Bilim Kurgu Severleri Bu türlü Alalım! Bütün Hafta Sonunu Netflix’te Geçirmenizi Sağlayacak 15 Sinema

Extinction, en büyük kabusu ile yüzleşmek zorunda kalan bir babanın kıssasını anlatıyor. Bir aile babası olan Peter’in en büyük kabusu uzaylı istilasıdır. Peter gördüğü düşler yüzünden hayli bunalmıştır. Ama hayalleri gerçeğe dönüşünce en büyük kabusu ile yüzleşmek zorunda kalır. Dünya büyük bir istila altındadır. Dünya dışı bir güç gezegeni imha etmek üzeredir. Ailesi ile birlikte hayatta kalmak için savaşan Peter, onları koruyan bilinmeyen bir güç olduğunu fark eder.

Çok sevdiği hoş bir eşi olan ve hayatını sıradan bir emekçi olarak kazanan Douglas Quaid, gündelik hayatından çok sıkılmıştır. Hayatında yaşayabileceği en hoş anların, bir harika casusun anılarında gizli olduğuna inanır. Fakat başvurduğu Recall şirketinde ortaya çıkan bir prosedür yanılgısından ötürü belleğine, aranan bir casusun hafızası yüklenir ve Douglas kendisini hiç ummadığı tehlikeli bir maceranın ortasında bulur. 
Peşinde, Cohaagen liderliğini yaptığı bir küme polis vardır. Mecburen bir isyancı ile iş birliği yapar ve yer altındaki karşı direnişin başkanına ulaşarak Cohaagen’ı engellemek ister. Yaşadığı gerçekle, zihnindeki hayal ortasında kaybolmaya başlar ve artık yaşadığı dünyasının bahtı de, kendi gerçek kimliğini bulmasıyla yanlışsız orantılıdır.

Dr. Will Caster, büyük buluşlar yapmış, şimdilerde ise bir kıymetli yapay zeka projesini yürüten bir bilim adamıdır ve bu nedenle teknoloji aykırısı birtakım radikal kümelerin yansısını çekmektedir. Nihayetinde bu kişilerin istedikleri teknolojik yardımı yapmadığı için bir terörist kümenin saldırısına uğrar ve cinayete kurban sarfiyat. Kendisi üzere bilim adamı olan eşi Evelyn, Will'in beynini gelişmiş bir süperbilgisayara entegre eder. Will'in vücudu ölmüştür lakin beyni eşiyle yine irtibata geçer. Dahası Will, bağlı olduğu bilgisayardan internet aracılığı ile tüm dünyayı yaklaşan terörist tehlikeye karşı uyarmaya başlar. Ama terörist küme Will'in hala hayatta olduğunu fark edince, muhteşem bilgisayarı yok etmek için harekete geçerler…

Kanserden ölmek üzere olan epeyce varlıklı bir adam olan Damia , daha evvel uygulanmamış bir tedaviyi kabul eder ve kendini bir anda daha genç ve canlı bir vücudun içinde buluverir. Ne var ki; Damian artık yalnızca yeni bir vücuda sahip değildir. Kendisinin bildiği her şeyin büsbütün değişmesine ve hayatının altüst olmasına sebep olan öbür ayrıntılar da vardır ve hiçbir şey göründüğü üzere değildir. Damian'ın sahip olduğu bu vücudun kökenleri hakkında bilgi sahibi hayli, onu öldürmek üzere olan zımnî servisin farkına varır. Damian'ın yeni vücudunun “eski sahibi” de zımnî servis tarafından aranan bir adamdır.

