Birkaç yıldır üyesi olduğum Anadolu Dağcılık Kulübü ile birlikte geçtiğimiz hafta sonu keyifli bir yürüyüş rotası olan Aytepe- Menekşe Yaylası etkinliğini gerçekleştirdik. Pandemi, dövizin hali ve insanoğlunun nihayet yüzünü az da olsa doğaya çevirmeye başlaması ile birlikte, kamp ve doğa yürüyüşlerine olan ilgi her geçen gün artmaya başladı. Bu, tabi ki benim gibi bir doğa tutkununu sevindirirken öte yandan da endişelendiriyor. Endişelenme sebebim; müthiş güzelliklere sahip bir ülkede yaşayan bizler ne yazık ki gerek eğitim sistemimizdeki sıkıntılar, gerekse yeterli düzeyde toplum bilincine sahip olmadığımız için doğaya gereken önemi göstermiyoruz ve sahip olduğumuz bu eşsiz güzellikleri korumuyoruz. Maalesef bırakın yeşile özen göstermeyi, en basit örnek; trafikte bile araba camından su şişesi ve çöp atıldığına şahit olmuşsunuzdur eminim. Umarım çok geç olmadan doğa ile mücadele etmememiz aksine doğaya saygı göstermemiz gerektiğini öğreniriz.
Doğa yürüyüşü ve çeşitleri
Birçoğumuzun duyduğu, bildiği hatta uygulamaya çalıştığı önemli bir husus var, sağlık için günde 10 bin adım. Bu konu hakkında araştırma yapmadım ancak adım atmanın sağlık açısından çok kıymetli olduğunu herhalde bilmeyen yoktur. Buna dikkat eden biri olarak günlük yaşantımda olabildiğince adım atmaya çalışıyorum ancak ne yazık ki standart bir iş gününde bu hedefin yarısına bile ulaşamıyorum. Hal böyle olunca da önce kamp etkinlikleriyle başlayan doğa tutkum, beraberinde doğa yürüyüşleri ve daha çok başında olduğum, çok az tecrübeye sahip olduğum dağcılık ile perçinlendi.
Olabildiğince doğanın içinde olmak, ormanda yürümek, yeşilin içinde durup nefes alabilmek benim için basit ve bir o kadar eşsiz bir deneyim. Durum böyle olunca da birkaç yıl önce yolum temel yaz dağcılık eğitimini almak için Anadolu Dağcılık Kulübü’yle kesişti ve kulüp üyesi olup, kamp, yürüyüş ve dağcılık faaliyetlerine katılmaya başladım. Bu oluşumun bir parçası olduğum için kendimi şanslı hissediyorum, zira ortak paydada buluştuğumuz her yaştan kişilerle, keyifli faaliyetler yapıyoruz. Kulübün instagram ya da web sayfasına bakıp etkinliklere göz atın derim.
Tekrar doğa yürüyüşüne gelecek olursak, iki tür yürüyüş var literatürde hiking ve trekking. Hiking günübirlik, belli noktalar arasında, belli süre içerisinde yapılan kolay yürüyüş aktiviteleri, trekking ise daha zor parkurlarda, konaklamalı olarak da yapılabilecek yürüyüş aktiviteleri olarak adlandırılmış. Trekking, hiking ve mountaineering (dağcılık) arasında yer alıyor zorluk anlamında.
Doğa yürüyüşlerindeki en önemli husus ekipman. Mevsime ve parkura göre kullanacağınız ekipmanlar değişiklik gösterecek ancak genel olarak outdoor yürüyüş ayakkabısı, özel kıyafetler ki yürüyüş esnasında ciddi derecede terleyip su kaybetmemelisiniz, o yüzden kıyafet seçimine dikkat. Baton ve tabi ki sırt çantanıza alacağınız atıştırmalık, yiyecek, su. Yazıyı çok uzatmamak adına detaya giremiyorum. Sadece kıyafet ve ayakkabı seçimi kadar, çantanıza alacağınız yiyecek konusuna da özen göstermelisiniz. Zira çanta ağırlığı yürüyüş esnasında size sıkıntı yaratabilir. Hem hafif hem de besleyici yiyecekler almaya dikkat edin.
Menekşe Yaylası
Yaklaşık 11 km uzunluğunda (gidiş-geliş), çok keyifli bir rota yaptık Aytepe’den başlayıp. Yer yer patika yollarda, yer yer orman içinde, dere tepe, bol tırmanışlı, inişli bir rota. Bu yürüyüşlerde en keyif aldığım anlar, her adım attığımda ortaya çıkan ses ve aromayı hissettiğim anlar. Özellikle doğanın kendine has kokusu enfes. Yorucu ancak fazlasıyla o yorgunluğa değecek bir rota Aytepe-Menekşe Yaylası. Hatta bu rota Türkiye’nin en güzel on rotası arasında gösteriliyor. Dolayısıyla planlarınız arasına alın derim. Rota dışında yayladan da bahsetmezsek olmaz. Yemyeşil, yaklaşık bin metre yükseklikte yer alan, Kocaeli’ndeki sayısız yayladan biri Menekşe. Ben kamp için tekrar yaylaya gideceğim. Orada kamp yapmak şart. Bu arada birkaç araç da gördük, dolayısıyla araba ile de ulaşabiliyorsunuz yaylaya.
Tam olarak izlediğimiz güzergah; Yuvacık Barajı üzerinden Aytepe. Sonrasında yol üzerinde devam edip Menekşe Yaylası tabelasından sola sapıp ‘Veysel Dayı’nın yerine ulaştık. Orada közde pişmiş bir kahve molası, sonrasında tesis içinden ormanın derinliklerine dalıp Menekşe Yaylası’na doğru devam ettik. Benden söylemesi bu rotayı planlarınız arasına alın hatta yaylada bir gece de konaklayın. Ama bulduğunuz gibi bırakmak şartıyla…