Koronavirüsle mücadele kapsamında üretilen aşılara erişimde ve aşılama süreçlerinde yaşanan sıkıntılar Avrupa Birliği’nin ortak stratejisine yönelik eleştirilerin her geçen gün biraz daha artmasına neden oluyor. AB Komisyonu’nun bu ay içinde açıklamayı planladığı ‘aşı pasaportu’ uygulamasına daha şimdiden itiraz var.
PASAPORTA İTİRAZ
Belçika Dışişleri Bakanı Sophie Wilmes, “Belçika açısından Avrupa’da serbestçe dolaşma özgürlüğünü aşılamaya bağlamak söz konusu değil” dedi. Aşılamanın zorunlu olmadığını ve aşıya erişimin genele yayılmadığını hatırlatan Wilmes, ayrımcılık yasağı ilkesine saygının temel nitelikte olduğunun altını çizdi. Aşı-seyahat ilişkilendirmesine yönelik olarak Almanya, Fransa ve Hollanda’nın da çekinceleri henüz tamamen ortadan kalkmış değil. AB Komisyonu’nun konuya ilişkin önerisinin 17 Mart’ta Avrupa Parlamentosu’na, 25 Mart’ta da AB liderlerine sunulması öngörülüyor.
İSRAİL İLE ORTAKLIK
Aşı stratejisine karşı bir başka hamle de Avusturya ve Danimarka’dan geldi. Bu iki ülke virüsün varyantlarına karşı ikinci nesil aşı üretmek için İsrail ile ortak çalışma kararı aldı. Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, daha fazla sayıda varyant için hazırlıklı olmaları, bu bağlamda da ikinci nesil aşı üretimi için sadece AB’ye bağımlı olmamaları gerektiğini söyledi.
MACAR ETKİSİ
Macaristan’ın, Avrupa İlaç Ajansı’ndan (EMA) onayı olmayan Rus ‘Sputnik V’ ve Çin üretimi ‘Sinopharm’ aşılarını alıp uygulamaya başlamasının ardından Slovakya da benzer bir adım attı. Slovakya, 2 milyon doz ‘Sputnik V’ aşısı satın aldı. Çekya da bu opsiyona doğru yönelme niyetinde. AB Komisyonu ise bu gelişmelerin ortak stratejinin çöktüğü anlamına gelmediği, üye ülkelerin ek adımlarının kendi sorumlulukları olduğu görüşünde.