Murat Fevzi TANIRLI – Süper Lig’deki futbolu beğeniyor muyuz? Futbol bilgimize bir değer katıyor mu? Oyunu anlama adına teknik adamlara İngiltere ve Almanya’daki gibi çatır çatır soru sorabiliyor muyuz? Yoksa “Hocam geçmiş olsun, neler söylemek isterseniz?” sığlığında mıyız? 21 takımlı ligde 30’dan fazla teknik adam değişince oyun düzelecek mi sanıyoruz? Onlarca transferin batağı sonucunda ‘Kurtar bizi devlet baba’ mı diyoruz? Bunlar yetmezmiş gibi bir de takımların mazeret kronolojisi var:
1. Devre: “Alışma dönemindeyiz”, “Skor iyi ama oyun henüz yüzde 70’lerde”, “Devre arası takviye yapacağız.”
2. Devre: “Transferler oturunca iyi olacağız.”
· Ve son 10 hafta: “Artık iyi oyunun önemi yok. Kazanalım yeter.” Ne zaman futbol adına iyi bir şey yaptınız da “Artık iyi oyunun önemi yok, kazanalım” adımına sıçradınız? Tek tesellimiz puan tablosundaki aritmetikten duyduğumuz heyecan. Son 2 haftaya girerken şampiyon ve düşecekler belirsiz. Aman ne mutlu! Her iki takımın katkıda bulunduğu teknik, taktik, strateji, keyif içeren şöyle 10 tane maç izleyebildik mi? Beşiktaş’ı ve inişli/çıkışlı süreçler yaşasa da Hatayspor’u ayırırsak yanıt bulmak zor.
kaLite iÇiN YeNi FOrmat şart
· Pandemi savaşını kulüplerin fırsata çevirdiği tek ülke olarak düşmeyi kaldırmıştık. Bu sezon 4 takım düşecek, alttan 3’ünün gelmesiyle 20’ye sabitlenecek. Lakin sorunu kalitede arayacağımıza hâlâ 20, 21 takım gibi matematik derdindeyiz. Ülke puanından tutun da CIES raporunda yüzümüze vurulan skandal oyun sürelerine kadar hazin durumdayız.
Premier Lig veya Bundesliga maçlarının futbol adına verdiği öğretinin yarısına razıyım. Bu nedenle derdimiz futbol sevgimizi azaba çeviren zihniyetten, kanserleşmiş hakem eleştirilerinden ve kalitesizlikten kurtulmak olmalı. İşte bu gerekçelerle ligden düşme yine kaldırılsın ve 24 takım olsun!
PEKİ NASIL BİR FORMAT OLABİLİR?
· 2011-12 sezonunda uygulanan Süper Final’den hoşnutluk durumu tartışılabilir. Ancak olağanüstü şartlar, olağanüstü çözümleri de doğurur. Hem gelişim hem kalite adına Belçika ve İskoçya liglerindeki gibi play-off sistemi düşünülebilir. Şöyle ki;
· Lig grupları: 12’şer takımdan oluşan A ve B grupları olacak. 4 büyükler kurayla 2 gruba paylaştırılacak. Beşiktaş ve Fenerbahçe A grubunda; G.Saray ve Trabzonspor B grubunda gibi. Çift devreli lig usülüyle 22 maç oynayacaklar.
· Şampiyonluk play-off: A ve B gruplarını ilk 4’te bitiren 8 takımın yer aldığı yeni ligle sezon devam edecek. Çift devreli lig sonunda 14 maç daha yapacaklar. Play-off’u lider bitiren sezonun şampiyonu olacak. İlk iki takım Avrupa bileti alacak. ‘Lig Grubu’ndaki 22 maçla birlikte her takım 36 maçla sezonu bitirecek (18 takımlı ligde maç sayısı 34’tü). · AVRUPA LiGi PLAY-OFF: A ve B gruplarını 5. ile 8. sıra arasında bitirenler yine 8 takımlı lig yapacak. Grubun liderinin ödülü, Avrupa yolundaki 3. bilet olacak. · KÜME DÜŞME GRUBU: A ve B’yi son 4 sırada bitiren takımlar da yine 8’li lig yapacak. Son 3 ekip lige veda edecek.
‘İDDİASIZ’ TAKIM KALMAZ, KİMSE EZİLMEZ, 4’ER MAÇ FAZLADAN OYNANIR
1- A ve B gruplarında 22 haftanın ardından oluşacak 3 yeni grup sayesinde ‘iddiasız’ takım kalmayacak.
2- Her grubun hedefi farklı olduğundan kendi ayarındaki takımlarla rekabet sürecek.
3- Yeni grup heyecanı, seyirci sayısının düşmemesi adına teşvik edici olacak.
4- Dört büyüklerin aralarındaki maç sayısı artacak. 8’li şampiyonluk play-off grubuna yükselmeleri halinde bugünkü sayıya zaten ulaşılacak. Sezon başında A ve B gruplarında oynayacakları toplam 4 maç ekstra kazanç olacak.
5- Süper Lig Kulüpler Birliği Vakfı’nın yeni yayın yapısı için çalıştığı bugünlerde 4 ayrı grubu, 4 ayrı pakette televizyon kanallarına ihale etme şansı olacak.