Ulusay: “Havanın güzel olduğu günlerde bilgisayarımı yanımda getirip tezimi koyunları güderken yazıyorum. Bir yandan da yanımda kitaplarımı getiriyorum, okuyorum, notlarımı alıyorum” diyor.
Hacer Ulusay, tez döneminde memleketi olan Kastamonu’nun Araç ilçesine bağlı Sofcular köyünde kalıyor. Her gün erken saatlerde koyunlarını gütmek için araziye çıkan Ulusay, aynı zamanda teziyle ilgili kitaplar okuyup notlar alıyor. Ailesine yardım etmek adına uzaktan eğitim sürecinde köye geldiğini söyleyen Ulusay, “Koyunlar eskiden beri bizim evde olan canlılar. Evde diyorum çünkü bazen kuzular olduğunda eve alıp ısıtıyoruz, bakımını yapıyoruz. Yedi sekiz yaşlarından beri koyun güdüyorum diyebilirim. İlk babaannemle başladım koyun gütmeye. Daha sonra lise, üniversite nedeniyle ayrıldım köyden ama geldikçe bu işe devam ediyorum diyebilirim.” dedi.
MESLEĞİM ÇOBANLIK
Tez dönemini köyde geçirdiğini belirten Ulusay, “Uzaktan eğitim sürecinde tez yazım dönemini burada geçiriyorum. Köyüme geldim, burada hayvanlar, ev işleri konusunda aileme yardım ediyorum. Koyunlara bakmak küçüklükten beri severek yaptığım bir iş. Ana meslek olarak aslında çobanlık diyebilirim. Hayvanları seviyorum, onların insana farklı bir his kattığını düşünüyorum. Zamanı verimli bir şekilde değerlendirmek istiyorum. Sabah genelde erken kalkıyoruz. Koyunların, kuzuların bakımını yaptıktan sonra evden çıkıyorum. Havanın güzel olduğu günlerde bilgisayarımı yanımda getirip tezimi koyunları güderken yazıyorum. Bir yandan da yanımda kitaplarımı getiriyorum, okuyorum, notlarımı alıyorum” dedi.
“YÜKSEK LİSANS KONUM ASLINDA KÖYDEKİ YAŞAMIN BİR PARÇASI”
Tez konusunu ‘Sofcular köyü ağzı’ olarak belirlediğini, köyünde kullanılan farklı Türkçe kelimeleri kaydettiğini dile getiren Ulusay, şöyle devam etti:
“Köyde tez yazmanın, okumanın iyi yanlarının yanı sıra kötü yanları da var. Zaman zaman ‘yüksek lisans yapıyorsun da ne oluyor, hala koyun otlatıyorsun’ gibi şeyler söylenebiliyor. İnsan olarak kafamızda bazı kalıplar olduğu için ‘yüksek lisans yapılıp çobanlık yapılır mı, okuyorsan hayvanlarla ne işin var’ gibi şeyler söylenebiliyor. Yüksek lisans yapan kişinin çobanlık yapmaması, hayvanlarla haşır neşir olmaması gibi bir kaide yok. İnsan sevdiği, severek yaptığı iki işi aynı anda yürütebiliyorsa birbirlerinden ilham da alabilir. Tabii bir yandan da şu gözden kaçıyor; benim yüksek lisans konum aslında köydeki yaşamın bir parçası. Ben köyde koyun otlatırken, insanlarla, hayvanlarla iç içeyken bir nevi tezimi yaşıyorum ve bunu aktarıyorum.”