini seçerdiniz? Tüm müzik aletlerini çalabilmek mi, bütün sporları yapabilmek mi?
– Tüm müzik aletlerini çalabilmek.
◊ Zaman makinesi icat ettiniz. Nereye giderdiniz? Geçmişe mi, geleceğe mi?
– Geçmişe.
Birini hatırlamıyorsam
artık pat diye söylüyorum
◊ Asla hatırlamadığınız biri size çok samimi davranıyor… Yekten hatırlamadığınızı mı söylersiniz, dolambaçlı sorularla kim olduğunu mu anlamaya çalışırsınız?
– Eskiden ustaca sorularla anlamaya çalışırdım. Ama çoktandır pat diye sormayı tercih eder oldum. Vakit kaybını veya olası potları önlüyor…
◊ Mangala misafir gittiğiniz bir yerde yemeği beğenmediniz. Tabakta mı bırakırsınız, çaktırmadan köpeğe mi atarsınız?
– Galiba köpeğe atmayı tercih ederim. Eee, hayvansever değil miyiz?
◊ Sofrada hangisi çekilmez? Obur mu, geveze mi?
– Geveze daha iyi. Gözleriniz değil, sadece kulaklarınız rahatsız olur.
◊ Evinize yatılı misafir geldi, horlamasından uyunmuyor. Uyandırır mısınız, uykusuz mu kalırsınız?
– Galiba en iyisi bir uyandırmak…
◊ Uçakta/otobüste habire omuzunuzda uyuyan bir adam/kadın var… İnce ince ittirir misiniz, hostese mi şikayet edersiniz?
– Hepsi o kişiye bağlı: Kadın/erkek, güzel/çirkin, güven verir/vermez… Olası bir dost bulma şansı ne kadar? Ona göre davranırım.