Düşük bütçeli District 9 ile tanınan direktör Neill Blomkamp'ın yeni projesi yeniden uzak gelecekte, 2154 yılında geçiyor ve yeniden uzayla yakın temas halinde ilerliyor. Bu seferki misyon ise çoktan çökmüş olan dünyayı ve beraberinde insanlığı daha pak bir dünyaya taşımak. Tıpkı Prometheus'yi çağrıştırırcasına, Yunan mitolojisine göndermeler içeren Elysium'da, 2154 yılında dünyada hala varlığını sürdürebilen yegane iki sınıfın çatışması temel alınmakta. Elysium'un varsıl ve şanslı “egemenleri” teknoloji alanında üst seviye bir gelişim gösteren gezegenlerinde lüks içerisinde yaşarken; “çürümüş dünya”da geri kalan kalabalık insan topluluğu tedavi gereksinimleri için bile Elysium'a gereksinim duymaktadır. Fakat iki gezegen ortasında yapılan muahedeler yeterince Elysium'a girmeleri kesin suretle yasaktır. Ta ki Elysium'a gitmekten öbür dermanı kalmayan Max isimli sıradan bir adam çıkana dek…

Gerçekleşen olağandışı faaliyetlerden ötürü hükümet tarafından gizlice karantinaya alınan gizemli “Area X” bölgesi, on yıllardır kıtanın geri kalanından başkadır. Tabiat, insan uygarlığının son izlerini de bölgeden silmiş durumdadır. Birinci keşif gezisi, bozulmamış, cennet üzere bir tabiatın süregeldiğini rapor etmektedir. Bölgeye giden 2. keşif kümesi toplu intiharla, 3. keşif kümesi dost ateşiyle, en sonuncu olan 11. keşif kümesi ise kendilerinin bir gölgesi olarak geri dönmüş ve kısa mühlet sonra kanserden ölmüştür. 12. keşif kümesini oluşturan bir biyolog, bir antropolog, bir psikolog ve bir araştırmacı, kendilerini nelerin beklediğini bilmeden bölgeye giriş yapar. Misyonları araziyi haritalamak, örnek toplamak ve bütün müşahedelerini raporlamaktır. Akıl almayacak topografik anomalilere ve yeni ömür biçimlerine şahit olan grubun birbirlerinden sakladıkları sırların ortaya çıkması ise her şeyi değiştirecektir.

Gelecekte başarısızlığa uğrayan bir deney büyük bir felaketle sonuçlanır ve yeryüzündeki ömrü büyük ölçüde bitiren bir global ısınma olur. Dünyanın etrafında kesintisiz bir güçle dönen bir tren hayatta kalan insanların son sığınağı olacaktır. Lakin güç bela ömrün sürdüğü bu yeni dünyada sınıfsal farklılıklar hala en büyük silahtır…

1850 yılında Pasifik Okyanusu'ndayız. Adam Ewing Yeni Zelanda'daki grup adalardan güçlü bir deniz seyahati yaparak California’daki meskenine dönmektedir. 1930'lu yıllarda Belçika'da yaşayan beş parasız fakat yetenekli bir bestekar olan Robert Frobisher'ın elinde Adam Ewing'in günlüğü vardır. Luisa Rey ise Reagan idaresindeki Amerika'da yaşayan isyankar ruhlu bir gazetecidir. Yayın konutu sahibi Timothy Cavendish ise alacaklılarından canını kurtarmaya çalışır. Kendisini var eden sisteme isyan eden android garson Sonmi~451 ise yakın gelecekte Güney Kore'dedir. Zachry ise medeniyetin çöküşüne ve ilkel kabilelerin insanlığa hükmetmesine şahit olmak üzeredir…
Alt başlığının da dediği üzere Bulut Atlası'nda Geçmiş, Artık, Gelecek, Her Şey Birbiriyle Temaslı…

“Galaksinin Koruyucuları 2” sinemasında grup uzayın uzak noktalarına seyahatler ederken bir yandan da galaksiyi korumak ismine farklı maceralara atılıyor. Koruyucular, artık aileleri haline gelen takımda birbirlerini düşmanlara karşı korumak için savaşırken, Starlord olan Peter Quill’in gizemli geçmişinin sırları da çözülmeye başlıyor. Eski düşmanlar yeni müttefiklere dönüşürken, hayranların klasik çizgi romanlardaki favori karakterleri kahramanlarımızın yardımına koşuyor.

