Genelde Anadolu kulüplerinin yöneticileri tarafından ifade edilen ve MHK tarafından her defasında yalanlanan söylemin, bu kez MHK Danışmanı Jaap Uilenberg tarafından dile getirildiği belirtildi. Bu durumda akıllara şu sorular geliyor:
1- MHK yönetimi, Uilenberg’e cevap verdi mi?
2- Kıdemli hakemlerden itiraz eden oldu mu?
Hakemlerin maçlarda büyük takımları koruduğu yıllardır yazılıp söylenen bir iddiadır. Anadolu kulüplerinin başkanları, yöneticileri 4 büyüklerle oynadıkları maçlardan sonra genelde bu yönde bir serzenişte bulunur, hatta zaman zaman isyan ederler. TFF ve MHK ise konu ne zaman gündeme gelse, “Kesinlikle böyle bir şey yok. Hakemler olabildiğince tarafsız bir şekilde görevlerini yapıyor” savunmasını yapar. Ama MHK’nın düzenlediği seminerde yaşandığı ileri sürülen bir olay, konunun artık farklı boyutlara ulaştığını gösteriyor. İddia şu: MHK Danışmanı Jaap Uilenberg, seminerde hakemlere “Büyük takım-küçük takım ayrımı yapıyorsunuz” dedi… Uilenberg eğer bu sözleri söylediyse;
1- MHK Başkanı ya da üyelerinden herhangi biri kendisine cevap verdi mi?
2- Süper Lig’in kıdemli hakemlerinden Uilenberg’e itiraz eden veya görüş bildiren çıktı mı?
3- İlk iki soruya cevap hayır ise ‘sükut ikrardan gelir’ yorumu yapmak gerekir mi?
iNGiLTERE FUTBOL FEDERASYONU iLE PREMiER LiG KULÜPLERi TWiTTER VE FACEBOOK’UN SAHiPLERiNE MEKTUP YAZDI:
HAKEM MIKE DEAN’E ÖLÜM TEHDiDi
Hakem Mike Dean’in Fulham maçında Aston Villalı Soucek’e kırmızı kart göstermesinin ardından ölüm tehditleri aldığını açıklaması bardağı taşıran son damla oldu. Premier Lig, İngiltere Futbol Federasyonu, Profesyonel Hakem Şirketi, İngiltere Futbol Ligleri gibi Ada’daki futbol yönetimleri, sosyal medya patronları Jack Dorsey (Twitter) ve Mark Zuckerberg (Facebook)’e ortak bildiri yayınladı. Platformların kötüye kullanım için cennet olduğunu ve yaptırım içermemesinin tacizcileri beslediğini belirttiler. Son dönemde futbolcu ve hakemlerin, ırkçı söylem ve ölüm tehditlerinin odağına oturtulduğuna dikkat çekip, birlikte önlem alıp güvenlik seviyesinin artırılmasını talep ettiler. Bu yaklaşım Türk futbolu açısından çok uzak bir uygulama olur. Sosyal medyaya gerek olmadan maç bitiminde yönetici, teknik adam, futbolcu, holigan yazar/yorumcu örnekleriyle yeterince nefret iklimi yaratabilme kabiliyetine sahibiz. Göreve gelen federasyonlar yıllardır bu konuda sert adım atmadığına göre mutlu olduğumuz da aşikar… Her açıdan İngilizlere örnek teşkil edecek seviyedeyiz!..
HAKEMiN ŞEHRi OLMAZ
Gençlerbirliği-Beşiktaş maçına Ankara bölgesi hakemi Yaşar kemal Uğurlu’nun atanması standartsızlık adına önemli bir konuyu hatırlattı: “Beşiktaş’ın Ankara takımıyla oynadığı maça neden Ankara bölgesi hakemi verildi?”
Hakemlerin yaşadıkları şehrin takımında görev alamama prosedürü 15 sene öncesine kadar çok sert uygulanıyordu. Bu anlamsız yaklaşım yüzünden İstanbul gibi metropolde yaşayan hakem ile Simav’daki aynı kefeye konuluyordu. 15 milyon nüfuslu kentte ikamet eden hakem, 3 büyüklerin Anadolu takımlarıyla oynadığı maça çıkamıyordu.
Kuralın göz ardı edildiği nadide örnek rahmetli Hilmi Ok’un MHK Başkanlığı yaptığı 1987’de yaşanmıştı. Galatasaray-Eskişehirspor ve Bursaspor-Beşiktaş maçları şampiyonu belirleyecekti. Ok, “şampiyonluk haftasında en güvendiğim hakemlerimi görevlendiririm” diyerek İstanbul bölgesinin iki hakemi Aykan Köseoğlu ve Ergül Yücedağ’ı bu iki maça göndermişti.
ÇAĞDIŞI UYGULAMA
2005’te bu çağdışı uygulamaya İstanbul özelinde son verildi. İstanbul bölgesi hakemleri, 3 büyüklerin Anadolu maçlarında içeride/dışarıda boy göstermeye başladı. Ancak 2021 yılı itibarıyla başta Ankara ve İzmir hakemleri olmak üzere bu darboğaz sürüyor. Ocak 2017’deki gibi nadir rastladığımız Ali Palabıyık (Ankaraspor-Beşiktaş) örneği dışında bulmak zor. Küçük yerlerde yaşayan hakemlerin, olası sorunlar nedeniyle kendi şehrinin takımında görev almaması anlaşılabilir. Ancak Ankara, İzmir, Adana, Bursa gibi pek çok şehirde yaşayan hakemlerin de çağdışı uygulamadan kurtarılması şart. Ayrıca 3 büyüklerin Anadolu maçlarında İstanbul hakemleri Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus gibi isimlerin görev almasına hatta aynı uçakta seyahat etmelerine ses çıkarılmazken, aynı hoşgörü neden diğer şehirlerin hakemlerine gösterilmesin?