Kastamonu mevsimsiz şehirlerden. Şehre hangi mevsim giderseniz gidin doğa öyle etkileyici renklere bürünüyor ki, sizi kendine hayran bıraktırıyor. Zaten her daim yeşil olan topraklar, sonbahar renkleriyle de kışın beyazlar altında da muhteşem görünüyor. Bu doğal güzellikleri gezerken Kastamonu’nun kendine özgü mimarisi, renkli yerel kıyafetleri ve leziz yöresel yemekleri de size eşlik ediyor. Bundan sonra Kastamonu’nun adını daha çok duyacağımız kesin. Kanyonların birçoğuna ve Ilgarini Mağarası’na çok yakın olan Pınarbaşı, konaklama ve yemek içme mekanlarıyla bölgeyi keşfederken merkez olarak kullanabileceğiniz yerlerden biri.
Küre Dağları ve Küre Dağları Milli Parkı
Küre Dağları içerisinde barındırdığı biyoçeşitlilik ve muhteşem kanyonlar sayesinde Türkiye’nin ve dünyanın özel bölgelerinden birisi sayılıyor. Bölge aynı zamanda Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) “ölmeden önce görülmesi gereken yerler” listesinde. Anadolu’nun en gür ormanlarını barındıran Küre Dağları bu eşsiz yapısını, yıl boyunca aldığı yoğun yağış miktarına ve suların aşındırmasına borçlu. Bölge, 2000 yılında milli park ilan edilerek koruma altına alınmış. 2012 yılındaysa Avrupa’nın seçkin koruma alanlarını simgeleyen “PAN Parks – Korunan Alanlar Ağı Parkları” arasına kabul edilerek Avrupa’nın 13. Türkiye’ninse ilk PAN Park’ı olmuş.
Bartın’dan başlayıp Sinop’a kadar uzanan Küre Dağları, etrafındaki tampon bölgeyle beraber 134 bin hektarlık bir alanı kapsıyor. Milli parksa Bartın ve Kastamonu illeri sınırlarında bulunuyor. Azdavay, Pınarbaşı, Ulus, Kurucaşile, Amasra ve Cide milli parkın içerisinde. Bölge kurt, ayı, geyik, çakal, tavşan, yaban domuzu, tilki, ötücü ve yırtıcı kuşlar olmak üzere birçok hayvana ev sahipliği yapıyor.
Horma Kanyonu
Bölgede beni en heyecanlandıran yerlerden olan Horma Kanyonu, 2020 yılında tamamlanan yürüyüş yoluyla etkileyici bir yere dönüşmüş. Zara Çayı üzerindeki kanyonun uzunluğu 4 kilometre ve 3 kilometrelik bölümünü yürüyerek görebiliyorsunuz. Kanyon içerisinde kazan ya da kuyu diye adlandırılan bölgelerde su derinlikleri çok yüksek olduğundan içerisinde dolaşmak imkânsız.
Yapılan patika sayesinde geçit vermez kanyonun derinliklerine girerek tüm güzelliklerini görebilme şansı yaratılmış. İki girişi olan kanyonu gezmeye eğer yükseklik korkunuz yoksa Ilıca Köyü tarafından başlayın ve mümkünse parkurun tamamını yürüyün. Çünkü buradan başladığınızda tırmanan etaplar insanı biraz ürkütebiliyor. Her iki ucunda otopark var. Giriş ücreti (Ilıca Şelalesi’yle beraber) yetişkin 6 TL, öğrenci 3 TL.
Ilıca Şelalesi
Horma Kanyonu’nun girişinde yer alan bu küçük şelaleyi asıl etkileyici yapan şey bana göre bulunduğu ortam. Tahta köprüler, izleme terası, kocaman taşlar, ağaçlardan sarkan yosunlar ve likenler sayesinde oluşan büyüleyici ortam adeta masal dünyasını çağrıştırıyor. Eğer suların yüksekliği müsaade ediyorsa merdivenlerle şelalenin döküldüğü kumluk alana inebiliyorsunuz. Giriş ücreti (Horma Kanyonu ile beraber) yetişkin 6 TL, öğrenci 3 TL. Pınarbaşı merkeze 11 kilometre uzaklıkta olan Ilıca Köyü’nün muhteşem mimarisi de görülmeye değer.
Valla Kanyonu
Kastamonu’nun en vahşi kanyonlarından olan Valla Kanyonu dünyanın en derin 2. kanyonu. 1200 metreyi bulan kaya duvarlarıyla çevrili 10 kilometrelik kanyon Devrekani Çayı’nın aşındırmalarıyla oluşmuş.
