Maça derbiden kalma moralsizlikle başlayan ev sahibi Fenerbahçe’nin rakibi, haftasonunu Karagümrük yenilgisiyle kapatan karamsar Başakşehir idi. Maçın ilk 45 dakikası biterken iki takımın kim olduğu konusunda hiçbir fikri olmayan birine taraflardan birinin geçen sezonun şampiyonu, diğerinin şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olduğunu söyleseydik herhalde çok şaşırırdı.
Fırat Aydınus devre arasını anons eden düdüğü çaldığında ekran başında maçı seyreden Fenerbahçelilerdeki baskın duygu yılgınlıktı. Sezon başından bu yana yapılan transferlere ve ligin en derin kadrolarından birine sahip olmalarına rağmen neden bir türlü istenen oyunu oynayamadıklarını, kâh sahadaki eksikleri, kâh hakem kararlarını, kâh Erol Bulut’u sorgulayarak anlamlandırmaya çalışıyorlardı.
2 KEZ CEZALANDIRILDI
İlk yarının en kayda değer dakikası, kuşkusuz öncesiyle ve sonrasıyla gol anıydı. Ani gelişen atakta, Lemos’un Deniz Türüç’e yaptığı
hareketi görmeyen ve pozisyonu avantaja bırakan Fırat Aydınus, Junior Fernandes’in kalenin sağından çektiği şut golle sonuçlanınca, geriye dönerek önce sarı kartı, VAR uyarısı sonrası da kırmızı kartı çıkardı. Yeni kurallar gereği haklıydı ama bu Fenerbahçelilerin hem 10 kişi kalarak hem de golü yiyerek iki kez cezalandırıldıklarını düşünmelerini engellemedi.
BAŞAKŞEHiR TEMKiNLiYDi
Başakşehir cephesinde, yeni geldiği takımda önceliği, uzmanı olduğu takım savunmasına vermiş kupa tecrübesi yüksek Aykut Kocaman’ın Avrupa ile arasında sadece iki maç olduğunun bilincindeki temkinli oyun anlayışı vardı. Nitekim Başakşehir haftalardır İzlediğimiz en derli toplu oyununu oynadı ve maçın genelinde daha baskın olan taraftı. Az adamla yakalandıkları belki de ilk pozisyonda Valencia’nın giriş-gelişme-sonuç tek başına hazırladığı golü yeseler de uzatma dakikalarında tekrar öne geçmeyi başardılar ve yarı finale adlarını yazdırdılar.