Amerika Birleşik Devletleri eski Bakü Büyükelçisi Robert Cekuta, CNN TÜRK’ten Hilken Doğaç Boran’ın sorularını yanıtladı.
İkinci Dağlık Karabağ Savaşı’ndan Türkiye’nin Azerbaycan’a desteğinin ABD’de nasıl yorumlandığı sorusu üzerine Cekuta Türkiye’nin bölgedeki anlaşmazlıkları giderme konusunda kilit rol oynadığını tezini savundu. Cekuta şu ifadeleri kullandı;
“Güney Kafkaslar’daki durum zaten sallantıdaydı. Defalarca Azerbaycan ve Ermenistan arasında barışı sağlamak gerektiğini dile getirdik. Azerbaycan topraklarının işgali süremezdi. Ermenistan’ın güvenlik endişeleri süremezdi. Geçtiğimiz sonbaharda yaşanan savaş neticesinde bölgedeki jeopolitik dengeler değişti. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ilk defa Güney Kafkaslar’daki üç ülkede de Rus askerleri var. Ermenistan’da varlardı zaten. Gürcistan’a da 2008 işgaliyle girdiler. Şimdi de Azerbaycan’dalar. Türkiye Azerbaycan’a hem sahada hem de moral olarak destek veren çok önemli bir müttefik. Bence ilerleyen dönemde Türkiye’nin bölgedeki anlaşmazlıkları giderme konusunda kilit rol oynadığını göreceğiz. Çünkü henüz barış yok, yalnız ateşkes var. Bölgede kalıcı barışın temellerini atmamız çok önemli.”
“ABD VE TÜRKİYE OLABİLDİĞİNCE YAKINLAŞMALI”
Türkiye’nin önemli bir NATO müttefiki olduğunun altını çizen Cekuta, ABD ve Türkiye’nin olabilecek en yakın ilişkilere sahip olmasının çok önemli olduğunun altını çizdi.
“Suriye bölgedeki en karmaşık sorun. Güney Kafkaslar da karışık. Tabii ki Türkiye’nin planları hakkında kesin yorum yapamam ama Amerika olarak Türkiye’nin bölgede sorumlu bir rol oynamasını istiyoruz.” diyen Cekuta sözlerine şöyle devam etti;
“Çünkü bölgede ne olursa direkt Türkiye’yi etkiliyor. Çok zor bir bölge. Suriye giderek karmaşıklaşıyor ve insanlık krizi büyüyor. Türkiye’deki mültecilerin sayısı, Suriye’de yerinden edilenler, iç savaş yüzünden Dünya’nın kalanına kaçan mültecilerin sayısı artıyor. Rusya’nın Esad’a desteği ve Esad’ın taviz verme-mesi durumu daha da zorlaştırıyor. Türkiye’nin Karadeniz’deki ve Boğazlar’daki tarihi rolü de çok önemli. Yunanistan ile ilişkiler çok önemli. Washington’dakilerin sıkça atladığı bir nokta da Türkiye’nin İran’la sınırı olması. Küresel strateji yapbozunun bu parçası da çok önemli. Tüm bu konularda Türkiye’nin kuvvetli bir müttefik olmasını ve bizimle çalışmasını bekliyoruz. Türkiye’nin görüşünü duymak istiyoruz. Bölgede olan sizsiniz, bilen sizsiniz. İki ülkenin saygı çerçevesinde hareket etmesi ve bu zor sorunları çözmek için birlikte hareket etmesi şart.”
“HALK YENİLGİDEN BERİ ÖFKE VE İNKAR HALİNDE”
Ermenistan’daki son gelişmeleri de yorumlayan Cekuta, “Ermenistan halkı yaşananlardan sonra şok, öfke ve inkar halinde. Aldıkları yenilgiden sonra bu anlaşılabilir. Önemli olan sürecin nasıl ilerleyeceği. Ermenistan’ın iç politikası çalkantılı olabilir. Ama gidilecek yolu Ermenistan halkının belirlemesi ve diğer ülkelerin barışçıl bir gelecek için onlara destek vermesi gerekiyor.” dedi.
Ermenistan’ın kendisini izole edilmiş bir ülke olarak değil, bölgenin bir parçası olarak görmesi gerektiğini vurgulayan Cekuta, “Komşularıyla bağların ve iyi ilişkilerin faydalarını görebilmeli. Tabii ki bu çok zor bir süreç. Ermenistan’da neler olabileceğini kestirmek mümkün değil.” dedi.
“TÜRKİYE’NİN TUTUMU AB’DEN POZİTİF KARŞILIK GÖRDÜ”
Doğu Akdeniz ile ilgili gelişmeleri de değerlendiren Cekuta, “Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin Brüksel’deki temasları ve AB liderler zirvesinden çok ilginç sonuçlar çıktı bence. Türkiye’nin gerilimi azaltmak için attığı adımların faydalı etkileri olduğunu gördüm. Bu gerçekten pozitif bir gelişme. Münhasır ekonomik bölge ve karasuları haritalarına baktığımda, bölgenin coğrafi yapısından dolayı çok karmaşık bir sorun olduğunu görüyorum. Neresi kimin söylemek hiç de kolay değil. Bir de işin içine yeraltı kaynakları girince su altındaki kaynaklarla su üstündeki sınırlar uyuşmuyor. Yunanistan ve Türkiye bu sorunları çözmeli tabii ki. Amerika bu anlaşmazlığı çözmek için devreye girmeli. Yeri geldiğinde aktif bir şekilde, yeri geldiğinde kendini geri çekerek. Amerika olarak Ankara ve Atina’daki tüm imkanlarımızı kullanarak bu çıkmazı aşmaya çalışmalıyız. Bu da bazen taraflara duymak istemedikleri şeyleri söylemeyi gerektirebilir. Ama bunları iki ülkenin daha iyi geçinebilmesi ve sürecin ilerleyebilmesi için söylemek zorundayız.” ifadelerini kullandı.
Cekuta Türkiye’nin enerji politikları hakkında “Robert Cekuta: Öncelikle Türkiye’nin Karadeniz’deki keşfi büyük bir müjde, aynı şey Doğu Akdeniz’de de olur umarım. Türkiye’nin bugünkü konumundan doğal gaz ihraç edecek hale gelmesi için önünde uzun bir yol var.” dedi.
Cekuta sözlerine şöyle devam etti;
“Bunu daha yeni doğal gaz ve ham petrol ihraç etmeye başlayan bir Amerikalı olarak söylüyorum. Uluslararası enerji Ajansı’nın son raporuna göre Türkiye kullandığı petrolün %93’ünü ve doğal gazın %99’unu dışarıdan alıyor. Türkiye büyüyen bir ekonomi. Genç ve artan bir nüfusu var. Yani enerji ihtiyacı artacak. Bu yüzden bulunan rezervlerin ülke içinde kullanılacağını düşünüyorum. Ki bu kötü bir şey değil. Dış ödemeleri azaltır, halkın refahını arttırır ve büyümeyi destekler. Türkiye enerji açısından kilit bir ülke. Orta Doğu ve Hazar Havzasından petrol ve doğal gazın güvenli bir şekilde aktarılmasını sağlıyor. İklim değişikliği ile ilgili adımlar atılıyor farkındayım ancak uzun süre petrol ve doğal gaz kullanacağız. Türkiye’nin hem tüketici hem de geçiş ülkesi rolü de önemini koruyacak.”