Hartomacıoğlu, yaptığı açıklamada, genç girişimcilerin yatırım tercihlerini e-ticaret yapmaktan yana kullandıklarını söyledi. Söz konusu girişimlerin uluslararası pazarda yer edinebilecek önemli adımlar olduğunu belirten Hartomacıoğlu, “Ülkemizin her köşesinde teknoloji geliştirme bölgeleri ve içlerinde kuluçka merkezi adı verilen, girişimin ilk somutlaştığı yerler kuruldu. Genç mezunlarımız, e-ticaret alanında yerli üreticilerin ürünlerini yurt dışı pazarlara taşıyacak girişimlerde bulunuyor. Bu, gerek KOBİ’lerin büyümesine gerekse girişimcilik kültürünün e-ticaret alanında gelişmesine katkı sağlayacaktır.” dedi.
Pandemide hızlanan dijital dönüşümle birlikte e-ticaretin, diğer bir deyişle dijital pazarlamanın öne çıktığını vurgulayan Hartomacıoğlu, “Artık bir firmanın başarı göstergesi, ürünün hedef kitleye ulaşması ve satış yapması. Bu başarıyı inşa etmenin yolu da dijital pazarlama stratejilerinden geçiyor.” ifadesini kullandı.
Hartomacıoğlu, günümüzde büyük alan kaplayan, önemli caddelerde dükkanı bulunan firmaların değil, dijital olarak iyi tanıtılan, stratejileri iyi yönetilen, uluslararası e-ticaret sitelerinde geniş yer alan ve arama motorlarında ön sıralarda olan firmaların daha fazla ön planda olduğunu bildirdi.
Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının ürün geliştirmede önemli olduğunu vurgulayan Hartomacıoğlu, “Bunun yanında pazarlama boyutunun dijital ortamda yapılması, ürün fikrinin başarısı açısından son derece önemli.” dedi.
“KOBİ’lerin dijital dönüşümü için üniversite-sanayi iş birliği şart”
Dr. Selim Hartomacıoğlu, hızlı dijital dönüşümün Türkiye için önemli fırsatlar sunduğunu ifade ederek, Ar-Ge çalışmaları ile inovatif özelliklere sahip, yüksek katma değerli ve ticarileşme potansiyeli ileri seviyede olan bir ürünün ortaya çıkartılmasındaki temel anahtarın üniversite-sanayi iş birliği olduğunu söyledi.
Dijital dönüşümün özellikle son 20 yıldır hızla gelişen ve hayatın her alanına giren bir kavram olduğuna dikkati çeken Hartomacıoğlu, başta KOSGEB olmak üzere birçok destek kurumunun, imalat sanayisinde faaliyet gösteren KOBİ’lerin üretim ve iş ilişkisi süreçlerinde dijital teknolojilerden yararlanma düzeylerinin artırılması için pandemi öncesinde de önemli destekler verdiğini anlattı.
Pandeminin, dijitalleşmeyi firmaların ayakta kalabilmesi için vazgeçilmez koşul haline getirdiğini vurgulayan Hartomacıoğlu, firmaların, yönetiminden ürün geliştirme sürecine, pazarlamadan üretim takibine kadar bütün alanlarda dijital dönüşümü sağlamak zorunda olduğunu vurguladı.
Dijital dönüşümde son evrenin “Karanlık Fabrika” diye adlandırılan, insan kontrolünün minimuma indiği bir üretim hattı olduğunu belirten Hartomacıoğlu, “Ülkemiz hızla sanayileşme evrimini sürdürmekte ve uluslararası pazarda yer edinecek ürünler geliştirmekte. Bunu dijital dönüşümle desteklersek ve ayak uydurup bu alanda teknolojiler geliştirirsek önümüzdeki 10 yıl Türk sanayisi için çok farklı olacaktır.” diye konuştu.
Dijital dönüşüm sürecine KOBİ’lerin adaptasyonu için mutlaka üniversite-sanayi iş birliğine önem verilmesi gerektiğini vurgulayan Hartomacıoğlu, “Bu iş birliği ile yönetim, üretim takip, pazarlama ve ürün geliştirme süreçlerinde dijital dönüşüm başarılı olacaktır. Bu sayede firmanın sürdürülebilir karlı büyüme ivmesi yakalaması ve özellikle uluslararası pazarda rekabet edebilecek yeteneklere, güce ve detaylara sahip olması sağlanacaktır.” dedi.
“Salgın sonrası evden çalışmaya devam”
MÜRGEMER Proje Yöneticisi Öğretim Üyesi Dr. Hartomacıoğlu, salgın sonrası için iş hayatında yaşanacak kalıcı değişikliklere değinirken, şunları kaydetti:
“En hızla hayatımıza giren online toplantılar oldu. Bu kültür ve online eğitimler, salgın sonrasında da iş hayatımızdaki yerini korumaya devam edecektir. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde bir saatlik toplantı için 4 saatlik yol zahmetine katlanıyorduk. Firmalara da büyük maddi yük getiriyordu. Artık online toplantı yaparak hem zaman hem de maliyet açısından önemli avantajlar elde ettik. Örneğin, şehirlerarası seyahattesiniz ve bir toplantı talebi geldi, bir park alanına aracınızı çekip kahvenizi içerken toplantıyı gerçekleştirebilirsiniz. Bu kültürün devam edeceğini ve kalıcı hale geleceğini düşünüyorum.”
Pek çok kişinin yoğun çalışma temposu ya da zamansızlık nedeniyle katılamadığı yerli ya da uluslararası eğitimlere artık kolaylıkla erişebildiğini ifade eden Hartomacıoğlu, bu avantajın da salgın sonrasında devam etmesini beklediğini söyledi. KOBİ’lerin de performans odaklı personel yönetim anlayışına geçtiği zaman evden çalışmanın hızla hayatımızdaki yerini alacağını belirten Hartomacıoğlu, “Pandemi dolayısıyla bunun farkına varan firmaların, bu durumu haftanın belirli günlerinde devam ettireceğine inanıyorum.” dedi.
“Türk mühendislerinin en önemli hedefi, teknoloji geliştirmek”
Teknolojik gelişmelerin ve bu alana ayrılan Ar-Ge yatırımlarının artmasıyla önem kazanan teknoloji transferine de değinen Hartomacıoğlu, Türk mühendislerin en önemli hedefinin teknoloji geliştiren konuma gelmek olduğunu söyledi.
Her alanda yerli teknoloji geliştiren firmaların doğduğunu, özellikle girişimcilik destekleri ile ayakta kalmaları için devletin destek sağladığını ifade eden Hartomacıoğlu, teknoloji transferi sırasında yapılan hatalara ilişkin ise şunları kaydetti:
“Ürün geliştirmede farklı firmaların geliştirdiği teknolojileri kullanmak ve onların firma bünyesinde yapacağı transfer, ürünlerin başarısı açısından son derece önemlidir. Burada yapılan en büyük hata, teknolojiyi transfer ederken teknolojinin içeriği ile know-how ve deneyimlerden kaçmaktır. Firmanızın Ar-Ge yeteneklerinin artırılması ve ileride teknoloji geliştirebilecek bir seviyeye çıkabilmesi için transfer edilen teknolojinin firma bünyesinde içselleştirmesi gelecek vizyonu açısından çok önemli. Bu duruma yardımcı olacak ve içselleştirme başarısını arttıracak yöntem ise üniversite-sanayi iş birliğidir.”