2021 Ekim ayında UNESCO’nun, Barselona’da 3. Dünya Yükseköğretim Kurultayı’nı toplayacağını hatırlatan YÖK Başkanı Saraç, yükseköğretimde gelecek 10 yıl için çeşitli çalışma raporları üretildiğini belirterek 2030’a doğru gerçekleşmesi planlanan yükseköğretim politikalarından şöyle bahsetti:
DİJİTAL TEKNOLOJİLERİN ETKİLERİ
“2030’a yaklaştığımız bu günlerde, dijital teknolojiler yükseköğretim alanındaki en önemli başlıklardan birini oluşturuyor. Dijital teknolojilerin yaygın kullanıma girmesi, 2000 yılından bu yana en büyük 500 şirketin neredeyse yarısının ortadan kaybolmasına neden oldu. Bilinmelidir ki dijital teknolojilerin etkileri dünyada daha yeni görülmeye başlıyor. YÖK olarak pandemiden bir yıl önce, 2019’da Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm başlığı altında büyük bir proje başlattık. 2006’dan sonra kurulan ve görece daha zor şartlar altında gelişmekte olan bölgesel üniversitelerimizden 16’sı pilot üniversite olarak seçildi. Bu proje ile 100 bin civarında öğrenci ve 12 bin civarında öğretim elemanı Dijital Çağda Öğrenme ve Öğretme programları ile bu konuda eğitim aldılar. Proje gelişerek devam ediyor. Pandemi süresince, başlatılan bu projenin de destekleriyle, üniversitelerimizde büyük bir sorun yaşanmadan çevrimiçi eğitim sürmekte.
2 MİLYON YENİ İŞ SAHASI
“Dünyada şu andaki işlerin yüzde 90’ı bilişim teknolojileri yetenekleri gerektiriyor. Dijital dönüşüm Avrupa ülkelerinde son on yılda 2 milyon yeni iş sahası yarattı. 2005’ten bu yana ülkeler arası veri aktarımı 45 kat arttı, yani alışveriş artık veri ile gerçekleşiyor. Bu alandaki akademik çalışmalara göre, otomasyon teknolojilerinin en çok etkilendiği üç alanı küreselleşme, dijitalleşme ve ekonominin çok geniş anlamda merkezileşmeden uzaklaşması oluşturuyor.”
100 BİNİN ÜZERİNDE DOKTORA ÖĞRENCİMİZ VAR
YÖK olarak, geleceğin meslekleri addedilen alanlarda sektörle iş birliği içinde yaptığımız çalışmalarla, üniversitelerimizde yeni mesleki alanlar ve programlar açıyoruz. Özellikle doktora çalışmalarına ayrı bir önem atfediyoruz. Yüzde 62’sini kız öğrencilerin oluşturduğu ve 5 bine yakın öğrencinin içinde bulunduğu YÖK 100/2000 projesi mezun vermeye başladı. Ayrıca bugün itibarıyla Türkiye üniversitelerinde 100 binin üzerinde doktora öğrencimiz var. Doktora programlarında öncelikli olarak robotik, siber güvenlik, nörobilim, yapay zekâ ve makine öğrenmesi, ağ teknolojileri, akıllı ve yenilikçi malzemeler gibi alanlarda araştırma ve yeniliğe dayalı çalışmalar üreterek akıllı uzmanlaşmaya dayanan stratejik bir hedef belirledik.
AVRUPA’DA YÜKSEKÖĞRETİME ERİŞİMDE İLK SIRADAYIZ
Geçtiğimiz 20 yılda yükseköğretimde gelişen iki eğilimden biri yükseköğretime erişim oranının artırılması, diğeri ise bilgi ekonomisi ve uluslararası sıralamalarla ortaya çıkan araştırma odaklı üniversite modelinin geliştirilmesi olmuştur. 1998’de yüzde 17, 2008’de yüzde 27 olan dünyada yükseköğretime erişim oranları 2018’de yüzde 38’lere ulaştı. Bu alanda en düşük oran yüzde 5 ile Sahraaltı Afrikası’nda. Türkiye ise 8 milyonu aşan öğrenci sayısı ile Avrupa’da yükseköğretime erişimde ilk sırada geliyor.