Video Yardımcı Hakem’e (VAR) 2017-18’de ilk geçen liglerden olan Bundesliga’nın deneyimleri hâlâ hafızalarda. Bu sezon Premier Lig’de Brighton-Manchester United maçında skor 2-2 iken çalan bitiş düdüğünün hemen ardından VAR’ın “Hoca nereye gidiyorsun, bariz penaltı var” uyarısı, Bruno Fernandes’in penaltısı ve Solskjaer’in takımının 3 puan mutluluğuyla Manchester’a dönüş yolculuğu tecrübesini Almanlar 3 sezon önce edinmişti…
ODADAN DÖNDÜLER
Maınz-Freiburg maçında ilk 45’teki bitiş düdüğüyle takımlar soyunma odasına gitmiş, VAR ise “Hoca, takımları geri çağır, Freiburglu Kempf elle oynuyor, bariz penaltı!” uyarısı yapmış, tekrar sahaya çıkılarak penaltının kullanılmasınn ardından devre arasına girilmişti.
Almanya MHK’sı VAR için o dönem “Bir öğrenme eğrisi sürecindeyiz” demişti. Yani yaşanacak pozisyonların ardından hakemler de VAR’ın müdahale kapsamını çok daha iyi tecrübe edecekler, IFAB tarafından belirlenen ‘gol-penaltı-kırmızı kart-yanlış oyuncuya kart’ kapsamındaki açık ve bariz hatalar düzeltilecekti.
DÜNYA KUPASI ETKiSi
VAR’ı kullanan ülkeleri endişeyle izleyen diğer ligler için 2018 Dünya Kupası önemliydi. Bilinmezliğin getirdiği avantajla ilk kez dünya vitrinine çıkmış; Brezilya, Hırvatistan, Tunus gibi isyan eden ülkeler olsa da genelinde güzel örneklerle yüreklere su serpmiş, soru işareti yaşayan ülkelerin “VAR’a evet” demelerinde katalizör olmuştu. Ayrıca dünyanın en iyi hakemlerinin görev aldığını göz ardı etmemeli.
1 MİLİMETRELiK OFSAYT
Her ülkede VAR’da sancılı süreçler yaşanıyor. VAR’a geçmeme konusunda en çok direnen İngilizler’di ancak Guardiola’dan Klopp’a, Pochettino’dan Mourinho’ya kadar pek çok teknik adam skandal hatalar arttıkça “Yeni sezonda kesinlikle VAR’a geçilmeli” tepkisini röportajlarında dillendirmeye başlamıştı. Halbuki bu homurtularından sadece 1 sezon önce Premier Lig’de kulüplere yapılan oylamada “VAR’a ret” çıkmıştı. 201920’da başladıkları VAR uygulamasında sadece 1.5 senenin sonunda bardağı taşıran nokta Everton ile Liverpool arasında geçen hafta sonu oynanan Merseyside derbisi sonrası The Mail’in manşetinde yatıyordu… Maçın son saniyesinde neredeyse 1 mm’lik ofsayt kararıyla iptal edilen Liverpool golünün tepkisi dışındaki skandal enstantane Van Dijk’ın sahalardan 6-7 ay uzak kalmasına neden olan ofsayt kararıydı. Ofsayt için çekilen çizgide hizanın Van Dijk’in omzundan değil, oyun kurallarında bu sezon sadece elle oynamalardaki karmaşayı gidermek adına IFAB tarafından ortaya çıkarılan koltuk altı (armpit) sınırından alınmış olmasıydı ki inanılır gibi değil! Yine santimetrelerin konuştuğu görüntüde doğru uygulama yapılsaydı Liverpool penaltı kazanacak, kaleci Pickford kırmızı kart görecekti. Ayrıca, ofsaytla kesilmiş olması, yaralayıcı müdahalenin disiplin cezasını ortadan kaldırmaz elbette ama ne hakem Oliver ne de VAR hakemi Coote oralı olmadı!
TURKISH VAR!
IFAB’ın her sezon kurcaladığı el ve penaltı kurallarına, ülkelerin kendi futbol kimyası eklenince çıkmaza sürükleniyor. Ülkemizde VAR’ın altına dinamiti ilk koyan Yusuf Namoğlu’nun mahalle baskısı korkusunun ‘ne olursan ol kenara gel’ dönemlerinden, bugünkü MHK’da ‘kamuoyunda kabul gören pozisyonlar’ tanımına evrildik. IFAB değil, ‘yerel protokol’ günlerindeyiz yine. Diyeceksiniz ki Premier Lig’de de VAR’ın ilk sezonunda hakem kenara gelmeden, protokole aykırı şekilde VAR’ın söylediğini yapıyordu. Evet doğru ancak onların kaygısı dünyanın 1 numaralı liginin futbol keyfini soğutmamak olduğundan IFAB’ı sallamayıp çözüm denediler.
Bizim 1 numaralı kaygımız ise “Aman kulüplerimiz bağırmasın, akıllarda şüphe kalmasın.” Bu nedenle son hakem seminerinde örnek gösterilen Denizli-Trabzon ve Karagümrük-Yeni Malatya maçlarında verilen penaltılar, sadece ‘kolay penaltı çalınmasın’ tartışması dışında ne yazık ki VAR müdahalesinin istendiği pozisyonlara dönüştü. Kısacası düsturumuz artık ‘açık ve bariz’ değil; ‘karar basitse çağır’ oldu. Hem de kulüplerin ve kamuoyunun ‘şüphe’ sınırını azaltmak gibi anlamsız bir gayeyle.
Daha sadece 5 haftayı geride bıraktık ve önümüzde 37 hafta var. Uygulama açısından sakıncalı bir gidişat var ama standart sağlayabilmek adına kime kızacağımızı bile karıştırmış durumdayız. 3 senedir penaltı vuruşunda neye karışacağını öğrenemeyen VAR hakemine mi, kenara gelerek izleyip protokole uymadığı halde penaltı tekrarı kararı veren sahadaki hakeme mi, MHK’ya mı yoksa IFAB’a mı? Sizce hangisi?