Ege Üniversitesi kampüsü içindeki Ege Teknopark çatısı altında faaliyet gösteren bir teknoloji firması, makinelerden alınan verileri internet ağına düşük enerjiyle sunabilen sensör ve yazılım geliştirerek ihracat başarısına imza attı.
Endüstri 4.0 uygulamaları kapsamında kritik öneme sahip makinelerin internet ağına bağlanarak akıllı hale getirilmesini içeren Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojileri üzerinde çalışmak üzere Emrah Mercan ve Burak Polat tarafından 2016’da kurulan şirket, akıllı sistemlerde kullanılan sensörleri ithal etmek yerine kendileri geliştirmeye karar verdi.
KOSGEB desteğiyle sensörlerin içinde yer alan en önemli bileşenlerden olan modülü yerlileştirmeyi başaran firma, düşük enerji harcayan uzun mesafe modülüyle tek kalem pille 10 yıl çalışabilen ve 15 kilometre menzilden internete veri aktarabilen sensör altyapısı geliştirdi.
Yabancı yatırımcıların da desteğini alan firma, üstün teknolojiye sahip bu sensörlerle kısa sürede 32 ülkeye ihracat yapmayı başardı.
“Fabrikalara ‘akıl’ satıyoruz”
Firma kurucularından Emrah Mercan, kablosuz iletişim için yazılım ve donanım geliştirmek üzere işe başladıklarını, üretim ve enerji tesislerindeki makine ve cihazlardan alınan verilerin aktarıldığı bir ağ oluşturduklarını, Endüstri 4.0’a geçişe aracılık ettiklerini söyledi.
Yaptıkları işin fabrikalara akıl satmak olarak da tanımlanabileceğini belirten Mercan, kuruldukları dönemde makine ve cihazlardan veri almayı sağlayan sensörlerdeki bazı bileşenleri yurt dışından almak zorunda kaldıklarını, bunun hem tedarik hem maliyet anlamında sorunlara neden olduğunu ifade etti.
Mercan, şu bilgileri verdi:
“Bu teknolojide dünyada çok az üretim yapan firma var. Bu işe ilk girerken de maliyet açısından bazı bileşenleri ithal etmek gibi bir tercihimiz oldu. Daha sonra iş büyüdükçe biz de yeteneklerimiz dahilinde ‘Bu bileşenleri yapabilir miyiz?’ diye düşündük. KOSGEB’e başvurduk. Projemiz kabul edildi. Yaklaşık bir yıl önce başlayan bir süreç sonunda şu anda dünyanın en küçük Uzun Mesafe (LoRa) modülünü ürettik. Türkiye’nin ilk IoT modülü oldu. Kendi teknolojimizle şu anda uçtan uca tüm donanım ve yazılımları biz üretiyoruz.”
Geliştirdikleri modülün kullanıldığı sensörlerin tek kalem pille 10 yıl çalışabildiğini, 15 kilometre menzilden internete veri aktarabildiğini anlatan Mercan, bu modülleri ilk olarak kendi sensörlerinde kullandıklarını belirtti.
Mercan, düşük enerji harcayan sensörlerin yoğun talep gördüğünü vurgulayarak, “Müşteri tarafından en büyük avantajı kolay kurulum ve düşük maliyet. Büyük makineleri olan bir fabrika düşünün. Bu makineler verilerini internete sunamıyorlar. Biz, aslında burada köprü oluyoruz. Özellikle enerji sektörü ve KOBİ ölçeğinde firmalara yardımcı oluyoruz. ” dedi.
Yerli modülün 1 santimetrekare boyutunda olduğuna işaret eden Mercan, böylece daha önce veri alınamayan noktalara da sensör yerleştirmenin mümkün hale geldiğini söyledi.
Dünyanın öbür ucuna sistem ihracatı
Mercan, özellikle enerji sektöründeki kayıpların engellenmesi ve sanayi sektörlerindeki akıllı dönüşüm uygulamalarına ağırlık verdiklerini ifade ederek, ilk ihracatlarını ise Yeni Zelanda yakınlarındaki Cook Adası’nda baz istasyonlarındaki enerji kayıplarını önleyen sistem geliştirerek yaptıklarını aktardı.
Halen 32 ülkede sistemlerinin kullanıldığını belirten Mercan, firma için İstanbul Havalimanı’na kurdukları sistemin önemli bir eşik noktası olduğuna işaret ederek, “Nesnelerin İnterneti altyapısıyla kurulan ilk havalimanı olan İstanbul Havalimanı Türkiye’de bizim bayrak taşıyıcımız oldu. Havalimanında çok sayıda kaynaktan gelen veriyi alan ve yöneten teknolojiyi kurduk. Genel anlamda akıllı fabrikalar üzerine odaklanıyoruz. Pandeminin etkisi de düşerse işlerin biraz daha hızlanacağını düşünüyoruz. En azından yüzde 50 büyüme bekliyoruz.” dedi.