Karadeniz Teknik Üniversitesinde (KTÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Altunışık, TÜBA’nın bilim insanlarını teşvik, takdir ve ödüllendirme misyonu kapsamında her yıl verilen, Türkiye’nin en prestijli ödüllerinden biri olan TÜBA-GEBİP ödülüne mühendislik bilimleri kategorisinde seçildi.
Prof. Dr. Altunışık, yaptığı açıklamada, yaklaşık 15 yıldır Türkiye’deki yapıları depreme hazırlama, yapı sağlıklarını izleme ve depremlerden sonra yapısal hasarları hızlı tespit etme üzerine çalıştıklarını söyledi.
Doktorların, hastalarının sağlıklarını belirli aralıklarla izlediği gibi kendilerinin de yapıların sağlığını izlediklerine işaret eden Altunışık, yaşanabilecek herhangi bir depremde yıkılacak binaları önceden tespit etme, depreme hazırlama ve sonrasında da hızlı müdahalede bulunma gibi çeşitli projeler geliştirdiklerini aktardı.
Altunışık, çalışmalara yaklaşık 15 yıl önce TÜBİTAK projesi kapsamında yurt dışından ölçüm sistemi satın alınarak başlandığına dikkati çekerek, “Yıllar içinde bu doğrultuda projeler geliştirildi. Sonrasında ekibimizle birlikte, bu sistemlerin ülkemize yerlileşme ve millileşme hamlesi altında kazandırılması gerektiğine karar verdik. Çalışmalarımızı bu yöne çevirdik.” dedi.
Milli ve yerli imkanlarla yeni projeler geliştirmek için 2018’de Yapı Sağlığı İzleme Laboratuvarını kurduklarını dile getiren Altunışık, laboratuvarda Prof. Dr. Süleyman Adanur, Doç. Dr. Murat Günaydın, araştırma görevlileri Fatih Yesevi Okur, Ali Fuat Genç, Yunus Emrahan Akbulut, Fezayil Sunca, Esin Ertürk, Olguhan Şevket Karahasan, Ali Kaya, Mustafa Öztürk, inşaat yüksek mühendisleri Ebru Kalkan Okur, Sara Mostofı, inşaat mühendisleri Mehmet Can Yıldırım, Burak Taş, Mustafa Yılmaz, Mehveş Meral ve Algıhan Kaşif Karahasan’dan oluşan ekibin akademik çalışma yaptığını ifade etti.
Altunışık, Türkiye’de bu alanda çalışan en kapasiteli ekip olduklarının hatta dünyadaki en geniş ekipler arasında da yer aldıklarının altını çizdi.
KTÜ Rektörlüğü, TÜBİTAK ve sanayicilerin de desteği ile şu anki değeri 6 milyon lira olan yaklaşık 400 metrekare alana kurulan laboratuvarda, ülkedeki üniversitelerde bulunan en kapasiteli yüksek sıcaklık test fırınının yer aldığını belirten Altunışık, 6 metreküp hacme sahip fırının 11000 dereceye ulaşabildiğini söyledi.
Altunışık, yerli bir firma tarafından imal edilen ve 2g’ye kadar çıkabilen deprem ivme kayıtlarının uygulanabildiği deprem sarsma masasına da sahip olduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Deprem sarsma masası, ülkemizdeki en kapasiteliler arasında ilk iki sırada olan ve gerçek deprem kayıtlarını uygulayabildiğimiz bir cihaz. Bu cihaz ile birlikte herhangi bir mühendislik yapısının deprem anında nasıl davranış sergilediğini çok rahat bir şekilde görebiliyoruz. Böylece herhangi bir malzeme ve taşıyıcı sisteme sahip yapılar ve zemin gibi bütün problemlere ışık tutmaya ve depremlerde olabilecek hasarları gidermek için farklı güçlendirme yöntemlerinin irdelenmesi üzerine çalışıyoruz. Deprem sarsma masasından elde ettiğimiz verileri, kendi ürettiğimiz yerli yazılımlarla da işleyerek iki konuyu birbiriyle paralel hale getirmeye çalışıyoruz.”
Yapı Sağlığı İzleme Laboratuvarında hayata geçirdikleri projelerden birinin de tarihi yapıların deprem güvenlikleri hakkında olduğunu ifade eden Altunışık, Türkiye’de laboratuvar ortamında üretilmiş en büyük tarihi köprülerden birini inşa ettikleri projenin TÜBA tarafından desteklendiğini anımsattı.
Altunışık, proje kapsamında ayrıca tarihi minare ve kubbeli cami örneğinin de üretileceğini, bu yapıların deprem davranışlarının incelenerek, geleneksel ve yenilikçi onarım, güçlendirme uygulama etkinliklerinin değerlendirilmesinin hedeflendiği aktardı.
