“Erol Bulut’un sahaya sürdüğü 11, savunmadaki strateji değişikliği ve Mesut Özil’i oyundan alma hamlesi takım içindeki teknik adamlığını ve otoritesini pekiştirdi. Bu açıdan baktığınızda; Fenerbahçe, Trabzon’da ligin en büyük kazanımını elde etti.”
1- Derbide kazandıran gol Pelkas on numaraya geçince geldi. Mesut ise 65 dakika oynadı ve etkisizdi. Ligin kalanında Fenerbahçe Mesut ve Pelkas’a nasıl rol biçmeli?
2- Haftanın kritik maçında 3 puanı ve daha fazlasını kazanan Fenerbahçe oldu. Bu galibiyet Fenerbahçe için ne anlama geliyor? Erol Bulut’un eli rahatladı mı?
3- Trabzon özellikle maçın ortasını iyi oynadı ama bu puana yetmedi. Uğurcan da kahramanlaşmasına rağmen puanı kurtaramadı. Avcı’nın maçtaki karnesi nasıldı?
4- G.Saray, Erzurum’a ikinci yarı pozisyonlar verdiği maçı 2-0 kazandı. Muhammed sizce ne kadar iyi? Gomis’le, Sörloth’la kıyaslanabilecek seviyeye geldi mi?
5- Beşiktaş bay geçtiği hafta sonrası 3-0’la lige döndü. Larin ve Aboubakar yine attı. Sizce de Beşiktaş ligin en iyi futbol oynayan ve şampiyonluğa en yakın takımı mıdır?
6- Hatay, Krasnodar’ın 8.5 milyon Euro’luk teklifini reddeden Boupendza’nın F.Bahçe’ye gitmek istediğini açıkladı. Boupendza F.Bahçe’nin aradığı golcü müdür?
MEHMET ARSLAN
PELKAS, F.BAHÇE’NİN KALBİ, RİTMİ…
1- Erol Bulut’un eli sadece bu noktada rahatladı. Mesut Özil transferi, Fenerbahçe Teknik Direktörü Bulut’u da oyuncuları da zor durumda bırakan bir transferdi. Elinizde Mesut varsa Mesut oynar. Mesut hazır olmamasına rağmen oynadı, ya da oynattı Erol Bulut. Ama deplasmandaki Trabzonspor maçı gösterdi ki, ismi olan değil, formu olan oynar. Dimitris Pelkas, Fenerbahçe’de sadece başarılı bir oyuncu değil, takımın kalbi, ritmi, mücadele azmini yükselten ve yenilgiyi kabul etmeyen yıldızı. Bir dönemin Tuncay Şanlı’sı. Onu oynatmadığınızda, kalp ritminiz teklemeye başlıyor. Mesut Özil için fikrimi belirttim. Hazır olana kadar kulübede olmalı. Belki de çözümün geciktiği karşılaşmalarda ikinci yarıda oyuna alınmalı. Fenerbahçe’nin Mesut Özil’in kariyerini kurtarmaya değil, şampiyonluğa ihtiyacı var.
BULUT RAHATLAMADI
2- Hayır Erol Bulut rahatlamadı. Eğer F.Bahçe Teknik Direktörü iseniz eliniz hiçbir zaman rahatlamaz. Ama F.Bahçe geçtiğimiz yılların aksine daha farklı ve daha kaliteli bir kadro ile mücadele ediyor. 2 kez ligden kopma noktasına geldiler. Başakşehir ve Trabzon hayata dönüş maçları oldu. Özellikle Trabzon maçı bana göre ‘şampiyonluğun’ habercisi. 2. önemli nokta da şu; Bulut’un sahaya sürdüğü 11, savunmadaki strateji değişikliği ve Mesut’u oyundan alma hamlesi takım içindeki teknik adamlığını ve otoritesini pekiştirdi. Bu açıdan baktığınızda, F.Bahçe ligin en büyük kazanımını elde etti.
AVCI’YA HAKSIZLIK OLMASIN
3- Mustafa Denizli dünkü Hürriyet’te maçı analiz ederken çok doğru bir tespitte bulundu. Trabzon’un başarısı, bir Abdullah Avcı mucizesidir. İki takım arasındaki kadro kalitesi, derinliği ve kulübeleri karşılaştırıp Avcı’yı değerlendirir ve başarısız bulursanız, bu büyük haksızlık olur. Avcı elindeki kadro ile maksimum verimi elde etti. Ozan, Ferdi, Samatta vardı da kullanmadı mı? Futbol camiası Avcı’ya haksızlık etmemeli.
