Kamboçya uzak tropikal adalarıyla meşhur Asya’nın en sıra dışı ve renkli ülkelerinden biri. Dünyanın en farklı atmosferine sahip ülkede tapınaklardan geçilmiyor. Üstelik devasa boyut ve alışılageldiğimiz mimarilerin dışında bu tapınaklar… Gezginlerin son zamanlarda en çok uğradığı ülkelerden biri olan Kamboçya’da gezilecek bir çok yer var. En ilgi çekici olanıysa ülkenin başkenti Phnom Penh’deki Beyaz Ev… Beyaz Ev, Kamboçya’nın endüstrileşme dönemi olan 1960’larda sanatçıları ve düşük gelirli orta sınıfı barındırması amacıyla inşa edildi. O yıllarda yaratıcılık, uç fikirler ve sanatın merkezi olmuştu.
Fakat zamanla bu yapı kabuk değiştirmiş. 1980’lerin sonlarında ve 1990’ların başlarında binada yavaş yavaş kiracılar değişmeye başladı. 1990’ların sonunda suç ve uyuşturucu ticaretinin şehirdeki merkezi konumuna gelmiş. Bina bugün uzak doğu ülkesi Kamboçya’nın dikkat çeken sosyolojik olgularından biri. Kanunların işlemediği Beyaz Ev’de birçok yasa dışı işlemler yapılıyor. Adeta insanlar kendi devletlerini kurmuş gibiler…
Beyaz Bina’nın merdiven korkulukları bir STK tarafından bağışlanmış. Bina hükümetten hiçbir yardım almıyor. Sokak girişi, sık sık çöple dolup taşan kötü yerleştirilmiş çöp konteynerleriyle dolu. 2 bine yakın sakininin bulunduğu binada kendi okul, sanat alanı ve arşiviyle kendine yeten bir yapı olmuş durumda.
Ayrıca binada geleneksel olan Khmer cinsi bezden dokuma paspaslar bulunuyor. Beyaz evde daireler iki veya üç odadan oluşuyor. 49 yaşındaki Cheafa Samon ise Beyaz Bina’nın en üst katında oturuyor. Bina hakkında söyledikleri ise bir bağlılığın oluştuğunu gözler önüne seriyor. “Burada yaşamaktan mutluluk duyduğumu söyleyebilirim. Bu binada çoğu şey kalitesini ve değerini uzun zaman boyunca korudu ve korumaya devam edecektir.”