Ayvalık’ta mübadele döneminde Hatırlı, Katrinli, Uysal ve Katerinli ailelerine Midilli Adası’ndaki mülklerine karşılık tahsis edilen ve Ayvalık Adaları Tabiat Parkı sınırları içerisinde kalan 267 bin metrekare yüzölçümüne sahip Çiçek Adası’nda Ayşe Afacan (76) ve Hüseyin Hulusi Afacan (79) çifti, 17 yıldan bu yana mutlu bir hayat yaşıyor. 17 yıl önce yaşanan hortum afetinin ardından adanın karşı kıyısındaki evlerinin zarar görmesi sonucunda ana karaya 600 metre mesafedeki Çiçek Adası’nda Rumlar zamanından kalan taş bir yapıya yerleşen ve o yıllardan bugünlere kadar adada modern hayattan uzak bir yaşam süren çift, ada hayatının son derece sağlıklı olduğunu dile getirdi. Kazdağları’ndan gelen yoğun oksijen ve çam kokusunun karışımı hava sayesinde yıllardır grip bile olmadıklarını kaydeden Ayşe Afacan, ada yaşamını şehirdeki yaşayanlara da tavsiye etti.
Kendi elektriklerini ve yiyeceklerini kendileri üretiyorlar
Zeytin ve çam ağaçlarıyla kaplı, nergis çiçekleriyle ünlü Çiçek Adası’nda yiyecekleri kadar bakla, patlıcan, domates, biber, maydanoz, nane ürettiklerini söyleyen Ayşe Afacan, ihtiyaçlarını karşılamak için birkaç günde bir fiber tekneyle Ayvalık’a gidip geldiklerini anlattı. Kış şartlarının kendilerini biraz zorladığını ifade eden Afacan, Ayvalık’ta geçtiğimiz günlerde yaşanan dolu afetinin ardından evlerinin camlarının kırıldığını ve adadaki rutin yaşamlarının olumsuz etkilendiğini belirtti. Adada güneş paneli ve rüzgar gülü ile kendi elektrik enerjilerini ürettiklerini kaydeden Ayşe Afacan, “Ama bu enerji bize gün boyu yetiyor. Cep telefonlarımızı şarj ediyoruz. Televizyon izliyoruz. Hava karardıktan sonra güneş paneli çalışmıyor. Bizde hava güzelse adanın sahilinde eşimle çay, kahve içerek vakit geçiriyoruz. Hafta sonlarında Ayvalık’tan dostlarımızın evlerine giderek konuk oluyor, bazen de onları adadaki evimizde konuk ediyoruz” dedi.
17 yıllık macera bir hortum afetiyle başladı
Kendilerine yetecek kadar tarım ürünü yetiştirip, hindi, tavuk, horoz, ördek, tavşan ve köpeklerine baktıklarını anlatan 79 yaşındaki Hulusi Afacan ise, 18 yıl önce oğluyla birlikte balık çiftliği yapmak için adaya geldiklerini ve yaşadıkları hortum felaketinin ardından balıkların hepsinin dağıldığını kaydetti. 17 yıldan bu yana eşiyle adada yiyecekleri kadar bakla, patlıcan, domates, biber, maydanoz, nane ürettiklerini belirten Hulusi Afacan, her gün evlerinin ve çoluk çocuklarının nasiplerini denizde arayan balıkçıların adanın çevresinde balık tutmaya geldiklerini ve o balıkçılarla çok iyi dostluklar kurduklarını söyledi.
Adaya gelip piknik ateşi yakanları uyarıyorlar
Adaya tekneleriyle bazı ailelerin geldiğini ve zeytinlik ve çam ağaçları kaplı ada üzerinde çoğu zaman piknik ateşi yaktıklarını kaydeden Hulusi Afacan, “Adanın ta öteki ucuna eşimle birlikte yürüyerek gidip bu vatandaşların yaktıkları piknik ateşlerini söndürmelerini sağlıyoruz. Bu adada biz 17 yıldan bu yana hem yaşıyor hem de adayı yangınlardan ve insanların gelip zarar vermesinden koruyoruz” diye konuştu.
Hulusi amca yılbaşına doğru adada dünyanın en güzel nergis çiçeklerinin açtığını ve bu çiçeklerin saçtığı kokuların kendilerini son derece dinç ve dirayetli tuttuğunu da sözlerine ekledi.