Atılgan gemisi mürettebatıyla dünyaya geri çağrılır. Fakat karşılaştıkları görüntü, çok güçlü bir terör örgütünün donanmalarını ve ona bağlı olan her şeyi yerle bir ettiği bir faciadır. Kaptan Kirk'ün bitirmesi gereken şahsi bir arbedesi vardır ve bu tek kişilik kitle imha silahını bulmak için aramaya koyulur. Hayatta kalmak ile mevte teslim olmak ortasında mekik dokuyan kahramanlar, bu macerada aşk, dostluk ve fedakarlıklar imtihanlarından geçeceklerdir. Kirk tek ailesi olarak nitelendirdiği müretebatı için fedakarlığın manasını yine sorgulayacaktır.

Dr. Ryan Stone zeki bir tıp mühendisidir ve emekliliğinden evvel son misyonuna çıkan yetenekli ve tecrübeli astronot Matt Kowalsky'nin idaresindeki mekikte birinci uzay seyahatine çıkar. Her şey yolunda üzere görünürken rutin bir keşif yürüyüşü sırasında bir felaket yaşanır. Mekik çarpan bir cisim sonucu paramparça olur. İki bilim insanı uzay boşluğunda yapayalnız kalırlar. Yeryüzü ile bağlantıları büsbütün kopmuştur ve sonsuz karanlıkla başbaşadırlar. Artık endişenin yerini panik alır, üstelik var olan hudutlu oksijenleri de gittikçe tükenmektedir. İkili meskene, dünyaya dönüş yolunu bulabilecek midir?

Gezegen dışı bir misyona atanan Serenity gemisinin mürettebatları uzayda buldukları ve yardım isteyen bir kişiyi gemilerine alırlar. Birinci başta her şey olağan üzeredir; fakat gemiye aldıkları bu kişinin asıl emelleri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladığında işin çehresi değişecektir. Küçük bir alanda, müthiş bir kedi-fare oyunu oynamaya başlayacaklardır.

Sinema, ordu dilbilimcisi Dr. Louise Banks'in kıssasını anlatıyor. Birden çok uzay gemisi dünyaya iniş yapınca dünya adeta sarsılır. Emellerinin ne olduğu bilinmeyen uzaylılarla irtibat kurmanın yolları aranmaya başlar. Uzaylılarla irtibat kurması için ordu dilbilimcisi Dr. Louise Banks çağrılır. Doktora yardımcı olması için de fizikçi Ian Donnelly seçilir. İkilinin artık en kıymetli misyonu uzaylıların barışçıl mı yoksa istilacı mı olduğunu belirleyebilmektir. Bu süreçte bir öteki zorluk da ordunun ısrarcı bir formda akın yanlısı olması olacaktır…

Bir yaşanan gerçek vardır, bir de yaşananın ötesinde olan gerçeklik… Biri düş, oburu ise Matrix! Neo, son derece tehlikeli bir adam olan Morpheus’un gerçeği bildiğine inanmaktadır. Bir gece Neo, kendisini öteki bir dünyaya götürebilecek hoş yabancı Trinity ile tanışır. Bu kızın götüreceği dünyada, Neo Morpheus’u bulacak ve Matrix hakkında bir şeyler öğrenecektir. Neo, Tam olarak kavrayamadığı şeylerin ömrünü denetim ettiğini biliyor.. Nedir bu Matrix?

Başlangıç, doğaüstü ve büyülü gerçekçi tonları, bilim kurgu ve fantastik sinema estetiği ile harmanlayan enteresan senaryosuyla, Leonardo DiCaprio'nun üst seviye performans sergilediği değişik bir sinema. Bu üretimde sanatçı, çok yetenekli bir hırsız olan “Dom Cobb” ile karşımızda. Uzmanlık alanı, zihnin en karanlık ve savunmasız olduğu hayal görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki bedelli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmaktır. Cobb'un bu ender insanlarda görülebilecek yeteneği, bu seçkin rastgelinebilecek mahareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli yeni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır. Birebir vakitte bu durum onu milletlerarası bir kaçak yapmış ve sevdiği her şeye mal olmuştur. Cobb'a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabi şayet imkansızı tamamlayabilirse. Kusursuz soygun yerine, Cobb ve ekibindeki profesyoneller bu sefer tam karşıtını yapmak zorundadır; misyonları bir fikri çalmak değil onu yerleştirmektir. Şayet başarırlarsa, kusursuz kabahat bu olacaktır.