İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sefer Şener yaptığı açıklamada, “Kesinlikle piyasada beklenti 100 baz puan, yani sizin de belirttiğiniz gibi 1 puanlık faiz artışını piyasa fonlamaya başlamıştı. Gördüğümüz kadarıyla net olarak Merkez Bankası önden yüklemeli olarak 200 baz puanlık faiz artışı yaptı. Bazı sebepleri var. Son dönemde Amerikan piyasalarında 10 yıllık ve 30 yıllık tahvil faizleri yükseldi. Amerika’da ekonomistlerin beklentisi 1,40-1,50 aralığında tahvil faizi beklentimiz vardı. Dün ABD’de tahvil faizleri 1,70’i gördü. Bu gelişen piyasaların tamamını etkiliyor” ifadesinde bulundu.
Şener Merkez Bankası’nın elinin güçlendiğini ifade ederken, “Hem içerideki enflasyon verileri çok çok önemli. Bu ay başında Merkez Bankası’nın beklenti anketinde enflasyon oranımız da yükseldi. Bu ikisini bir araya getirdiğimizde hem iç piyasada enflasyon beklentimizin yükselişi hem de dış piyasada özellikle ABD piyasasında tahvil faizlerinin artıyor olması Merkez Bankası’nın önden yüklemeli olarak… Bakın hala Türkiye reel faiz veren ülkelerden bir tanesi ancak bununla Merkez Bankası’nın eli güçlenmiş oldu. Piyasanın beklentisinin üzerine çıkılmış oldu. 100 baz puan beklerken 200 baz puan artırılması demek Merkez Bankası’nın önden yüklemeli metodu kullanmasıdır. Merkez Bankası’nın artık enflasyondaki gelişmeleri bekleyecek. Nisan ayı enflasyonu da yüksek çıkacak ancak nisandan sonra düşüş görülecek. Önümüzdeki dönemde enflasyon odaklı düşünüldü. Ancak aynı zamanda dış piyasa kaynaklı Türkiye’nin CDS’lerinde yükselme var. Risk primleri 280’lerden 320’lere tekrar geldi. Ana nedeni faiz artışı beklenmesidir. Merkez Bankası hem enflasyonu takip ediyor hem de Merkez Bankası’yla ilgili şöyle önemli nokta var küresel piyasaların geldiği boyut yani küresel piyasalarda hala ABD’de Avrupa’da genişleyici para ve mali politikalar uygulanıyor. Yani piyasalarda hala para bollaşıyor. Tahvil alımlarıyla… 120 milyar dolarlık tahvil alıyor ABD her ay… Bu kadar parasal genişlemenin olduğu bir dönemde ülke olarak bundan yararlanmak istiyorsak böyle yapmamız gerekiyordu” dedi.
“DÖVİZDE CİDDİ BİR GERİ ÇEKİLME YAŞANACAKTIR”
Şener karar sonrası dövize yansımalarını da değerlendirdi: “Kesinlikle sert bir düşüş dövizde. Devamını da bekliyoruz. Bu faiz artışı yüksek oranlı olduğu için doğal olarak dövizde ciddi bir geri çekilme yaşanacaktır. Aynı zamanda hep söylediğimiz kişisel tasarruflardaki bankalardaki dolar mevduatlarının yabancı para mevduatlarının çözülmesi için de bir fırsat. Dövizde yüzde 2 oranında bir düşüş var. Çünkü piyasanın oldukça üzerinde bir beklentiyle faiz artışı gerçekleştirilmiş oldu. Aslında iyi de oldu. Hakikatten küresel piyasalarda ciddi bir parasal genişleme var. Bunun sadece şöyle bir sakıncası var. Reel sektör açısından krediye ulaşması açısından, paraya, sermayeye ulaşması açısından reel sektör tarafından tabii eleştirilecektir. Şunu unutmamak lazım Türkiye hem küresel piyasaları çok yakından takip ediyor. Hem de dolarizasyon sürecini bir an önce çözmemiz lazım. Eğer bu şekilde devam ederse beklenti üzerinde gerçekleştiğinden biz önümüzdeki haftalardan itibaren dolardaki çözülmeyi göreceğiz. Faizle ilgili şartlar lehimize döndü. Dezavantaj olacak bir durum yok. Mevduat sahiplerinin bankalardaki dövizle ilgili mevduatlarının çözülmesini beklemek, bununla ilgili önlemler almak bundan sonra önemli.”
