Hayvan sevgisi yıllar önce başladı
Hayvanların sağlık ve barınma sorunlarıyla da yakında ilgilenen Prof. Dr. Tezer, hayvan hakları savunuculuğu serüvenini şu şekilde anlatıyor;
“Ben yıllar önce sokaktaki hayvanların çok mağdur olduklarını görmüştüm. Kimse onlara bakmıyordu, yaralanıyor ve aç kalıyorlardı. Araştırmalarım sonucunda onlara yardım etme gereği duydum. Yaklaşık 1992 yılından beri bu şekilde hayvanlara yardımcı oluyorum. Onlara ulaşmak için dolaşıyorum. Görmek için sadece bakmak yeterli değil. Herkes bakıyor ama onları görmüyor. Özellikle kışın hayvanları beslemeye her gün gidiyorum”
’Onlara Beslenme Odağı Oluşturuyorum’
Hayvan haklarını koruyan bir yasanın zaruri olduğunun altını çizen Tezer, ayvanlar ile arasındaki bağı şöyle anlatıyor;
“Diyelim ki bir yerde bir hayvan gördüysem ertesi gün gidiyorum ve onları tekrar yokluyorum. Eğer hayvanlar bulundukları yerde hala duruyorlarsa o noktaya bir beslenme odağı oluşturuyorum. Bu şekilde birçok beslenme odaklarım oldu. Zamanım yettiğince dolaşmaya çalışıyorum. Dolaştığım yerlerde, nerelerde hayvanlar olabileceğini az çok tahmin edebiliyorum. Kışın beslenme odağı oluşturduğum yerlere barınma alanı da oluşturuyorum. Çünkü kış aylarında hayvanlar beslenmezlerse donabiliyorlar. Eskiden çok fazla yoktu ama son dönemlerde duyarlı insanların sayısı arttı. Bu durum bizi sevindiriyor, umarım daha iyiye gider. Şu hayvan hakları yasası çıkarsa hayvanların eziyet görmesi de engellenmiş olur ya da hayvanlarla ilgili bu kadar çok kötü haber duymayız” diye konuştu.
’Korna Sesinden Tanıyorlar’
Hayvanlar Tezer’i, ıslıklarından ve aracının sesinden bile tanıyor. Bu durumu şaşkınlıkla karşılayan Tezer; ‘’Kornanın sesini duyar duymaz hemen yanıma geliyorlar. Eğer yakındalarsa arabanın sesini duyar duymaz geliyorlar. Arabamın sesinden bile benim geldiğimi anlıyorlar. Ben bu duruma çok şaşırıyorum. Oradan bir sürü araba geçiyor ama benim arabam gelince hemen peşine koşuyorlar. Hayvanlara çoğu zaman mama alıyorum; işkembe, paça yapan esnafımız var. Onların artıklarını alıyorum ve hayvanları besliyorum. Bazen paramızla aldığımız zaman da oluyor. Yetmediği zaman mama takviyesiyle her gün besleme yapıyorum. Hayvanların doyması için günlük 100 kilo dağıtmam gerekiyor. Belirlediğimiz hayvanları kısırlaşmaya gönderiyorum. Hasta olan hayvanların tedavisi noktasında da elimizden geleni yapıyoruz. Sadece yeme ve suyu değil onların hastalıklarıyla da ilgileniyoruz. Hayvanlar sokak aralarında birlikte yaşamayı öğrenebilirler. Tabi ki korkabilirler ama hepsi saldırgan değiller. Saldırgan olmayanları bile insanlar, sür
ekli barınağa göndermeye çalışıyorlar.’’ dedi.