“Fatih Terim, Arda’yı transfer ederek, diğer futbolculara bir ağabey, kendisine takım içinde bir yardımcı buldu. Bu teknik adamlık zekası. Ne oynayan gençler tedirgin oluyor ne de oynamayan yıldızlar sorun yaratıyor. Bu da takımın performansını yükseltiyor.”
1- Beşiktaş, Kasımpaşa karşısında net bir skorla son 6 maçta beşinci galibiyetini elde etti. Bu seriyi yükselişteki futbolculara mı yoksa Sergen Yalçın’ın sihrine mi yazmalıyız?
2- Galatasaray, gençleşen kadrosuyla Rize’den sonra Hatay’ı da farklı geçti. Bu seride Belhanda-Arda-Babel gibi deneyimlilerin yokluğu sizce ne kadar etkili?
3- Fenerbahçe, ikinci devresini mahkum oynadığı maçta Denizli’yi 2-0 yendi. Bu galibiyeti nasıl okumalıyız, iyi ilk yarı üzerinden mi, Altay’ın performansı üzerinden mi?
4- Denizli-F.Bahçe maçı hakemi Ali Palabıyık çok tartışıldı ama Türkiye’nin 2 numaralı hakemi, Şampiyonlar Ligi’nde maç yönetiyor. Performansını nasıl buldunuz?
5- Trabzonspor’da Abdullah Avcı’nın galibiyet serisini Sivas bozdu. 3 maçta 7 puanlı başlangıcı nasıl değerlendirmeli? Trabzon bir şampiyonluk yarışçısı mıdır?
6- Türkiye’nin 2022 Dünya Kupası yolculuğundaki rakipleri belli oldu. Hollanda, Norveç, Karadağ, Letonya ve Cebelitarık’lı grubu nasıl değerlendiriyorsunuz?
MEHMET ASLAN
KESİNLİKLE TEKNİK ADAM BAŞARISI
1- Ben, Sergen Yalçın derim hiç tartışmasız. Bu takımın her bireysel hem de takım olarak sezon başından bu yana yükselişi teknik
adamın başarısıdır. Hatırlayın sezon başındaki Beşiktaş’ı. Transfer konusunda da, finansal açıdan da, psikolojik olarak da rakiplerinden geri kalmış, camia karamsarlığa bürünmüştü. Adım adım tüm bu engelleri yıktı Beşiktaş. Ayakta kalan ve hep ayakta tutan isim Sergen Yalçın’dı. Kendisinin de söylediği gibi, futbolculuğunda sahada sorun çözüyordu, şimdi kulübede yapıyor aynı şeyi.
ARDA’NIN VARLIĞI OLUMLU ETKiLiYOR
2- Bakın, bir takımda deneyimli, usta, yıldız isimler forma bulamıyorsa bu sorun olur. Ama Galatasaray’da Fatih Terim, Arda transferi ile bu sorunu minimize etti. Takıma bir ağabey, kendine takım içinde bir yardımcı buldu. Bu teknik adamlık zekası. Ne oynayan gençler tedirgin oluyor, ne de oynamayan yıldızlar sorun yaratıyor. Bu da takımın performansına doğrudan etki ediyor. O gençlere Arda’nın yaklaşımını sadece ben değil, sosyal medyayı takip eden herkes yakından şahit oluyor. Bu da takımın bütününe yayılıyor.
PENALTI VE KIRMIZI KART HER TAKIMI ETKiLER
3- Elbette ilk yarı üzerinden… 11’e 11 oynanan oyunda F.Bahçe’nin net üstünlüğü vardı. İkinci yarı penaltı ve kırmızı kart her takımın oyun planını etkiler. Fenerbahçe bundan etkilendi. “efendim, ne olursa olsun bu kadar pozisyon verilmezmiş. erol bulut oyunu okuyamamış” geçiniz bunları. Bunlar olumlu yanları. Ama başka bir önemli nokta var; bulut belki de bu noktada eleştirilmeli. Gökhan-Caner ikilisinin etkili olamadığı zaman bir çözüm geliştirmeli. Asıl konu bu.
HAKEMLERi KONUŞMAK TÜRKiYE’NiN MiLLi SPORU!
4- Türkiye’nin milli sporu her maçı hakem üzerinden okumak! Hep şu diyaloğa şahit olursunuz Türkiye’de: – Maç kaç kaç? – 2-0 X takım kazandı. – Hakem nasıldı? Dünyanın hangi ülkesinde var bu soru? “Takım nasıldı” değil, hakem nasıldı? Sıfır hakem hatası istiyor herkes. Eğer bir hata yapılırsa da kendi lehine yapılsın. Ancak o zaman tolerans gösteriliyor. Kimse adil hakem istemiyor. Herkes kendi lehine karar veren, dahası rakip aleyhine düdük çalan hakem istiyor. Türkiye’nin özeti bu.