MUHAMMED KALICI OLACAK
4- Muhammed, G.Saray’a, G.Saray, Muhammed’e iyi geldi. Henüz diğer golcülerle karşılaştırmak için erken ama mükemmele doğru yol aldığı açık. Ne kadar iyi golcü olursanız olun, takımla uyum yakalayamadığınız sürece başarılı olma şansınız yok. Mısırlı, bu uyumu yakalayarak en büyük engeli geride bıraktı. Muhammed’i diğerlerinden ayıran en büyük fark; kalıcılığı olacak. Gomis ya da Sörloth gibi kısa bir dönem parlayıp ayrılacak bir oyuncu değil. Uzun vadeli bir planın parçası. Yani G.Saray’a çok daha fazla katkısı olacak.
HER MAÇ BEŞiKTAŞ OYNASA
5- Açık söyleyeyim; izlemekten en çok keyif aldığım takım Beşiktaş. Keşke her maçı onlar oynasa. Şu anda zirvede 3 takım kaldı. (İroniye bakar mısınız, önü kesilmek istenen 3 takım da onlar. Şaka gibi bu yöneticiler) Neyse, matematik ‘En avantajlı takım Beşiktaş’ diyor. Tüm ipler onların elinde. Tüm maçlarını kazanırlarsa ya da rakiplerinden daha az puan kaybederlerse şampiyon olacaklar. Ama ben tüm eleştirileri göz önüne alarak size bir yüzde vereceğim. Yüzde 40 F.Bahçe, yüzde 30 Beşiktaş ve yüzde 30 G.Saray’a şans veriyorum. Yanılır mıyım, bu mümkün tabii ki. Sonuçta bir tahminde bulunuyorum. Bir temenni de değil.
BOUPENDZA’NIN EKSiĞi…
6- Lige heyecan, estetik katan bir oyuncu Boupendza. Ve hak ettiği övgüyü aldı. Ama unutmayalım; F.Bahçe’de oynamak bambaşka bir şey. Tüm gözler üzerinizde. Açıkçası onun bireyselliği beni bir büyük takımda oynaması konusunda tereddüde sevk ediyor.
UĞUR MELEKE
MESUT ÖNCE EKSİĞİNİ TAMAMLAMALI
1- Lafı dolandırmadan söyleyeceğim: Pelkas bu sezon F.Bahçe’nin alfa karakteridir. Sahadaki X faktör odur. Belli ki kendini on numarada daha rahat hissediyor, bence de artık o pozisyonda oynaması gereken o. Bundan sonra Bulut tahtaya ilk Pelkas’ı yazmalı, etrafına 10 adam eklemeli. Mesut’un isteği, iştahı var. Ama fiziksel olarak yetersiz. 62’de hızlı hücumda topu Pelkas’ın arkasına atması, 63’te aut çizgisine 5 metre kala topu çevirememesi bunun ispatı. Mesut fiziksel eksiğini tamamlamalı önce.
DEĞİŞİM SİNYALİ
2- Erol Bulut için esas meselenin sonuç almak değil, bir şeyleri değiştirecek cüreti göstermek olduğunu düşünüyordum. Bulut’un esas sıkıntısı yenilgiler değil, işlerin yolunda gittiğine olan inancıydı. Caner’i kadro harici, Ozan’ı yedek bırakması, sol bekte Szalai riskini alması bir adımdır. Orta sahada Mert-Sosa-Mesut da Trabzon’da cesur bir hareket. Erol Bulut için henüz “Gereken değişimi yaptı” diyemeyiz ama değişebileceğine dair güçlü bir sinyal verdi kesinlikle. Bunu yapabiliyor, doğrularına inatla tapmıyor oluşu önemli.
AVCI’NIN KIRILMA NOKTASI
3 – İlk otuz dakikanın sonunda F.Bahçe yüzde 64, Trabzon yüzde 36 topla oynamıştı. Sarı lacivertliler şutlarda 5-2, kornerlerde 3-0 üstündü. Maça iki takımın hangi niyetle başladığı açıktı, Erol Bulut değişim sinyalleri verdi, Abdullah Avcı ise bekleyerek başladı oyuna.
30-75 arası daha iyi bir Trabzon vardı ama yetmedi puana. Avcı’nın kariyerinin özeti bu galiba: Sezon genelinde tatmin edici bir çizgisi var. Ama kırılma maçlarında büyük oynayamıyor. İç sahada hem G.Saray, hem de F.Bahçe yenilgilerinin anlattığı bu.
GOMiS’TEN iZLER
4 – Muhammed’in 45’te Luyindama’nın pasına Da Costa’dan önce reaksiyon gösterip hareketlenmesi aslında karakterinin özeti gibi. Hiç uyumuyor, hiç durmuyor, hep arıyor. Orada yaptığı vuruştan daha önemlisi reaksiyon gösterip koşması. Da Costa’nın 2-3 metre gerisinden başlıyor koşuya çünkü. Henüz çok az sayıda maça çıktığı için onu Gomis, Gomez, Sörloth gibilerle kıyaslamak bu isimlere şimdilik haksızlık olur. Ama ben vazgeçmemesinde, arzusunda, dominant futbolunda Gomis izleri görüyorum Muhammed’in.
