“Barcelona ekimde, Real Madrid kasımda hiç maç kazanamadı. Manchester City bocalıyor. Oynanan futbol iyi değil ama Fenerbahçe liderin sadece 3 puan gerisinde. Yönetim, Erol Bulut’un doğru teknik adam olduğunu düşünüyorsa arkasında durmalı.”
1- Sumudica ve Tomas dışında ligimizde yabancı teknik adam olmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? “Artık yabancı hocalarla Türkiye’de başarılı olamazsınız” diyenlere katılıyor musunuz?
2- Kamuoyu Erol Bulut konusunda 2’ye bölündü. Yolların ayrılması gerektiğini düşünenler de var, sabredilmesi gerektiğini savunanlar da… Sizin görüşünüz nedir?
3- Beşiktaş son 9 resmi maçta 7 galibiyet alırken, bol gol attı. Erzurum karşısında 4-0 kazanan siyah beyazlılar için “3 puandan fazlasını kazandı” diyebilir miyiz?
4- G.Saray, Karagümrük karşısında sadece 3 puan değil, Terim ve Marcao’yu da kaybetti. 7 maçtır yenilmeyen sarı kırmızılı takımın serisi sizce neden bozuldu?
5- Karagümrük maçının hakemi için, “Sen hakem misin Mustafa Öğretmenoğlu! Bekçi bile olamazsın” diyen Fatih Terim bu kadar sinirlenmekte haklı mıydı?
6- Takımların kadrolarını ve sezon başından beri yaşananları dikkate alarak; beklenti-sonuç sıralaması yapar mısınız? Hangi hoca kadrosundan en iyi verimi aldı?
MEHMET ASLAN
TÜRK HOCA TERCİH DEĞİL, ZORUNLULUK
1- Ben her zaman çok kültürlülüğe inanırım. Bu bakımdan yabancı oyuncu sayısının serbest bırakılmasından yanayım. Çünkü çok kültürlülük öğretir, geliştirir. Yabancı teknik adam ile çalışmamak Türk futbolunun bir tercihi değil, zorunluluğu. Gerek yerli hocaların lobisi, gerekse başkanların vizyonu bunu zorunlu kılıyor. Yanlış anlamayın, yerli hoca lobisi derken çok başarılı hocaları bunun dışında tutuyorum. Ama şehirlerde etkili isimlerin teknik adamlar tarafından nasıl devreye sokulduğunu da iyi biliyorum.
SORUMLULUK HEP BAŞKALARINDA!
2- F.Bahçe, Ali Koç başkanlığında Erol Bulut ile birlikte tam 6 teknik adam ile çalıştı. Aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklemek futbolun alışkanlığı haline geldi. Öz eleştiri kültürü ne yazık ki gelişmedi. Tam aksine geriledi F.Bahçe’de. Buna Bulut da uyum sağladı. Sorumluluk hep başkalarında! Ya hakemde ya medyada ya da TFF’de. Bu bir kısır döngü F.Bahçe için. Neyse soruya dönelim; hayır Bulut ile devam etmeli F.Bahçe.
DOĞRU TRANSFERLERLE ŞAMPiYON ADAYI OLUR
3- Sezon başında hiç şans verilmeyen bir takımdı Beşiktaş. Tek güvendiği kale Sergen Yalçın’dı. Ama olağanüstü bir direniş sergiliyorlar. Kulübede otoritesi kayıtsız şartsız kabul edilmiş bir teknik adam var. Ve eksik maçını kazandığını da farz edersek, zirve ile aralarında 1 puan fark var. Sezon öncesi bunu biri iddia etse komik bulunurdu. Beşiktaş, ligin devre arasında yapılacak doğru transferlerle şampiyonluğun adayıdır.
TEKNiK VE MÜCADELE BiR ARADA OLMALI
4- Üç hafta önce de bu Arda, Belhanda, Omar gibi isimlerle başlamadığı için çok başarılı bulunuyordu G.Saray. Kabul edelim ki G.Saray’ın iki karakteri var: Biri, bu oyuncularla oynadığında topa daha çok sahip olan, teknik açıdan güçlü ama mücadelesi zayıf bir G.Saray. İkinci G.Saray ise teknik kapasitesi sınırlı ama mücadele gücü yüksek bir takım. Bu iki özellik şu ana kadar bir takımda toplanmış değil. Terim bunu gerçekleştirmenin yolunu arıyor. Bulduğu an sorunun büyük kısmını aşmış olacak.
TERiM NEYE iTiRAZ ETTi ANLAYAMADIK
5- Bu maçta Terim’in itirazı neye, anlamak mümkün değil. Verilmeyen bir faule mi? Zaten kim kaybederse kaybetsin suçlu hep hakem! Hiç takımların ve teknik adamların tercihlerinin kayıpta etkisi yok. Son dönemde fazla seslendirilen bir garip iddia var: “Efendim ben kötü oynayabilirim ama hakem hatalı karar veremez.” Allah aşkına bu nasıl bir anlayış. Hatasız karar istiyorsanız geliştirin bir robot hakem, kabul ettirin FIFA’ya olsun bitsin.
