Fethiye’ye araçla 15 dakika uzaklıktaki Kayaköy’ün ziyaretçilerini zamanın gerçekliğinden uzaklaştıran bir hali var. Saman sarısı topraklar, salkım saçak meyve bahçeleri ve sarp yamaçlarda gezinen renk renk keçiler… Kayaköy’ü karşıdan gören tepede oturup görkemli geçmişini düşlüyorum. Batıdan doğuya doğru yayılan, 65 metre yükseklikteki yumuşak eğimli bir vadiye dağılmış yüzlerce bomboş hane var. Bir zamanlar adı Levissi olan bu eski Rum köyünün nüfusu, 1912’de 6 bin 500 olarak kayıtlara geçmiş. 14’üncü yüzyılda köyü ziyaret eden İtalyan seyyah Sanudo’nun yazdıklarına göre Levissililer, 11’inci yüzyıldan beri burayı mesken edinmiş. 1920’lerde Kayaköy’de iki okul, kütüphane, canlı bir çarşı, eczaneler ve civar köylere hizmet götüren doktorlar varmış.
‘Hayalet köy’e müjde
Günümüzün Kayaköy’üne gelince… Fethiye gezilerinin vazgeçilmez duraklarından biri olan köyü, Likya Yolu’nu takip edenler de sıkça ziyaret ediyor. Dahası Kayaköy’ün bir dostluk ve barış köyü olması konusunda girişimler var. Ömer Kavur’un ‘Gece Yolculuğu’ filmi başta olmak üzere birçok sinema yapıtına, belgesele, kitaba ve klibe ilham veren Kayaköy’deki yapıların restore edilerek uluslararası bir kültür-sanat merkezine dönüştürülmesi projesine pek çok sivil toplum kuruluşu da destek veriyor. Muğla Kültür ve Turizm Müdürü Zekeriya Bingöl, Kayaköy’ün kiliselerinin restore edileceği müjdesini de geçen gün verdi. Yıllardır sabırla beklediğimiz bu müjdeli haber için teşekkür ediyoruz ancak keşke Afkule Manastırı da restorasyon kapsamına alınsa… Afkule’yi biliyor musunuz?
Noel Baba’nın izleri
Kayaköy’ün içinden geçip altı kilometre kadar güneye doğru devam ederseniz Gemile Koyu’nu ve Aziz Nikolas Adası da denilen Gemile Adası’nı içine alan muhteşem panoramayı görürsünüz. Bu el değmemiş adanın, bir zamanlar Kudüs’e hacca giden Hıristiyanları taşıyan gemilerin uğrak yeri olduğu biliniyor. Erken Bizans dönemine ait bazı kaynaklar, Noel Baba olarak tanınan Aziz Nikolas’ın buraya geldiğini ve bir süre yaşadığını belirtiyor. Bu sarp adacığa kıyıdan motor kiralayarak ulaşabileceğiniz gibi Fethiye’den kalkan tur teknelerine de binebilirsiniz. 5’inci yüzyıldan 12’inci yüzyıla dek üzerinde yaşam olan adada bir dini yapılar kompleksi dikkati çekiyor. Tepedeki kiliseyle adanın güneydoğu ucundaki kiliseyi birbirine bağlayan 70 metre uzunluğundaki tünel, günümüzde de varlığını koruyor. Adanın arkasındaki Babadağ’dan süzülen yamaç paraşütleri etkileyici manzaranın tamamlayıcısı…
Kartal yuvası gibi
Gemile Koyu’ndan anayola uzanan bol zikzaklı patikayı tırmanırken Afkule’nin yönünü de gösteren sarı renkli Likya Yolu levhaları çıkıyor karşıma. Bu tabelayı takip edenlerin irili ufaklı kayalarla kaplı makilik patikayı izleyip 1.5 kilometre kadar daha yürümesi gerekiyor. Ağaçların ve dikenli bitkilerin biraz olsun seyrelerek belirgin bir açıklık oluşturduğu alana vardığınızda biraz soluklanmanızı ve varsa ağır çantalarınızı burada bırakmanızı tavsiye ederim. Çünkü yolun kalan 250-300 metrelik bölümünde hayli dik bir yamaçtan dikkatle inmek durumunda kalacaksınız. Orman içinde ve kayaların üzerinde yürümenizi kolaylaştıracak, bileklerinizi çepeçevre saran trekking botlarınız yoksa bu patikayı inmeye hiç kalkışmayın!