BEŞiKTAŞ KEYiF VERiYOR
5 – Beşiktaş şampiyon olur-olamaz şu aşamada bilmek güç. Üç İstanbul takımının pozisyonları birbirine çok yakın ve belli ki sıralamayı nüanslar belirleyecek. Ancak şunu biliyorum: Bu ligde izlemekten en çok keyif aldığım takım Beşiktaş. Savunmayı bu kadar öne çıkaran başka takım yok. Kaybettiği topu bu kadar çabuk geri kazanan, atak sürekliliğiyle boğan başka takım yok. Maçlara bu kadar iştahlı başlayıp, skoru bulduktan sonra da iştahı azalmayan başka takım yok. Bireysel çıkışlar da cabası. Sergen Yalçın büyük bir hikaye yazıyor bu sene.
F.BAHÇE’DE DE iŞ YAPAR
6 – Boupendza’nın potansiyelinin yüksek olduğu kesin. Bordeaux’nun kiralamaları sürecinde belli ki mutlu olamamış, kendini iyi hissetmediği yerlerde de çiçek açamamış. Ancak Hatay’da doğru güneşi, iklimi, suyu bulunca kendini göstermiş. Hem kuvvetli, hem çabuk. Uzak mesafe şutu da var. F.Bahçe de dahil, Krasnodar da dahil bu seviyede takımlarda iş yapabileceği belli.
GÜNTEKİN ONAY
4-3-2-1 İLE İKİSİ DE FORVET ARKASI OYNAYABİLİR
1- Dimitris Pelkas önemli bir değer. Mesut Özil’den de vazgeçmek de söz konusu değil. Sarı lacivertli ekibin teknik direktörü Erol Bulut ikisinden de maksimum verim alacak bir formasyona yönelebilir. Fenerbahçe’nin 4-3-2-1 sistemini tercih etmesiyle hem Mesut Özil hem Dimitris Pelkas forvet arkasında oynayabilir. Erot Bulut’un elindeki kadronun yapısı buna uygun.
HEM ÖZGÜVEN HEM KREDi KAZANDI
2- F.Bahçe, nihayet sahaya döndü ve bu galibiyetle güçlü bir şekilde yarışa tutundu. Sadece kritik bir 3 puan almadı özgüven de kazandı. Erol Bulut radikal tercihlerle ve cesur bir futbolla kredi kazandı. Futbolcular maçın öneminin farkındaydı ve odaklanarak, savaşarak kazandılar.
DAHA AGRESiF BiR AVCI
3- Haftalardır kaybetmeyen Trabzon kazansa yarışa ortak olacağı sınavdan kırık not aldı. Özellikle ilk yarıda son derece ürkek, hücumda çoğalamayan bir Trabzon izledik. Üstelik Sosa’nın savunmanın önünde oynadığı; Gustavo ve Ozan’sız bir orta sahaya karşı bu kadar pasif kalmaları şaşırttı. Avcı gibi bir taktisyen bu tip final niteliği taşıyan maçlarda daha agresif bir futbol oynatmalı.
MUHAMMED TAKDiRi HAK EDiYOR
4- G.Saray Erzurum’a karşı sadece 35-45. dakikalar arası istediği tempoya ulaştı ve o bölümde 2 gol buldu. Bir de direkten dönen top var. Fatih Terim, 2. yarılarda ritmi düşen takımını değişikliklerle hareketlendirmeye çalışsa da istediği verimi alamıyor. Muhammed, yüzü kaleye dönük topla buluştuğunda son derece etkili. Son vuruşları harika. Başarıya aç ve mücadele gücü yüksek bir santrfor. Uyum sorunu yaşamadan golcü kimliğini sergilemesi her türlü takdiri hakediyor. Feghouli’nin dönmesiyle daha da verimli olacaktır.
RAKiPLERi ÇARESiZ
5- Beşiktaş, ligin en iyi futbol oynayan takımı. Güçlü, dominant ve rakipleri çaresiz bırakan bir oyunu var. Ljajic’in de katılmasıyla pas oyunu daha da kusursuza doğru evrildi. Son derece uyumlu ve saha içinde iyi yardımlaşan bir grup var. Fikstür açısından önünde zorlu maçlar var. Beşiktaş, ilk yarıdaki gibi F.Bahçe, Başakşehir ve G.Saray maçlarını kazanırsa şampiyon olur. Bu maçlar oynanmadan şampiyonluk için konuşmak yersiz.
BOUPENDZA LiGiMiZiN MBAPPE’Si
6- Boupendza sürpriz bir şekilde harikalar yaratıyor. Resmen ligimizin M’Bappe’si… Bir futbolcunun kariyerinde bu kadar kısa sürede böyle büyük bir sıçrama yapması mucize. F.Bahçe’ye transferi heyecan verici bir hamle olur ancak büyük takımda oynamak, o sorumluluğu taşımak başka bir şey.