SERGEN YALÇIN ZiRVEDE
6- Listemin başında Sergen Yalçın yer alır. Ligin zirvesinde ama benim listemde 2. sırada Çağdaş Atan ve Alanyaspor var. Beşiktaş’a göre daha az baskı altındalar. İkinci sırada olmalarının nedeni bu. Ve 3. sırada Sumudica’nın takımı Gaziantep var. Çok başarılılar. Ve her ne hikmetse ‘bir yapı’ Galatasaray ile Fenerbahçe’nin önünü kesiyor ama üstteki takımların kesmiyor! Düşman yaratarak başarılı olmak artık eskidi bu ülkede.
UĞUR MELEKE
FUTBOLUN KUZEY KORE’Sİ OLACAĞIZ!
1- Futbolcularla ilgili görüşüm, teknik direktörler için de geçerli. Futbolcunun yerlisi yabancısı yok, iyisi kötüsü var. Teknik adamın da öyle… Özellikle soyunma odasındaki yabancı oyuncu sayısı arttıkça Türkler’e özgü olduğu iddia edilen duygusal takım karakteristiğinin de azalmış olması lazım zaten. 20 yıl önce bizi “Türk futbolcular motivasyon konuşmasından hoşlanıyor, yabancı hoca motive edemiyor” diye kandırıyorlardı. Şimdi zaten soyunma odaları Birleşmiş Milletler gibi. Böyle bir bahanenin kalmamış olması lazım. Süper Lig’e Jupp Derwall gibi, Gordon Milne gibi, Zico gibi yabancı teknik direktörlerin gelmesini özledik. Umarım biter bu kapalı devre düzen. Antrenör havuzu anlamında futbolun Kuzey Kore’si olma yolundayız.
HASTALIĞI DOĞRU TEŞHiS ETMELi
2- Evet, Erol Bulut için işler kesinlikle iyi gitmiyor. Doğru kararlar veremiyor. Kötü gidişatı kabullenmiyor, benzer hataları tekrarlıyor. Ancak şöyle de bir gerçek var: Eğer Bulut hastalığı doğru teşhis edebilirse, kadrosunun içinde tedavi yolları var. Mert Hakan ve Sosa gibi yeterince çaba göstermeyenleri ayıklamalı. Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek anlamsız. Artık yeni bir şeyler denemeli. Üçlü savunma mesela. Eğer aynı yöntemlerde ısrar ederse, bence yılbaşını görememesi de doğal olur.
BEŞiKTAŞ ARTIK 11-12 DEĞiL, 16-17 KiŞi
3- Beşiktaş için bir 3 puandan fazlası kesinlikle. Fenerbahçe yenilmiş ve bir teknik adam krizi söz konusu. G.Saray yenilmiş ve muhtemel cezalarla yara almış. Bu ortamda Beşiktaş kazanıyor ve üstelik kadrosuna da ufak ufak genişlik kazandırıyor. Bu maçta kulübede olan Montero, Dorukhan, Larin gibileri de ilk 11 oyuncusu olarak sayıyoruz normalde. Cezalı Rosier de var. sergen Yalçın için bu dönemdeki en önemli kazanç kadrosunu artık 11-12 değil, 16-17 oyuncu olarak sayabilmemiz.
GERiDEN iYi ÇIKAMAYINCA AKICI OYNAYAMIYOR
4- G.Saray’ın bu yıl kaybettiği maçların ortak yanı, önde baskı yapan takımlara karşı çare üretememeleri. 1.5 ay önce o baskı Marcao’ya yapılıyordu, şimdi Donk’a yapılıyor. G.Saray geriden sağlıklı çıkamayınca akıcı bir oyun da oynayamıyor. Karagümrük özellikle Sobiech-Aatıf’ın baskısıyla G.Saray’a rahat oyun kurdurmadı. Bunun yanına bir de Emre Akbaba kırılganlığını ekleyin. Günümüz futbolunda tek bir adamınızın bile kırılgan olması, ikili mücadele savaşında sizi çok geride bırakıyor.
SERDAR TATLI O iSiMLERDE ISRAR ETMEYi BIRAKMALI
5- Olayın iki boyutu var: Mustafa Öğretmenoğlu bence de kötü bir hakem. Serdar Tatlı’nın, 40 yaşını aşmış ve halen tatmin edici bir seviyeye ulaşmamış Öğretmenoğlu, Bayarslan, Gençerler gibilerde niye ısrar ettiğini anlamıyorum. Ancak hiçbir kötü hakem kararı da, Terim’e de o sözleri söyleme yetkisi vermez.