Peki bu zahmete katlanmaya değer mi? Emin olun fazlasıyla değer… İtiraf etmem gerekirse çeyrek asırdan bu yana Fethiye ve hinterlandını sayısız kez gezmiş biri olarak Afkule’ye ilk kez geçen günlerde gidebildim. Her seferinde çeşitli nedenlerle kıyısından döndüğüm bu muhteşem yapıyla tanıştığımda, bu unutulmaz deneyimi bu denli geciktirdiğim için bir hayli hayıflandım. Denizden yaklaşık 400 metre yükseklikte, kartal yuvasını anımsatan bir uçurumun tepesindeki kayalığa oyularak inşa edilen manastır, yörede Afkule olarak biliniyor. Taş duvarların koruduğu kemerli bir bahçe kapısından girilen manastır, Trabzon’daki dünyaca ünlü Sümela
Manastırı’nın adeta küçük bir kopyası gibi…
Ters bir L harfini anımsatan dar merdivenler kullanılarak bu mistik yapının içine girilebiliyor. Manastırın pencerelerinden ve terasından görülen manzara gerçekten etkileyici… Öyle ki İblis Burnu, Kurdoğlu Burnu, hatta hava açıksa uzaklarda Rodos Adası bile görülebiliyor Afkule’den. 5-6’ıncı yüzyıllardan kalma muazzam Afkule Manastırı, Anadolu’daki benzerleri gibi kamusal bir alan değil, bir keşişe ait olmasıyla diğerlerinden ayrılıyor. Evet, yanlış okumadınız; Afkule, Ayios Elefterios adlı bir münzevi tarafından ömür boyu çile çekmek amacıyla kayalara oyularak yapılmış. Manastırın kutsal bir dini merkez olan Aziz Nikolas Adası’nın çok yakınında olması, o dönemde bölgede Keşiş Ayios öncülüğünde çileci bir yalnızlar hareketinin oluştuğunu ortaya koyuyor.
Bu yönüyle benzerlerinden ayrılarak özgün bir mimari değer kazanan Afkule Manastırı, daha çok doğa yürüyüşçüleri tarafından ziyaret ediliyor. Ege’nin masmavi sularına bakan manastırın içine adım atar atmaz bir su toplama haznesi dikkatimi çekiyor. Kaderine terk edilmesi nedeniyle maruz kaldığı tüm tahribata rağmen içindeki fresklerin göz alıcı çivit mavisi hâlâ seçilebiliyor. Bu noktada önemli bir hatırlatmayı da yapmak istiyorum. Hıristiyan turist misafirlerimiz, lütfen manastır duvarlarına yazılama yapmasınlar. Maalesef yazılama cehaletinin yerlisi-yabancısı yok! Diğer yandan maalesef manastırın asma katı ve eteklerindeki yaşam alanlarının önemli bir bölümü çökmek üzere. Oysa Afkule, Biblical turlar için paha biçilmez bir hazine. Doğru bir restorasyonla turizmimize büyük katkı sağlayacağı da aşikâr. Bu tarihi çilehanenin Kayaköy kiliseleri restorasyon projesine dahil edilmesini diliyor, “Ege’nin Sümela’sı kurtulsun!” diyoruz.
Yamaç paraşütünde indirimli günler
Fethiye yakınlarında çok sayıda görülmeye değer antik kent ve kutsal alan var: Ksanthos, Kadyanda, Sidyma, Tlos, Letoon ve Pınara bunlardan birkaçı. Yörenin zengin tarihine tanıklık etmek için Fethiye Müzesi’ne uğrayabilirsiniz.
Fethiye Balık Pazarı, deniz ürünleri çeşitliliğiyle Anadolu’da tek kelimeyle rakipsiz! Tezgâhları şenlendiren balık türleri arasından dilediğinizi seçip çevredeki restoranlarda pişirtebiliyorsunuz.
Türkiye’nin en önemli paragliding merkezlerinden biri olan Fethiye Babadağ’da geçen yaz tek uçuşun fiyatı, kişi başı 1500 liradan aşağı düşmemişti. Sezonun kapandığı bugünlerde fiyatlarda yüzde 50’ye varan indirimler uygulanıyor.