Avrupa’da yaşadığımız bu korkunç sezonu bir daha tekrar etmeyeceğimizi, önümüzdeki senelerde gruplardan sonrasını göreceğimizi umut ediyorum. Umut etmek istiyorum en azından.
NÖBETLEŞE OYNADILAR
Özellikle şu anda hem Süper Lig’de hem de Türkiye Kupası’nda pol pozisyonda olan Beşiktaş’ın Avrupa’ya çok erken veda ettiğini hatırlayınca hayıflanıyor insan. Gerek PAOK, gerek Rio Ave eşleşmeleri detaylarda kaybedildi. Eğer Beşiktaş o maçlardan en azından birine Souza, Ghezzal, Rosier ve Aboubakar’la çıkabilseydi; farklı olurdu bence senaryo…
Dün, cuma akşamki 11’ine ufak rötuşlar yapıp, omurgasını koruyarak maça başlayan Beşiktaş, ilk yarım saatte otomatik pilottaydı yine. Göz açıp kapayıncaya kadar da skoru 2-0’a taşıdılar zaten. Sonra (ligde alışık olmadığımız şekilde) çok fazla vites küçülttükleri için müsabaka nöbetleşe oynanan bir spora döndü adeta. 2-0’a kadar Beşiktaş nöbetteydi. 30’dan 77’ye kadar nöbet Başakşehir’e geçti, özellikle ikinci yarının başında artırdıkları önde baskıyla siyah beyazlıları defalarca hataya zorladılar. Maçı da hak ederek uzatmaya götürdüler. Ancak 102’de Beşiktaş, tescilli bir organizasyon golüyle aldı final biletini.
ZiNCiRLER ÇÖZÜLMELi
Son bir not olarak da şunu eklemeliyim: Dün Başakşehir’in ikinci devrede oynadığı futbolu görünce, neden bunu daha fazla müsabakada, daha uzun süreler yapmadıklarını merak ediyor insan. Aykut Hoca umarım bu maçı gördükten sonra zincirlerini bir miktar çözer elindeki kaliteli kadronun.