SEZONUN PERFORMANS LiDERi ÇAĞDAŞ ATAN
6- Bu sezonun performans/kadro kalitesi anlamında lideri şu an Çağdaş Atan. Bir diğer zirve ortağı üçlü savunmayla ezber bozan Sumudica. Sumudica’nın üçü de 10 numara oynayabilecek yetenekte Mirallas-Vetrih-Maxim’li merkezine bayılıyorum. Ayrıca Şenol Can, Ömer Erdoğan, Hamza Hamzaoğlu ve Sergen Yalçın’ı da koyabiliriz listeye.
GÜNTEKİN ONAY
MEDYADA YABANCI-YERLİ AYRIMCILIĞI YAPILIYOR
1- Gaziantep’in hocası Marius Sumudica ile Rizespor’u çalıştıran Stjepan Tomas ligimizdeki iki yabancı teknik adam. İkisi de Balkanlı ve aslında bu coğrafyaya uzak değiller. Doğru bir yapılanma ve organizasyon ile yabancı bir teknik adam neden başarılı olmasın? Ancak medyamızda yabancı-yerli ayrımcılığı yapılıyor. Yabancı teknik adama vurmak daha kolay. Çünkü yerliler ya eski takım arkadaşı ya da bir şekilde medyadakilerle hukuku olan kişiler. Bu ayrımcılık devam ettiği sürece yabancıların işi kolay olmaz.
DEFANSTA CiDDi SORUNLARI VAR
2- Fenerbahçe yönetimi Erol Bulut’un doğru teknik adam olduğunu düşünüyorsa arkasında durmalı. Koronavirüs pandemisi sürecinde dünya devi kulüpler de çalkantılı ve istikrarsız sonuçlar alabiliyor. Barcelona ekim ayında hiç maç kazanamadı. Real Madrid kasım ayında galibiyet yüzü görmedi. Manchester City bocalıyor. Oynanan futbol iyi değil ama Fenerbahçe lider Alanyaspor’un sadece 3 puan gerisinde ve kaybedilmiş bir şey yok. Mevcut kadronun savunmada ciddi sorunları olduğu bir gerçek. Erol Bulut yediğinden fazlasını atacak bir formül bulmalı.
ÖNÜMÜZDEKi BEŞ MAÇ ÇOK ÖNEMLi
3- Beşiktaş’ın tarif edilebilir bir oyunu var. Rakiplerine saha içinde üstünlük kuruyor ve Aboubakar önderliğinde skora da kolay ulaşıyor. Tüm rakiplerinin puansız kapattığı haftayı galibiyetle geçmesi 3 puanın ötesinde önemli bir moral ve kazanım getirdi. Beşiktaş, ocak ayının ortasına kadarki 5 maçlık yoğun fikstürü kayıpsız geçebilirse zirvenin en büyük adayı olur.
KARAGÜMRÜK AKILLICA OYNADI
4- Futbol, rakiple oynanan bir oyun. Karagümrük, G.Saray’ın sahadaki planına çomak soktu. Yapmak istediklerine izin vermedi ve akılcı taktikle haklı bir galibiyet elde etti. Penaltı dışında sahada görünmeyen Diagne’nin kötü performansı ve Feghouli’nin durgunluğu
hücumda üretemeyen bir G.Saray izletti.
TEPKi ABARTILIYDI
5- Ceza alanı dışında verilmeyen bir faule gösterilen tepki abartılı. Ancak Fatih Terim’in bu öfkesi sadece hakeme değil biraz da kötü futbol ve skora yönelikti diye düşünüyorum. Terim’in soyunma odası ve saha kenarındaki hakimiyeti tartışılmaz. Yokluğu hissedilecektir.
BEŞiKTAŞ, KALE HARiÇ ÇOK iYi
6- Kamuoyunun aksine sahaya ideal 11’i ile çıktığı sürece Beşiktaş’ın kadrosunun kale hariç çok kaliteli olduğunu düşünüyorum. 3 büyükler içinde şu an en iyi santrfor Aboubakar. Sağında solunda oynayan futbolcular N’Koudou ve Ghezzal; Leicester ve Tottenham’dan geldi. Josef ve Atiba harika bir uyum yakaladılar. Gerek fiziksel gerekse de teknik olarak Beşiktaş, uyumlu ve güçlü bir ekip. Fenerbahçe 11’ini bir türlü bulamadı. Genel anlamda 3 takım da puan olarak beklentilerin altında kaldı. Haftada 3 maçlık fikstürden kim, nasıl çıkacak? Kayıplar devam edecektir. Önemli olan oyun ve kadro istikrarını yakalamak.
Sanal Oyunlar SADECE Oyun türünü seç, tahmini yap, tutarı belirle ve
