51 baronun Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen Yeni Adli Yıl Açılış Töreni’ne katılmasından dolayı protesto ettiği Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, hakkındaki eleştirilere yanıt verdi. Hükûmetin sorunlar hakkında gidip konuşulabilir olduğunu söyleyen Feyzioğlu, “Diyalog ortamı kurduk. Kavgasız, gürültüsüz iş yapmaya odaklanmışız. Kavga etmemizi istiyorlar, etmeyeceğiz” dedi.
Öte yandan sorun yumağının çözümü olarak belirttiği ‘Yargı Reformu Strateji Belgesi’ hakkında da konuşan Feyzioğlu, pakette “hakikaten gazeteciyse kişinin tahliye olmasını sağlayacak, hakikaten düşüncesi sebebiyle içerideyse onu derhal tahliye ettirecek bir düzenleme” olduğunu ifade etti.
Sözcü’den Saygı Öztürk’e konuşan Feyzioğlu’nun açıklamaları şöyle:
Ortam şu; Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı ‘Sizin sorunlarınızdan bana ne’ demiyor. Gidip konuşabiliyorsunuz. 81 il valisi telefonu kaldırıp sorunu anlattığınızda, çözümünü bulmaya sizinle birlikte gayret ediyor. Yargıtay başkanının kapısı açık. Böyle bir diyalog ortamı kurduk. Kavgasız, gürültüsüz iş yapmaya odaklanmışız. Kavga etmemizi istiyorlar. Etmeyeceğiz.
“Kavgadan beslenenler var”
Kavgadan beslenenler var. Ben hiçbir şekilde baroları kastetmiyorum. Başkan olarak barolarla polemiğe girmem. Aynı masa etrafında oturur, bunları konuşuruz. Ama dünyaya siyasi partilerin ideolojik gözlükleriyle bakanlar var. Bunlar az sayıdadır. Her kesimden vardır. Biz birbirinden uzaklaştırılmak, koparılmak istenen kitleler arasında köprü olmaya çalışıyoruz. İdeolojik gözlüklerle çözüme odaklanamazsınız. Biz çözüme odaklandık ve adım attık. Sonucunu da alacağız.
“Birbirinden uzaklaştırılmak, birbirinden koparılmak istenen kitleler var”
Biz köprü olmaya çalışıyoruz. Birbirinden uzaklaştırılmak, birbirinden koparılmak istenen kitleler var. Kopmak istemiyorlar, aynı masada iş konuşuyor çünkü. Aynı ailede biri baba, biri çocuk. Aynı ailede birbirine düşman olmak istemiyor. Karşı komşu, sırf siyasi gözlük sebebiyle kavga etmek istemiyor. Ama küçük bir azınlık, ‘tribüne çık birbirine söv’ diyor. İşi çözülsün diye bekleyen çok büyük bir kitleye de ‘Gel gel, benim yanıma gel, karşı tarafa söv’ diyor. Biz öyle yapmayacağız.
“Keşke sen de parmağının ucuyla katkıda bulunsaydın da daha iyisini yapsaydık”
Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin içerisinde düşünce özgürlüğünü doğrudan ilgilendiren o kadar çok sayıda düzenleme var ki. Bir taraftan ‘Gazetecilere özgürlük’, öbür taraftan hakikaten gazetecilik faaliyeti sebebiyle mi tutuklu ya da hükümlü, yoksa gazeteci şapkası altında terör örgütüne aktif destek mi verdi? Kim ayıracak bunu? Yargı ayıracak. Yargı ayırsın diye, Yargıtay devreye girsin istiyoruz. Bu, 82 milyonun Yargı Reformu belgesi keşke senin de olsaydı. Keşke sen de parmağının ucuyla katkıda bulunsaydın da daha iyisini yapsaydık.
“Açılışı otelde yapsan ne olur, o binada yapsan ne olur?”
Ben, yargı yılı açılışının Türkiye Barolar Birliği’nde yapılmasını önermiştim. Belki bir gün TBB’de yapılır. Öbür taraftan da diyorsunuz ki yargı bağımsızlığına ilişkin anayasal sorun var. Ben de söylüyorum bunu. Yargı bağımsızlığına ilişkin düzeltmemiz gereken anayasa hükümleri var. Peki biz bunları düzeltmeden açılışı otelde yapsan ne olur, o binada yapsan ne olur? Bunları düzelttikten sonra da nerede yaparsan yap töreni. Önemli olan Anayasa’daki düzenlemeyi, yargı bağımsızlığını tereddütsüz güvence altına alacak hale getirmek.
“Vah vah!”
“Külliyeye gitti komutaya girdi” diyen çok. Peki ben de diyorum ki siz her elini sıktığınızın emrine mi giriyorsunuz? Vah vah. O zaman siz evinizden hiç çıkmayın. Kendinizi inzivaya çekin. Kimseyle görüşmeyin. Çünkü maazallah birinin elini sıkarsınız emrine girersiniz. Türkiye’nin normalleşmesi sürecinde Cumhurbaşkanı da, biz de bir adım attık. Türkiye’yi hep birlikte normalleştirmek ve artık bu sorunları aşıp önümüze bakmak zorundayız.