“İki yıl önce yapı sağlığı izleme yazılımını ülkemize kazandırdık”
Altunışık, araştırmaların en önemli parçasının yazılım olduğunu vurgulayarak, geçmiş yıllarda yazılımların Danimarka, Belçika, Almanya, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerden yüksek maliyetlerle satın alındığını belirtti.
TÜBİTAK’ın yazılım geliştirme konusunda TEYDEB 1512 projesi kapsamında kendilerini görevlendirdiğini dile getiren Altunışık, şu değerlendirmede bulundu:
“İki yıl önce yapı sağlığı izleme yazılımını ülkemize kazandırdık. Bu yazılım ile birlikte yapılarımızın belirli bölgelerine yerleştirdiğimiz hassas ivme ölçerlerden gelen ve şu an bizim hissedemediğimiz düzeyde küçük olan titreşim verilerini alıyoruz. Titreşim verileri, toplama ünitesinde birleşiyor ve bunları inşaat mühendisliği alanındaki bazı özel yöntemlerle işledikten sonra yapımızın sağlığını ifade eden verileri elde ediyoruz. Bir nevi yapının kalp grafiğini oluşturuyoruz.”
Altunışık, yazılım sayesinde deprem öncesi, deprem anı ve depremden sonra yapının nasıl davranış sergilediğinin çok net bir şekilde görüldüğünü ve yapının sağlığında bozulma olup olmadığının kolaylıkla belirlenebileceğini belirterek, şunları kaydetti:
“Şu an bu yazılımı ülkemizdeki birçok mühendislik yapısına kuruyoruz. Amacımız yurt dışından satın alınan bu hizmetlerin artık ülkemiz tarafından sağlanıyor olduğunu göstermek. Çok önemli barajlar, havaalanları, köprüler, yüksek binalar ve tarihi yapılar üzerinde ölçüm sistemlerinin kurulması ve yapıların izlenmesi üzerine de bazı girişimlerimiz var.”
Bu tür yazılımlar çok pahalı olduğu için akademisyenlerin temin etme noktasında sıkıntı yaşadığını aktaran Altunışık, “Artık biz bu yazılımları ülkemize kazandırdık. Yurt dışına, başka ülkelerin sattığının 20’de 1 fiyatına, ülkemizdeki akademisyenlerin kullanımına ise çok daha kolay şekilde sunuyoruz. Şu anda ülkemizdeki birçok üniversite de yazılımlarımızı kullanıyor ve ilgileniyor.” diye konuştu.
Altunışık, deprem sarsma masası ve yüksek sıcaklık test fırınını bazı projeler için eşleştirdiklerine işaret ederek, şöyle devam etti:
“Her iki cihazı da alırken çalışmaları kendi içinde olacak şekilde değerlendirmiştik. Daha sonra inceledik ki depremlerden sonra yangınların oluşma riski çok fazla. Depremden sonra yangına maruz kalan yapıların hangi seviyeden sonra yıkılması ya da güçlendirilmesi gerektiği konusunda çalışmak üzere bu iki cihazı birbiriyle eşleştirdik. Önce yapılarımızı depreme maruz bırakıyoruz daha sonra yangın fırını içerisine yerleştirip farklı sürelerde, farklı sıcaklıklarda tutuyoruz. Bu çalışmaların birlikte kombinasyonunu üretip ülkemizde de bu konuda ilk olan verileri ortaya koymaya çabalıyoruz.”
“Ülkemize hizmet vermeye uğraşıyoruz”
Bilimsel, aynı zamanda da uygulamaya dönük, ülkeye katkı sağlayacak çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Altunışık, “Depremlerde yaşanabilecek can kayıplarını en aza indirebilmek için bu cihazlarla birlikte laboratuvarlarda elde ettiğimiz teorik bilgileri gerçekte uygulamaya dökmeye çalışıyoruz. Bu konuda çeşitli bakanlıklarla yürüttüğümüz çalışmalarımız da var.” ifadesini kullandı.
TÜBA’nın akademik yaşam boyunca yapılan çalışmaları değerlendirerek ödül verdiğini belirten Altunışık, “Laboratuvardaki çalışmalarımızın geneli, özelde de tarihi yapıların deprem güvenliklerine ilişkin projemizle ödüle layık görüldük. Ekibimizle birlikte amacımız, KTÜ’yü yapı sağlığı izleme alanında dünyadaki en popüler üniversitelerden biri haline getirmek.” dedi.
Altunışık, laboratuvarın kurulmasına destek veren önceki Rektör Prof. Dr. Süleyman Baykal’a, laboratuvarın daha da geliştirilmesi için desteklerini sürdüren Rektör Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı’ya ve diğer kurumların yetkililerine teşekkür etti.
Bu tür destekleri aldıktan sonra ekip olarak kendilerine sadece çalışmanın düştüğünü dile getiren Altunışık, ülkeye hizmet vermeye uğraştıklarını sözlerine ekledi.