ABD’de yönetimin değişmesiyle, Başkan Donald Trump ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson arasındaki olumlu havanın yerini başta ticaret anlaşması olmak üzere bazı konularda krizlere bırakacağı öngörülüyor.
ABD’nin 46. başkanı seçilen Biden’ın ocak ayında başkanlık koltuğuna oturmasıyla ABD-İngiltere ilişkilerinde yeni bir dönemin başlaması bekleniyor.
Trump döneminde ABD’nin İran Nükleer Anlaşması ve Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesi her ne kadar İngiltere ile ABD arasında bazı anlaşmazlıklara yol açsa da iki ülke arasındaki ticaret anlaşması görüşmelerinin devam etmesi ve Trump’ın Brexit’i desteklemesi Londra’da memnuniyetle karşılanıyordu.
Ancak İrlanda kökenli Biden’ın Brexit karşıtı tutumu, Johnson’la ikili bir teması veya dostluğunun bulunmaması ve Brexit görüşmelerinin sonucuna göre bir ABD-İngiltere Ticaret Anlaşması’na karar verecek olması, iki ülke ilişkilerinde olumsuz bir döneme girileceği yorumlarına yol açıyor.
İlişkilerin geleceğini belli başlı konuların şekillendirmesi bekleniyor.
LİDERLER VE EKİPLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ
İngiltere’de siyasi analizciler, liderler ve hükümetler arasındaki “özel iletişimin” her zaman iki ülke arasındaki ilişkilerin seyrini belirlediği değerlendirmesinde bulunuyor.
Biden’ın Johnson’la, eski ABD Başkanı Ronald Reagan ile eski İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher ya da George W. Bush ile Tony Blair arasında kurulan özel dostluğa benzer bir ilişki kurmayacağı düşünülüyor. Thatcher’dan bu yana tüm İngiliz başbakanlarıyla tanışıklığı olan Biden’ın henüz Johnson’la tanışmadığı biliniyor.
Times gazetesinde 8 Kasım’da yayımlanan bir haberde, Demokrat Partili bir kaynağa dayandırılarak, Biden’ın Johnson’ı müttefik olarak görmediği ve Johnson’la ikili özel ilişki kurmayacağı ileri sürüldü.
2019’un aralık ayında Johnson’ı “Trump’ın Britanyalı fiziksel ve ruhsal ikizi” olarak niteleyen Biden’ın bu değerlendirmesi, ikili arasındaki ilişkinin geleceğine dair de ipucu veriyor.
Ayrıca bazı İngiliz hükümeti yetkililerinin ABD ziyaretlerinde Demokrat Partililerle görüşmekten kaçındığı, Biden’ın kampanya ekibinin bazı üyelerinin de Johnson’a karşı sert ifadeler kullandığı biliniyor.
JOHNSON’A “ŞEKİL DEĞİŞTİREN SÜRÜNGEN” BENZETMESİ
Örneğin, Barack Obama’nın başkanlığında Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcülüğünü yürüten ve Biden’a yakınlığıyla bilinen Tommy Vietor, Johnson’ın tebrik mesajını sert bir dille eleştirdi.
Vietor, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Johnson hakkında, “Bu şekil değiştiren sürüngenin Obama hakkındaki ırkçı yorumlarını ve Trump’a kölece bağlılığını unutmayacağız.” ifadesini kullandı.
BREXİT VE ABD-İNGİLTERE TİCARET ANLAŞMASI
Siyasi analiz uzmanları, Brexit’i hem İngiltere hem de Avrupa’daki Amerikan çıkarları için tarihi bir hata olarak değerlendiren Biden’ın transatlantik ilişkileri İngiltere’den değil Brüksel’den ve Avrupa’dan onarmaya başlayacağını tahmin ediyor.
ABD ile İngiltere arasında devam eden ticaret anlaşması görüşmelerinin nasıl şekilleneceğine, İngiltere’nin AB’den anlaşmalı mı yoksa anlaşmasız mı ayrılacağı ve Kuzey İrlanda krizinin etkisinin olacağı değerlendiriliyor.
Joe Biden’ın İngiltere’nin Brexit kararına karşı olduğu ve anlaşmasız bir ayrılığı da desteklemediği biliniyor.
Düşünce kuruluşu Chatham House’da 2018’deki bir programda konuşan Biden, “İngiltere vatandaşı olsaydım Brexit seçimlerinde kesinlikle hayır oyu verirdim.” ifadesiyle hatırlanıyor.
Biden, 16 Eylül’de de Twitter’dan yaptığı bir paylaşımda AB ile İngiltere arasında yürütülen ayrılık müzakerelerinde krize dönüşen Kuzey İrlanda meselesine ilişkin de “Brexit’in Kuzey İrlanda’ya barışı getiren ‘Hayırlı Cuma’ Anlaşması’na zarar vermesine izin veremeyiz. İngiltere ile ABD arasında muhtemel bir ticaret anlaşması, Brexit görüşmelerinin Kuzey İrlanda’daki barışa zarar vermemesine bağlı.” değerlendirmesinde bulundu.
Oysa Johnson hükümeti, AB’yle bir anlaşmaya varamaması durumunda Brexit Anlaşmasını tek taraflı ihlal edecek bir yasayı geçirmek istiyor. Bu durumda AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile Birleşik Krallık’ın parçası Kuzey İrlanda arasında yeniden fiziki sınır oluşturmak gerekebilir.
AB’yi “Birleşik Krallık’ı bölmeye çalışmakla” suçlayan Johnson’ın anlaşmasız Brexit’te ısrar etmesi, ABD ile İngiltere arasında olası bir ticaret anlaşmasını tamamen riske atabilir.
İRAN, RUSYA VE ÇİN
İngiltere ve AB’nin önde gelen ülkelerinin taraf olmaya devam ettiği İran nükleer anlaşması, Trump’ın 2018’de ABD’nin anlaşmadan ayrıldığını açıklamasıyla sekteye uğradı.
İngiltere, İran’ın nükleer silahlara sahip olmasını engelleyen bu anlaşmanın sürdürülmesi için diplomatik çabalarını devam ettirdi. Biden döneminde ABD’nin İran ile diplomatik kanalları açmasının ardından ABD ve İngiltere’nin ortak bazı politikalar yürütecekleri öngörülüyor.
Biden döneminde İngiltere’nin de tehdit olarak gördüğü Rusya ile ABD ilişkilerinin ise daha gergin seyredeceği ve Rusya’ya karşı caydırıcılığı artırmak için İngiltere üzerinde baskı kuracağı yorumu yapılıyor.
Biden yönetimiyle, Çin’in, Hong Kong ve Sincan Özerk Bölgesi’ndeki insan hakları ihlallerine karşı yakın çalışacağı da değerlendiriliyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Paris’te, Aralık 2015’te yapılan 21. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda (COP21) onaylanan İklim Anlaşması, Nisan 2016’da 190’dan fazla ülke tarafından imzalanmıştı.
Trump’ın ilk kez 2017’de duyurduğu Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme kararı birkaç gün önce resmi olarak yürürlüğe girdi. Böylece ABD, anlaşmadan resmi olarak çekilen ilk ülke oldu.
Biden ise seçim kampanyasında sık sık ABD’yi bu anlaşmaya yeniden dahil edeceği sözünü vermişti. Gelecek yıl Glasgow kentinde Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na ev sahipliği yapacak İngiltere’nin ABD’nin anlaşmaya geri dönüşünü memnuniyetle karşılayacağı düşünülüyor.