Programların standart çözünürlükte (SD) izlenmesini öneren kuruluş, küçük ekranlarda kullanıcıların aradaki farkı göremeyebileceğini belirtti.
Royal Society’nin raporunda platformlar ve düzenleyici kurumların çözünürlük kalitesini sınırlaması ve SD’nin varsayılan çözünürlük olması gerektiği çağrısı yapılıyor.
Kuruluşa göre küresel emisyonlarda dijital teknolojinin payı yüzde 1,4 ile 5,9 arasında değişiyor.
Emisyonu düşürmek için basit adımlar
Royal Society’nin enerji tasarrufu için önerdiği bir başka yol da eğer izlenmiyorsa müziğe eşlik eden videoların kapatılması.
Raporu kaleme alan bilim insanları bu tür basit adımlarla, müzik platformlarının karbon emisyonlarının yüzde beş oranında aşağı çekilebileceğini vurguladı.
YouTube, serverlarını yenilenebilir enerjiyle çalıştırarak karbon emisyonlarını yüzde beş azalttığını açıklamıştı.
Raporda ayrıca yeni cihaz üretiminin karbon emisyonlarını önemli oranda artırdığı belirtilerek tüketicilere mevcut telefonlarını daha uzun süre kullanmaları tavsiye ediliyor.
‘Telefonları iki değil dört yılda değiştirin’
Kuruluşa göre iki yılda bir değiştirilen telefonlarda üretim aşamasındaki karbon emisyonunun miktarı, bu telefonların ömrü boyunca oluşturacağı emisyonun yarısı kadar.
Fakat tüketiciler telefonlarını iki değil dört yıl kullanırlarsa bu oran yarıya inecek.
Royal Society, ikinci el telefon almanın ya da cihazları paylaşmanın da üretimden kaynaklanan emisyonların azaltılmasına yardımcı olacağına dikkat çekti.
Kuruluş ayrıca ev ve iş yerlerinde kullanılan bilgisayarlarda bulut teknolojisinden yararlanılmasının karbon emisyonlarının azaltılmasına katkıda bulunacağını belirtti.
Uzmanlara göre bu teknoloji daha etkin sunucu kullanımı sağlıyor. Bunun nedeni, sunucuların boştayken enerji harcamaması.
Raporda teknoloji firmalarının şeffaf davranarak dijital ürün ve hizmetlerinin yarattığı karbon emisyonlarına ilişkin bilgileri paylaşması gerektiği belirtiliyor.