Rümeysa Çevlik, Osmaniye’nin Kadirli ilçesine bağlı Kayasuyu köy okulunda anasınıfı öğretmeni. Ama o bildiğimiz öğretmenlerden değil. Henüz 6 yaşındayken annesi gözlerinin önünde vurularak öldürülmüş, 18 yaşında evlenmiş, hamileyken üniversiteyi kazanmış, bir yandan çocuğunu büyütüp bir yandan okulunu bitirerek bu kutsal mesleğe adım atmış bir eğitim neferi o. Sadece hikâyesiyle değil yaptıklarıyla da fark yaratıyor. Okulun bahçesinde kurduğu açık hava sınıfı okuldaki tüm öğrenciler için adeta bir masal diyarı.
BULAŞ RİSKİ YOK
“Öğretmenlik benim çocukluk hayalimdi. Ama hayat bana bu hayali normal süreçte gerçekleştirme fırsatı vermedi” diyen 11 yıllık öğretmen Rümeysa Çevlik, “Bir şeyi rüyalarınıza girecek kadar hayal edince oluyor” diyerek tamamen doğal malzemelerden oluşturduğu duvarsız açık hava sınıfı fikrinin nasıl doğduğunu şu sözlerle anlatıyor: “Finlandiya’dan, Almanya’dan iletişim halinde olduğum öğretmenler var. Onlara bakıyorum eksi 10 derecede bile dışarıdalar. Biz yaz memleketiyiz. Güneşli gün sayısı çok fazla. ‘Neden çocukları sınıfa kapatıyoruz?’ dedim. Sonra böyle bir sınıf oluşturmaya karar verdim. Müdür Bey de ‘Eldeki imkanlarla yapabiliyorsan yap’ dedi. Okulumuzun görevlisi ve aynı zamanda velimiz olan Ekrem Bey, ‘Ben yaparım’ dedi. Her çocuktan birer tane kütük istedik. Evinde su kabağı olan, doğal materyali olan ne varsa onu getirdiler. Sonra elimizdekileri yavaş yavaş şekillendirmeye başladık. Bir kum havuzu yaptık. Atölyemizi, terazimizi, saatimizi yaptık. Küçük bir bahçe oluşturduk, çizmelerden saksı yaptık. İlmek ilmek ördük diyebilirim bu sınıfı. Derken böyle güzel bir sınıf çıktı ortaya. Böylece çocuklar güzel havalarda bulaş riski olmadan ders yapma imkânına kavuştu.”
KUMA YAZI YAZIYORUZ
Rümeysa Öğretmenin sınıfında her şey doğal. “Bizim materyallerimiz; kozalak, taş, toprak, ağaç kabukları ve onun dışındakiler de hep ahşaptan. Kâğıdı daha az kullandırmaya çalışıyorum. Rakamları öğreneceksek önce kuma yazıyoruz veya taşlarla rakamları oluşturuyoruz. Hem tasarruf ediyoruz hem de köye daha az çöp çıkmış oluyor” diyor.
ÜNİVERSİTEYİ HAMİLEYKEN KAZANDIM
Rümeysa öğretmenin hayatı, tam bir azim hikâyesi: “Annem, dayım tarafından yayla evinde gözümün önünde tüfekle vuruldu. Erken evlilik yaptım. Ama öğretmen olmak istiyordum, üniversite hayalim vardı. Peşinden gittim ve Selçuk Üniversitesi Anaokulu Öğretmenliği’ni kazandım. Hamile olduğum için bir yıl dondurmaya karar verdim. Oğlum olduktan sonra devam ettim. Onu üniversitenin kreşine yazdırdım. Ben de o kreşte yarı zamanlı çalışmaya başladım. Hem okul hem çocuk hem iş, hepsini bir arada yürütebildim. Sınıfta çocuklara ilk öğrettiğim şey hayal etmek. Çünkü bir şeyi rüyalarınıza girecek kadar hayal edince gerçek oluyor.”