Şener açıklamasında “Tabii Merkez Bankası’nın gerekçeli kararını göreceğiz. Bu karar yazılmadan önce şunu görüyoruz enflasyondaki gelişmeler ana etmen. Petrol fiyatları 70 doların üzerinde. Küresel piyasalarda hala gıda fiyatlarındaki artış devam ediyor, hala emtia artışı devam ediyor. Tüm küresel piyasalarda devam ediyor. Bu durum Türkiye’nin CDS’lerinde de geri çekilmeyi getirecektir. Bunun ana nedeni küresel piyasalardaki emtia fiyatlarının, faiz oranlarının hala genişleyici para politikalarının devam ediyor olması. Bu böyle devam ettikçe faiz artışlarının devamı gelecektir. Birinci yarıda faiz indirimi beklemiyoruz dedik. Merkez Bankası da teyit etti. Şunu da görüyoruz reel itibariyle şu anda Türkiye 2.8’in üzerine çıktı. Faizler cazip hale geldi diyebiliriz. Enflasyon üzerinde etki yaratacak. Çünkü parayı kısmaya dönük, sıkı para politikası duruşuna yönelik bir hamledir bu. Aynı zamanda ekonomi reformuyla birlikte mali düzende de sıkı duruşumuz sürerse önümüzdeki süreç hem enflasyon hem de döviz açısından daha iyi yola gidecek. Önümüzdeki dönemde önden yüklemeli yapıldığı için 2 sonuç olacak. Birincisi sıcak para dediğimiz tahvile, hisse senedine gelen paranın, Türkiye’ye dönük sıcak paranın daha hızlı aktarılması beraberinde gelecek. Bu faiz oranıyla önümüzdeki haftadan itibaren çok ciddi sıcak para girişi göreceğiz. Bu da dövizde gevşemeyi beraberinde getiriyor. Aynı zamanda reel sektör önünü görecek. Reel sektör şunu planlıyor. Bu faiz oranları reel sektör için oldukça yüksek. Gördüğümüz kadarıyla Merkez Bankası önden yüklemeli artışla döviz tarafına ciddi müdahalede bulundu. Hem de reel sektör açısından önümüzdeki dönem yansımalarını göreceğiz. İlk olarak kredi faizlerine dönük olarak göreceğiz. Şu gözümüze çarpıyor enflasyon artmaya devam ettikçe faiz artışları enflasyonu dizginlemeye yarayan bir unsurdur. Tüketim kısılacak, talep ve krediler azaltılmış olacak. Enflasyon üzerindeki baskı azalacak. Reformlarla bağlantılı olarak sıcak parayı ülkeyi getirmeye yönelik bir hamle” dedi.
“YILIN İKİNCİ YARISINDAN SONRA HERKES ENFLASYONUN DÜŞECEĞİNİ BEKLİYOR”
Stratejist Cüneyt Paksoy Merkez Bankası’nın açıklaması sonrası yaptığı açıklamada, “FED’in aksiyonları takip ediyor. Çünkü enflasyonla mücadele vazgeçilmezimiz. Enflasyonu kalıcı düşürmeden başka dinamikleri dengelemek kolay olmuyor. Onun için enflasyonla mücadelede kararlı bir duruş Merkez Bankası’nın kredibilitesi dışardan gelen yorumlara banchmark oldu. Yılın ikinci yarısından sonra herkes enflasyonun düşeceği, ona bağlı olarak hem kurun hem faizlerin dengede olacağını söylüyor. Merkez Bankası bu adımıyla, ABD’de 1,70’lerde hareketlilik var; enflasyonda bir iki ay daha yukarı yönlü bir teyit, sonra aşağı yönlü gidişi desteklemek amaçlı güçlü bir karar geldi. Piyasa beklentisi 100 baz puandı. An itibariyle dolar ve TL’de fiyatlamaları görüyoruz” dedi.
Paksoy sözlerine şöyle devam etti: “Merkez Bankası, FED ve FED’in aksiyonlarını takip ediyor dediğimizin aslında bir çıkarı. Enflasyonla mücadele vazgeçilmezimiz. Yılın ikinci yarısından itibaren artık herkes enflasyonun düşeceğini ve ona bağlı olarak hem tahvilin hem de kurun dengede olacağını söylüyor. Merkez Bankası bu hamlesiyle enflasyondaki yukarı yönlü ilerlemeyi desteklemek amaçlı güçlü bir hamle yaptı. An itibariyle dolar ve TL de fiyatlamalar 7.37 ile 7.40 bandına girdik. Bu bandın altı görülebilir. Ama bir anda gözümüz yurt dışında olacak Fed bütün tansiyonu almadı. Yani paradigma biraz değişmeye başladı Merkez Bankası bunu görmüş olmalı ki ona göre bir aksiyon aldı. Soru-Fitch Türkiye’ye yönelik büyüme tahminini güncelledi ve 2020 yılı Türkiye ekonomisi için büyüme tahminini 3.5’dan yüzde 6.7 seviyesine yükseltti bunu neye bağlıyorsunuz? Cevap- Son dönem bütün kurumların revizelerini görüyoruz. Kredi derecelendirme kuruluşlarının pozitif sinyaller içeren analizleri oldukça kritik. Sahada gösterdiğimiz performans ortada, 2020 yılında dünyada daralmayan ülkelerden birisi Türkiye.”
Canlı Borsa – Altın Fiyatları – Döviz Kurları için Bigpara