Kanyonu görmek için en iyi nokta ise Muratbaşı Köyü. Köyün içinden başlayan 1,5 kilometrelik yürüyüş parkurunun sonunda sizi, ahşap merdivenlerle ulaşacağınız burgulu izleme terası bekliyor. Üç katlı terasın manzarası nefes kesiyor. Meyve bahçeleriyle çevrili köyü de mutlaka gezin. Kanyona giriş ücretsiz. Kanyonlara iniş çok tehlikeli olduğundan kanyonların içerisine hiçbir zaman rehbersiz ve ekipmansız inmemeniz öneriliyor.
Çatak Kanyonu
Azdavay sınırlarındaki Çatak Kanyonu adı az duyulsa da en müthiş olanı. 900 metre yüksekliğe kurulan cam teras sayesinde adeta nefes kesen bir deneyim yaşıyorsunuz. Yükseklik korkunuz olmasa bile ilk birkaç adım insanı ürkütmeye yetiyor. Alıştıktan sonra da önünüzde uzanan uçsuz bucaksız yeşilin ve kaya duvarlarının oluşturduğu doyulmaz manzaranın keyfini çıkarıyorsunuz. Yüksekliği yer yer 400 – 800 metreleri bulan kanyon içerisinde kartal, atmaca, ayı, ceylan gibi yaban hayvanlarına rastlanabiliyor. Sağ tarafında bulunan fotoğraf platformundan terasla güzel fotoğraflar yakalamak mümkün. Arabanızı park ettikten sonra 1 kilometrelik yürüyüş yoluyla terasa ulaşılabiliyor. Giriş ücreti yetişkin 6 TL, öğrenci 3 TL.
Loç Vadisi
Devrakani Çayı üzerindeki Loç Vadisi, Kastamonu’nun gizli kalmış yerlerinden. Küre Dağları Milli Parkı ve Cide sınırlarında yer alan vadiyi 1000 metre yüksekliğe kurulan küçük ahşap seyir terasından izleyebiliyorsunuz. Şenpazar yolu üzerindeki terasa 2 kilometrelik yürüyüş yoluyla ulaşılıyor. Küre Dağları’nın en bakir köşelerinden olan vadinin Gömeren Kanyonu’ndan, Kılıçlı Mağarası’na, Valla Kanyonu’ndan, Malyas Kanyonu’na uzanan bir manzarası var.
Ilgarini Mağarası
Büyüklük olarak dünyanın sayılı mağaralarından olan Ilgarini Mağarası bu coğrafyada karşınıza çıkan en şaşırtıcı yerlerden biri. Dünyanın en büyük 4. mağarası olan Ilgarini’nin uzunluğu 858 metre, derinliğiyse 250 metre. Sarkıtlar ve dikitlerle süslü büyükçe bir salon ve 27 kavşakla inilen yaşam izlerine rastlanan iki bölümden oluşuyor. Roma ve Bizans döneminde kullanıldığını bilinen alanda şapel, sarnıç ve mezar kalıntılarını görebiliyorsunuz. Yamanlar Köyü yakınlarındaki mağara Pınarbaşı’na 36 kilometre uzaklıkta. Mağaraya gitmek için yaklaşık 5 kilometrelik işaretli yolu yürümeniz gerekiyor. Ahşap bağlantılarla yürümesi kolaylaştırılmış inişli çıkışlı yolun tek yönünü yürümek 1,5 – 2 saat sürüyor. Yolu üzerindeki Mantar ve Ejder mağaraları da kesinlikle görülmeye değer. Mağaralara giriş ücretsiz.
Ilgaz Dağı Milli Parkı
1976 yılından beri milli park statüsüne sahip Kuzey Anadolu’nun en büyük sıradağlarından olan Ilgaz Dağları “Türkiye’nin önemli bitki alanları”ndan kabul ediliyor. Bir kısmı Çankırı ili sınırları içerisinde olan Ilgaz’ın en yüksek noktası 2587 metreyle Büyükhacat Tepesi. Park kapsamındaki 700 metrelik pist, kayakçılar ve snowboardcular arasında oldukça popüler. Bölge, özellikle yırtıcı kuşlar açısından Türkiye’nin önemli kuş alanlarından sayılıyor.
Aklınızda bulunsun
Siyah çorba, simit tiridi, patates paçası, banduma, ekşili pilav, püryan kuyu kebabı, Siyez bulgur pilavı, cırık tatlısı yöresel lezzetlerden birkaçı… Yöreden ayrılırken ünlü Taş Köprü sarımsağından, pastırma, çekme helva, Siyez bulguru, kestane, mantar, Tosya pirinci ve Tosya üzümünden almayı unutmayın. Konaklama için Ilıca Köyü’ndeki çadır ve bungolov seçenekleriyle Park Ilıca’yı düşünebilirsiniz.