Vertigo, etraf döner tarzdaki baş dönmesinin tıp dilindeki karşılığıdır. Halk arasında bilinenin aksine vertigonun bir hastalık değil, klinisyenler için bazı hastalıkların belirtilerinden biri olduğunu söyleyebiliriz.
Denge iç kulak, göz ve iskelet-kas sistemi üzerine kurulmuş bir duyudur. Dengesizlik, bu üçgenin herhangi bir yerinde yaşanan problemlerden kaynaklanabiliyor.
Detaylı inceleme gerekiyor
Problem geniş bir anatomik ve fizyolojik bölgeyi ilgilendirdiği için altında yatan sebebin bulunabilmesi adına detay içeren sorular ve incelemeler gerektiriyor. Yani her dengesizlik şikayeti vertigoya sebep olacak bir hastalıktan kaynaklanmaz.
Sersemlik hali, yürümede zorlanma, göz kararması ve bazen bu duruma eşlik eden sendeleme, düşme, bayılma gibi yakınmaların hepsi dengesizlik olarak nitelendirilebilir. Aslında her biri, etraf döner tarzda baş dönmesi yani vertigodan farklı yakınmayı ifade ediyor.
Dolayısıyla farklı organ ve sistemlere bağlı hastalıklardan kaynaklanabileceği için sınırların iyi belirlenmesi gerekiyor. Kişinin şikâyetini net olarak anlamak ve dengesizlik süreçlerinden hangisini yaşadığını tespit etmek hastalığın isminin konulması adına oldukça önemli.
Vertigo iç kulak ile bağlantılı bir rahatsızlık
İç kulak başın hareketi ile ilgili bilgileri göz ve iskelet-kas sistemine göndermekle yükümlüdür. Eğer iç kulak görevini doğru yaparsa gözler başın yeni pozisyonuna göre yeniden konumlanır, iskelet-kas sistemi ise gerekli kasılmalar ve gevşemeler ile vücudun dengede kalmasına katkıda bulunur. Bu organizasyonun bozulması iç kulak ve bağlantılarından kaynaklanırsa vertigo meydana gelebilir.
Baş dönmesi birçok hastalığı belirtisi olabilir
Pozisyona bağlı baş dönmesi hastalığı, halk dilinde kristal oynaması olarak bilinir. Özellikle kişi ayakkabı bağlamak için eğildiğinde ve yatakta sağdan sola döndüğünde başın pozisyonu değiştikçe etraf döndüğünü hissettiren bir baş dönmesi gerçekleşir.
Meniere hastalığında kulakta dolgunluk, çınlama ve işitme kaybına eşlik eden etraf döner tarzda baş dönmesi meydana gelir. İç kulaktaki denge siniri enfeksiyonunda, yakın zamanda geçirilmiş üst solunum yolu enfeksiyonu sonrası ve bir tarafa yatışta rahatlama hissinin olduğu etraf döner tarzda baş dönmesi yaşanır. İç kulak enfeksiyonunda ise baş dönmesi ile başlayan işitme kaybı varlığından bahsedilebiliriz.
İşitme testleri mutlaka yapılmalı!
Vertigo şikayeti olan kişiler öncelikli olarak bir kulak, burun, boğaz (KBB) hekimine görünmelidir. KBB hekiminin muayenesinden sonra bir odyolog tarafından sırasıyla işitme ve denge değerlendirmeleri yapılması önemlidir.
Bazı denge problemlerine işitme kaybının da eşlik etmesi, kapsamlı işitme testlerinin önemini ortaya koydu. Yani işitme testlerinin yapılmadığı bir denge değerlendirilmesi düşünülemez. Detaylı bir işitme değerlendirmesinden sonra iç kulağın dengeyle ilgili fonksiyonlarını ölçmek için çok sayıda test yapılır.
Testlerin bir kısmında hastanın gözüne yerleştirilen özel bir gözlük ile baş hareketleri sonrası iç kulakta meydana gelen değişimlerin, kişinin gözlerine yansıyıp yansımayacağı tespit edilir. Bazı testlerde yüz ve boyun bölgelerine yerleştirilen elektrotlar ile iç kulak, göz ve iskelet-kas üçlüsünün sağlıklı bir iletişim içerisinde olup olmadığı kontrol edilir.
Bazı denge testlerinde kulaklara hava veya su verilerek kimisinde ise zeminin hareketli olduğu sana gerçeklik uygulamaları ile problemin kaynağı araştırılır. Tüm bu test ve tetkikler en az 45 dakika sürer. Vertigo yakınmaları, öncelikle iç kulak açısından değerlendirilse de kulak ile ilgili bir sıkıntının gözlenmemesi durumunda kişi ilgili hekimlere yönlendirilmelidir.
Egzersizler ihmal edilmemeli!
Meniere hastalığında bazen beslenme alışkanlıklarındaki değişiklik, odyolog kontrolünde yapılan manevralar ile yeri değişen kristallerin tekrar pozisyonlandırılması ve bazen de ilgili sistemin sinirsel bağlantılarını güçlendirmek adına yapılan egzersiz programları ile rehabilitasyon sürecine geçilebilir.
Süreç, hastalığın ne olduğuna ve seyrine göre değişmekle birlikte kişiye spesifik olarak bir odyolog tarafından hazırlanır. Uzun süren rehabilitasyon programlarında belirli aralıklar ile kontrol sağlanmalı, test tekrarları yapılmalı ve hastanın egzersizlerini evde titizlikle yapması gerektiği belirtilmelidir.