Konya’da eşi Tuba Erkol’u 46 yerinden bıçaklayıp öldüren Bekir Erkol, tahrik ve ‘iyi hal’ indirimiyle 18 yıl 4 ay hapis cezası aldı. Vahşice katledilen kadının ailesi karara isyan etti. Ailenin avukatı mahkemenin kararının suça meyilli insanları cesaretlendirdiğini vurguladı.
Karatay ilçesinde 3 çocuk annesi Tuba Erkol, şiddetli geçimsizlik nedeniyle hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığı belediyenin çöp toplama araçlarında şoförlük yapan eşi Bekir Erkol tarafından 22 Ağustos 2019’da evde çocuklarının gözü önünde 46 yerinden bıçaklanarak öldürüldü.
Eşinin kendisini aldattığını ve ‘çöp kokuyorsun’ diye hakaretler edip, yanına gelmediğini öne süren Bekir Erkol, ‘eşi kasten öldürme’ suçundan yargılandığı Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, suçun haksız tahrik altında işlendiği gerekçesi ve sanığın duruşmadaki iyi hali göz önünde bulundurarak cezayı 18 yıl 4 aya indirdi.
“6 aydır gece uykularına hasret olduğunu söylüyordu”
Tuba Erkol’un ağabeyi Derviş Ceran, Bekir Erkol’a verilen cezayı az bulup, tepki gösterdi. Kardeşinin sürekli fiziki ve psikolojik şiddete maruz kaldığını söyleyen Ceran, şöyle konuştu:
”Kardeşimle neredeyse her gün konuşuyordum. Kardeşim katledilmeden önce konuştuğumuzda ‘Ağabey ben 6 aydır gece uykularına hasretim’ diyordu. Sürekli psikolojik baskı uyguluyordu. Kardeşime tuvalette bile rahat vermiyordu. Çöp kamyonu şoförü olduğu için kardeşimi yanına alıp bir gün Aslım çöplüğüne götürüyor ve orada boğazına bıçak dayayıp ‘seni burada keseceğim’ diyor. Kardeşimin yaşama hakkını elinden aldı. 46 bıçak darbesiyle çoğu da kalbine gelen bıçaklarla yaşamamasını istedi. Kendi çocuklarının gözü önünde bu vahşi olayı işleyen canavara, üzücü karar çıktı. Biz bu vahşetin sonunda mahvolduk. Ben hala sakinleştiricilerle ayakta kalıyorum. Bu katil sadece kardeşimizi değil, tüm ailemizi öldürüp mezara koymuş oldu.”
“Küçük dünyaları başlarına yıkıldı”
Kardeşinin 3 çocuğun hala olayın şokunu atlatamadıklarını ifade eden Derviş Ceran, ”Çocuklar şu anda annem ve babamın koruması altındalar. Geride kalan 3 çocuk oldu sadece. Onların küçücük dünyaları resmen başlarına yıkıldı. Bu çocukların elinde olan her şey bir anda alındı ellerinden. Çocuklara babamız sahip çıktı. Psikolojik destek alıyorlardı. Pandemi nedeniyle o da durdu. Zaten babalarına da büyük nefret duyuyorlar ve verilen bu cezadan da çocuklar büyük hayal kırıklığına uğradılar” dedi.
“Bizi karanlık günlere attı”
Tuba Erkol’un diğer ağabeyi Osman Ceran ise, “Bu acının anlatılacak bir tarifi yok. Bu çocuklar okuldan karnelerini alıp geldiğinde veya tüm özel günlerinde ömürlerinin sonuna kadar acımasız bir katilin tüm hayatlarını mahvetti. Bunları yaparak bizi de karanlık günlere attı. En küçük kızımız, annesine anneler gününde bir mektup yazmış. O mektupta da ‘Annem sensizim, artık ömür boyu yoksun’ gibi şeyler yazmıştı. Çocuklar büyüdüler. Annelerini kaybettiklerinin farkındalar; ama olay ilk olduğu zamanlarda küçük kızımız ağabeyi Talha’ya ‘Ağabey Allah’a söyleyelim de annemi çıkarsın. 5-10 dakika görüşelim sonra geri girsin’ dedi. Biz bunları yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz” diye konuştu.
“Bu olayın peşini bırakmayacağız”
Bekir Erkol’a verilen cezanın yeterli olmadığını ve suça meyilli insanları cesaretlendirdiğini ifade eden ailenin avukatı Bayram Koyuncu da şöyle konuştu:
“İddianame tanzim edilirken ‘canavarca hisle eşi kasten öldürme’ suçundan dava açılmıştı. Dava sürecinde haksız tahrik hükümlerini gerektirecek hiçbir olay ve sebep yokken, karar duruşmasında haksız tahrik hükümleri uygulandı ve ciddi anlamda vicdanları rahatsız eden bir karar ortaya çıktı. Bu tür olaylarda emsal karar beklenirken, bu tür suçu işlemeye meyilli insanları cesaretlendirdi. Biz bu olayın peşini bırakmayacağız. Sonuna kadar takipçisi olacağız. Üst mahkemeye, Yargıtay’a, hatta gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar olayı taşımayı düşünüyoruz. Verilen ceza maktulün çocuklarını da rahatsız etti. Çünkü zaten babalarını görmek istemiyorlar. Peşini bırakmayacağız, sonuna kadar takipçisi olacağız.”