Haftaların birbirine karıştığı, ligin boyunun kısaldığı günlerde maç analizi yapmak bile zorken, üç günde bir maça çıkmak ve o arada bir önceki maçın sağlamasını yapıp, yeni maçın stratejisini oluşturmak, sakatı, cezalısı, geri döneni derken çok bilinmeyenli denklem çözmek gibi. Son dört maçta, dört ayrı kadro ve dört farklı taktikle oynayan Galatasaray’ın sekiz maçlık galibiyet serisini belki de en beklenmeyen maçta, ligin son sırasındaki Ankaragücü bitirmişti. Sadece üç puanı değil, kırmızı kart gören son haftaların en iyisi Muhamed’i de kaybettiler Ankara’da. Sivasspor ise son beş haftada sadece iki gol yemiş ve hiç yenilmemiş bir takımın özgüveniyle geldi İstanbul’a.
DAHA YARATICI GALATASARAY
Geçtiğimiz maç Hatayspor karşısında hücum günü yüksek bir takıma karşı nasıl savunma yapılır konusunda pratik yapmış oldukları da söylenebilirdi. Muhamed’in yokluğunda ilk 11’e Saracchi, Taylan ve Belhanda dönüş yapmıştı. Bu maça daha hızlı başlamayı ve orta sahasına dönen isimlerle daha yaratıcı bir futbol oynamayı planlamıştı Galatasaray, Linnes’in Muslera’ya atmak isterken araya Gradel’in girip takımını daha 9. dakikada 1-0 öne geçirmesi hiçbir planda yoktu muhtemelen ama erken reaksiyon gösterdiler.
ALi ŞAŞAL iZiN VERMEDi
Falcao, kim olduğunu hatırlatan güzel bir vuruşla beraberliği sağladı. Sivas, 38.dakikada Muslera’dan dönen topu ağlarla buluşturunca soyunma odasına galip gitti. 68. dakikada elle oynama sonucu kazanılan penaltıyı yine Falcao ağlarla buluşturdu. G.Saray’ın maçın son anlarında rakip kalede kurduğu inanılmaz baskı, birkaç net gol fırsatı getirse de Sivasspor kalesini iyi savundu. Bu maçta kazanmak için her şeyi yaptı G.Saray, baskı da kurdu, pozisyon da buldu ama hem yediği hem atamadığı gollerde şans yanında değildi. Tabii bir de Ali Şaşal izin vermedi.