Hasan Heybetli, ünlü bir kabadayı olan Hüseyin Heybetli’nin oğludur. Çocukluğundan itibaren bu “kabadayılık dünyası”na çok yakındır aslında. Bugün kendisinin bir döneme damgasını vurmuş efsane aşk hikayesini dinleyeceğiz.
Hasan Heybetli’nin daha 14 yaşındayken, ilk suçunu işlediği iddia ediliyor.
Fakat bu içerikte Hasan Heybetli’nin kabadayı yönünden değil, aşık ve heyecanlı bir delikanlı olduğu yönünden bahsedeceğiz.
Heybetli, sürekli Abacı’nın çalıştığı gazinoya gidip hayranlıkla onu izlemektedir. Bir gün tüm cesaretini toplayıp, Abacı’ya onunla birlikte olmak istediğini söyler. Ancak Abacı onu reddeder.
Ancak Heybetli, kolay kolay pes etmeyecektir.
Abacı’nın çalıştığı gazinoya her gün, onu 24 saat düşündüğünü gösteren 24 adet kırmızı gül göndermiştir.
Bir akşam Abacı’nın telefonu çalar. Arayan Heybetli’dir ve Abacı’ya camdan dışarı bakmasını söyler.
Abacı camdan dışarı baktığında, tüm sokağın kırmızı güllerle kaplı olduğunu görmüştür ve bu aşka daha fazla kayıtsız kalamaz.
Heybetli’nin büyük aşkı, kıskanç kalbi ve ele avuca sığmayan tavrı, bu ilişkinin hiç de kolay yürümeyeceğini göstermiştir Abacı’ya.
Heybetli, Abacı’ya, artık gazinoda çalışmamasını, orada kazandığı paranın daha fazlasını ona vereceğini söylemiştir. Ancak Abacı her ne kadar ona çok aşık olsa da, müziğe de aşıktır ve bunu kabul etmez.
Abacı bir sabah uyandığında, evinin salonunun parayla kaplı olduğunu görür.
Bunu Heybetli’nin yaptığını hemen anlamıştır ve yardımcısına tüm parayı çöp poşetine doldurmasını söyler. Daha sonra Heybetli’yi evine çağırıp, tüm parayı camdan aşağı atar.
Heybetli’ye itaat etmeyecektir çünkü müziğe olan aşkı, bir erkeğe olan aşkından daha büyüktür.
Bu fırtınalı aşkın nikah masasına taşınması fazla uzun sürmez ve ikili ilk evliliklerini 1980 yılında yapar.
İlk evlilikleri diyorum çünkü bu fırtınalı evlilik 3 yıl sürdükten sonra bitmiş ancak birbirinden uzun süre ayrı kalamayan çift 1986 yılında yeniden nikah masasına oturmuştur.
Heybetli, ilişkileri boyunca defalarca cezaevine girip çıkar. Hatta Heybetli cezaevindeyken, Muazzez Abacı, cezaevinin tam karşısında bir ev tutmuştur ve o günlerden “Hasan cezaevinin bahçesinden bir ıslık çalardı, ben balkona koşardım” diye bahseder.
Abacı, Heybetli’nin kendisini sürekli koruyup kolladığını da söylüyor. Geçmiş zamanlarda gazinocular kralı Fahrettin Aslan, Bülent Ersoy’a, Zeki Müren’e bile tokat atmış ancak Abacı, Heybetli sayesinde, bu tip olayları hiç yaşamamış.
Bugün bu ilişki devam etmiyor olsa da, Abacı, Heybetli’den “Eli açık, iyi yürekli ve evde hiç sesi çıkmayan gerçek bir delikanlıydı. Biz onunla defalarca ayrılıp barıştık ama ilişkimiz ömürlük oldu” diye bahsediyor.