Düşününce pek mantıklı değil, evet.
Mantıklı bir insan başkasının ağzındaki 80 milyon bakteriyi değiş tokuş etmek istemez.
Peki buna rağmen neden dudaktan öpüşme ihtiyacı hissediyoruz? Şimdi gelin buna yakından bakalım…
Yapılan araştırmalara göre insanların öpüşmesinin en büyük sebebi birbirlerini yakından koklamak istemeleri.
Böylelikle feromonlar ön plana çıkacak ve doğacak olan bebeklerin ne kadar sağlıklı olacaklarını algılayabilecek.
Özellikle kadının karşı tarafın kokusunu alması eş seçiminde yardımcı oluyor. Feromonu algılayan kadın, kendi bağışıklık sistemi proteini kendinden farklı olan erkekleri baz alıp buna göre seçim yapabiliyor.
Feromonlar için sizi şöyle alalım:
Böylece ortaya çıkan yavru, farklı proteinleri bir arada bulundurduğu için bağışıklık sistemi daha güçlü oluyor.
Burada küçük bir noktaya daha değinelim: Akrabalarımızla genlerimiz birbirine benzediğinden dolayı bağışıklık proteinlerimiz aynı seyrediyor. Bu nedenden ötürü akrabalarımızı hem etik sebepler hem de evrimsel süreçler yüzünden çekici bulmuyoruz. Vücudumuz bağışıklık sistemi proteinleri en farklı olan insanı seçmek üzere adapte oluyor.
Kadının koku almasını ön plana çıkarmışken araştırmacılar öpüşmenin daha çok kadınlar için evrimleştiği kanısında.
Eski zamanlarda erkekler direkt seks yapmaya yönelirken kadınlar önce öpüşme ihtiyacı hissettiği üzerinde duruluyor.
Erkeğin sağladığı avantaj ise şu: Tükürük alışverişi sağlanan öpüşmelerde erkek kadına testosteronu daha rahat gönderip kadının östrojen seviyesini arttırıyor.
Böylelikle erkeğin, kadının eşi olma yolundaki engel içgüdüsel olarak kalkabiliyor. Ayrıca uzun süreli bağlanmayı teşvik eden kimyasallar da bu yolla salınıyor.
Tabii dudaktan öpüşmenin başka bir etkisi daha var: Duygusal olarak birbirine bağlı olan insanlar öpüştüklerinde dudaklardaki sinir uçları daha fazla harekete geçiyor. Bu da kişiye huzur veriyor.
Çünkü öpüşme oksitosin hormonunu arttırıp stres hormonu olan kortizolü düşürme etkisine sahip. Böylelikle stres seviyesi azalıyor.
Kaynak: 1 2