DEVRE ARASI BEKLENMELi
5- Şu anki tabloya göre şampiyonluk adayı değildir. Ama devre arası değişimi asıl tabloyu ortaya çıkaracaktır. abdullah Avcı’yı bugün takımın başına getirip yarın şampiyonluk beklemek Trabzonspor’un en büyük hatası olur. Ama takımda belirli bir toparlanma, devre arası transferleriyle oluşacak abdullah avcı takımıyla hayata geçecektir.
LOKUM GiBi KURA!
6- Eskiden gazeteler bu tür gruplar için “lokum gibi” kura diye başlık atardı. Bu grup da lokum gibi bana kalırsa. Hani tek tek gruplardan bir takım seçelim, kura çekmeyelim desek ancak bunları seçerdik. İşin kura yanı bu. Ama bir de saha yanı var. Takımlar arasında makas daralıyor. Avrupa Şampiyonası elemeleri performansını sergilersek, bu gruptan çıkar Katar’a gideriz.
UĞUR MELEKE
15 OYUNCU BİRDEN YÜKSELİŞTE
1- Aslında futbolcuların yükselişte olmasını da Sergen Yalçın’ın hanesine yazmalıyız bence. Çünkü bir takımda 3-5 futbolcu yükselişteyse bunlar bireysel çıkışlar olabilir ama 15 oyuncu birden yükseliyorsa bunun temelinde muhakkak bir hoca parıltısı vardır. Beşiktaş’ta da durum bu. Rıdvan yükseliyor, Rosier-Ghezzal uçuyor, Josef-Atiba üzerine koyuyor, Montero güven kazanıyor, Aboubakar hayata döndü, Larin yeniden doğdu. Özellikle şu 21 günlük aradan sonra Beşiktaş bir Sergen Yalçın takımına dönüştü. Yeni Malatya-Denizli-Başakşehir-Fenerbahçe ve Kasımpaşa maçlarını belli bir standartta oynadı. Ligin en fazla topla oynayan ve en fazla şut atan takımı olma yolundalar bence. Bunun da mimarı Sergen Yalçın’dır kesinlikle.
KALiTEYE KARŞI TUTKU VE ENERJi
2- Direkt etkili bence. Hatta Galatasaray’ın enerjisinin-dinamizminin artmasının bir numaralı sebebi bu. Belhanda, Arda, Babel, Falcao gibi oyuncuların şüphesiz ki kalitelerini sorgulamıyoruz. Ancak bunların 3-4’ü birden bir arada oynadığında maçı erken koparmak zorundalar, zira ikinci devrede bataryaları düşüyor ve takım net bir şekilde geriliyor. Belki Rize ve Hatay’ı yenen takımın kalite dozajı bir tık daha düşük ama çok tutkulu ve dinamikler.
BU DÜŞÜŞ NORMAL DEĞiL
3- F.Bahçe Denizli’de iyi bir ilk yarı performansıyla iki farklı sonuç aldı. Ben o 45’i Erol Bulut’un taktik dehası ya da organizasyon becerisi üzerinden değil bireysel parlamalar üzerinden okumak gerektiğini düşünüyorum. 45 dakika boyunca müthiş bir Caner izledik, üç tane gol pası verdi, birini değerlendirebildiler. Evet 50’de Fenerbahçe 10 kişi kaldı, düşüş doğal. Ancak dünyada ilk 10 kişi kalan takım F.Bahçe değil. Son kalan da olmayacak. 11’e 10 kaldılar diye Altay’ı bu derece kaderine mahkum bırakmaları enteresan. Ben Bulut’un o 40 dakikayı iyi analiz etmesi gerektiğini düşünüyorum.
VAR MASASINDAKi KARDEŞLER’E DE BAKIN
4- Ali Palabıyık şu ana kadar yanılmıyorsam 3 Şampiyonlar Ligi maçı yönetti ve performansları iyi. Ancak maalesef hakemlerimiz Avrupa performanslarını yerel lige yansıtamıyorlar, sakin kalamıyorlar. Tabii ki Palabıyık’ın düşük performansında VAR masasındaki Arda Kardeşler’in anlamsız müdahalelerinin de katkısı var. “Net ve bariz” tanımını Kardeşler’in doğru anlayabildiğini zannetmiyorum.
BiR GOL ATIP KORUMA MANTALiTESiNi BIRAKMALI
5- Erzurum Trabzon’a 21 şut atmış ama çerçeveyi geçememişti. Ankaragücü de Trabzon’a şutlarda 12-7 üstünlük kurmuş ama puan çıkaramamıştı. Trabzon, Sivas karşısında nispeten iyi bir ilk devre oynadı, Ekuban’ın ekstrasıyla golü de buldu ama sonra adeta kontak kapattı. Trabzon aslında tek bir iyi maç oynamadan topladı bu 7 puanı. Bir gol atıp koruma mantalitesini değiştirmeliler.
