Derince ilçesinde işlediği cinayet nedeniyle 2009 yılında cezaevine giren Süleyman Tomruk, 25 yıl 10 ay ceza aldı. Süleyman Tomruk 10 yıl 1 ay kapalı cezaevlerinde kaldı. Daha sonra açık cezaevine geçen Tomruk, izinli olarak memleketine geldi. İlkokul mezun olarak cezaevine giren Tomruk burada ortaokul ve liseyi bitirdikten sonra Trabzon´daki özel Avrasya Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Adalet Bölümü´ne girmeye hak kazandı.
‘KENDİMİ KİTAPLARA VERDİM´
Cezaevinde kendini kitaplara verdiğini söyleyen Süleyman Tomruk, “2009 yılında kasten adam öldürme suçunda cezaevine girdim. Bu süreçte kendimi geliştirmek için çaba harcadım. Girdiğimde ilkokul mezunuydum. Kendimi kitaplara verdim, okumaya başladım. Daha sonra ilkokul tasdiknamemi geri istedim ve ortaokulu bitirdim, liseyi bitirdim, üniversiteyi kazandım, şu an adalet bölümü okuyorum. Kendimi bu aşamada çok geliştirdiğimi düşünüyorum. Hem kişisel olarak hem de insani olarak gelişim kaydettiğimi düşünüyorum” dedi.
‘AVUKAT OLMAK İSTİYORUM´
Avukat olmayı hedeflediğini ifade eden Tomruk, “Cezaevi şartları zordu, içerideki herkes kötü insan değil. Kader mahkumu diyoruz ama bazı insanlar hayatında bir kere bulaşıyor bu işe, suç işliyor ve bunun cezasını çekiyor. Bunları da değerlendirmek lazım, insanın hayatında her an başına her şey gelebilir. Ben de bunu değerlendirdiğimi düşünüyorum, okumanın ne kadar faydalı bir şey olduğunu da öğrendim bu arada. Konuşman, diksiyonun, yaşantın aklına gelebilecek her şeyin değişiyor. Okumanın ne kadar faydalı olduğunu öğrendim. Benim de 2 tane kızım var, onları da sonuna kadar okutmayı düşünüyorum. Adalet bölümünden sonra inşallah hukuk bölümünü okuyup avukat olmak istiyorum” diye konuştu.
‘HUKUK OKUMAK İÇİN KENDİMİ ŞARTLADIM´
“Cezaevi şartlarında ders çalışmam tabii ki zor oldu kalabalık bir ortam olduğu için. Kalabalık ortamda yaşamak zor çünkü ama ben kendimi spora, namaza ve ders çalışmaya vermiştim. İçeride temin edebildiğimiz kitaplar, dışarıdan arkadaşlarımdan, eşimden, dostumdan kitaplar isteyerek hukuk okuyacağım diye kendimi şartladım. Bu anlamda aldığım kitaplar da oldu tabii ki daha sonra oturup belirli saatlerde kendime vakit ayırarak ders çalışıyordum. Kendime disiplinli bir hayat kurmuştum, içeride buna mecburdum zaten diğer türlü boş bir hayat oluyor. Bir şekilde bu zorlukları atlatmaya çalışıyordum, geceleri de çalıştım. Günlerim hep disiplinliydi. Yemek saati, spor saati, namaz saati ve ders çalışma saati hep belirliydi benim için. Adalet meslek yüksekokulunu kazandım hedefim ise nasip olursa hukuk okuyup avukat olmak.”