ÜÇÜNCÜ TORBA KURASINDA ŞANSSIZDIK
6- Bir ikinci torba takımı için kritik olan detay 1 ve 3’ten kimi çektiğimizdir doğal olarak. 1. torbadan Hollanda’yı çekmemiz avantaj. Hem yeniden yapılanan bir takım, hem de Hollanda’daki maçı belki de seyircili oynama şansımız olacak. Ancak 3. torba kurasında şanssızdık, global yıldızlar Haaland ve oodegaard’ın takımını çektik. Neyse ki onlar da takım olma konusunda sancılı. Uluslar Ligi’ni ciddiye almayan şenol Güneş bu grup için planlarını doğru yapmak zorunda.
GÜNTEKİN ONAY
ABOUBAKAR, GHEZZAL VE ATİBA SAĞLIKLI OLURSA…
1- Kadroda eksikler varken, krizli bir süreçte 3 güçlü rakibe karşı alınan 9 puan ve atılan 10 gol Beşiktaş açısından son derece olumlu. Yarışa tutundular ve gelecek için umut vadettiler. Sergen Yalçın sakin kaldı takımına güven aşıladı. Aboubakar ve Ghezzal çok kaliteli oyuncular. Atiba, özel bir karakter ve örnek bir sporcu profili. Bu oyuncular sağlıklı kaldığı sürece, Oğuzhan, Dorukhan ve N’koudou gibi isimlerin de zamanla performans anlamındaki katılımıyla Beşiktaş, bu yarışın güçlü adaylarından biri olmaya devam edecektir.
TERiM’iN OYUN OPSiYONLARI ARTTI
2- Arda Turan, Babel ve Belhanda’nın kaliteleri kesinlikle tartışılmaz. Bu isimlere Radamel Falcao’yu da ekleyebiliriz. Ancak son 3 maçtır oynayan Galatasaray kadrosu daha genç dinamik ve pres yapan bir takım. Hücumda hareketliler iştahlılar. Fatih Terim zamanla bu grubu sentezleyerek daha farklı formasyonlar ve oyunlar bulma lüksünü de elde etti.
iLK YARI TAKIM iKiNCi YARI ALTAY
3- Fenerbahçe, Beşiktaş derbisi yenilgisinin ardından ilk 11’de 5 farklı oyuncuyla ve kararlı başladı. İyi bir ilk yarı oynadılar. Bu oyunlarını skor tabelasına yansıtmayı da başardılar. Ancak Denizlispor karşısında 10 kişi kaldıktan sonra bu kadar mahkum oynamaları düşündürücü. Kaleci Altay penaltıyı kurtarmasa galibiyet çok zora girecekti. İlk yarıyı takıma, ikinci yarıyı Altay’ın başarısına yazmak en doğrusu.
BU GiDiŞAT SAĞLIKLI DEĞiL
4- Hakem Ali Palabıyık’ın performansının ötesinde, ligin daha 11’inci haftası oynanırken ortalığın böylesine yangın yerine dönmesi gerçekten ürkütücü. Kurumsal kimlik ve sorumluluk taşımayan kişilerin sosyal medya üzerinden kaos yaratmaları; medya, hakemler, kulüpler ve kişiler üzerinde seviyesizce baskı yaratmaları kabul edilemez. Herkes sakin olmalı. Medya çalışanları, hakemler ve kulüp yöneticileri sorumluluk duygusuyla hareket etmeli. Aksi takdirde bu gidişat sağlıklı değil.
SAVUNMA iYi YOLDA AMA HÜCUM SIKINTILI
5- Trabzonspor bu süreçte sonuç almalı. Zamanla Abdullah Avcı oyunu daha üst seviyeye taşıyacaktır. Abdullah Hoca, maç başına ortalama 2 gol yemiş bir takımın savunmasını tamir etmekle başladı işe ve kısa sürede olumlu sonuç aldı. Ancak hücum konusunda eksik kaldı. Bu dengeyi bulduğu zaman Trabzonspor’da taşlar yerine oturacaktır.
LETONYA, CEBELiTARIK VE KARADAĞ’DAN 18 PUAN ALMALIYIZ
6- Üçüncü torbadan Norveç’in gelmesi açıkçası bizim adımıza kötü oldu. Letonya, Cebelitarık ve Karadağ karşısında hata yapmadan 18 puanı cebimize koyarsak, doğrudan rakiplerimiz olan Hollanda ve Norveç karşısında alacağımız her galibiyet bizi hedefe götürecektir.
İlk sanal oyununa 10 TL hediye!