Uzun yıllar perakende sektörünün lider firmalarında üst düzey yöneticilik yaptı. Bu yıllarda Hong Kong’a yaptığı bir iş seyahati sırasında tanıştığı Fransız asıllı eşi nedeniyle hayatı, Paris, Brüksel ve İstanbul arasında farklı bir boyut kazandı. Bu şehirlerde birçok firmaya perakende stratejileri alanında danışmanlık hizmeti sundu, en sonunda uzun yıllardır hayal ettiği kendi markasını yaratma isteği ağır bastı. Mirela Cerica “Çok küçük yaşlardan itibaren dünyanın birçok ülkesine seyahat etme şansım oldu. Tasarım tarzım ve moda kimliğim bu seyahatler sayesinde şekillendi. Seyahatlerde kendi dolabım için seçtiğim orijinal tasarımlar ve vintage parçalarla, kendim için tasarlayıp diktirdiğim kıyafetler birleşince de Mirela Cerica markasının hikayesi başladı. İlk koleksiyon sonbahar/kış 2019 sezonunda hayat buldu, şu anda dördüncü sezonumuzu sunuyoruz” diye anlatıyor ve ekliyor: “#selectedbymirelacerica çatısı altında bulunan vintage kimonolarımız ve Totem küpelerimiz yaygınlaşmamızda önemli bir dönemeç yarattı. Hemen ardından Date Night koleksiyonu ile marka gücümüzü artırdık”.
Özünde iyi kumaş, yüksek dikiş işçiliği ve zamansız kalıplar var.
Mirela Cerica markasını kimin için kurdunuz?
Stilinde ve yaşamında evrensel sınırlamaları tanımayan, güçlü ve kendisiyle mutlu kadınlar için kuruldu bu marka. Benim için dünyadaki en özel ve değerli varlık kadın. Müthiş bir hayranlığım, sevgim, koruma dürtüm ve hep bir araya getirme arzum var. Paylaşımcılığı, zarafeti, merhameti, zekâsı, her açıdan güzelliği gibi saymakla bitmez müthiş özellikleri olan “Kadın” bizim hem ilham kaynağımız hem de süper kahramanımız. Markanın temel taşları kadın ve kadına duyulan hayranlık olunca da öncelik hep onun zarif, güçlü ve feminen ışığını daha da parlatmak oluyor, varlık amacımız da bu.
Markayı tarif eden en önemli kelimeler hangileri?
Markamızı temsil eden kelimeler: Modern, zarif ve sıra dışı… Çünkü, ilk günden itibaren her parçada ilham verici bir şehrin ve özel bir hikayenin anlatıldığı modern, zarif ve sıra dışı koleksiyonlar sunuyoruz. Ayakları yere her daim çok güçlü basan, vizyonunu sürekli geliştiren, herkesten önce kendini seven ve sayan, kendi özgünlüğünün farkındalığı ile kendini taşıyan ve bunu da zarafet ve neşeyle yapan bir kadın DNA’sına sahip Mirela Cerica.
Son koleksiyonu daha detaylı anlatmanızı istesek…
Tasarımlarımda zamansızlığa inanıyorum. İlkbahar/Yaz 2021 sezonunda da yine iyi kumaş, yüksek dikiş işçiliği ve zamansız kalıplar ön plana çıkıyor. Her sezon olduğu gibi bu defa da temel renklerden vazgeçmedik. Beyaz, lacivert ve siyah yine önemli bir rol oynuyor, bununla birlikte bronz tenin olmazsa olmazı canlı renklere romantik pastel tonları eşlik ediyor. Kumaşlar, kadınların vücudunu saran, güzel hatlarını ortaya çıkaran likralı dokuda ama aynı zamanda da içinde kendilerini rahat hissetmelerini sağlayacak düzeyde dökümlü ve akışkan jarseler, trikolar ve örmelerden oluşuyor. Bu kumaşlara ustalık derecesinde drape oyunları, dekolte detayları ve her zaman olduğu gibi yine kuvvetli aksesuarlar eşlik ediyor. Markamızın imzası haline gelen istiridye aksesuarlarımız bu koleksiyonda hem renkleniyor hem de X large, large, medium boylarının yanında, X small boyutuyla da çok daha minimal kalıplarla birleşiyor. Farklı iplik karışımlarıyla kullandığımız, kalıpları ve detayları ile koleksiyonlarımızın önemli tamamlayıcıları olan trikolar bu sezon abiye koleksiyonumuzun da sürprizi. Geri dönüştürülmüş kumaşlardan ürettiğimiz jean koleksiyonumuz yine çok çarpıcı. Dolabınızdaki jean rafını zenginleştirip neşelendirecek ve sizi özel hissettirecek.
İlham kaynakları hep merak edilir, bu koleksiyonun ilhamı nedir?
Yeni koleksiyonum ilhamını hepimizin heyecanla beklediği yaz tatili hayallerinden aldı. Keyifli, heyecanlı, dinlendirici, çokça eğlenceli, unutulmaz anılara eşlik etmek üzerine kurgulandı. Aslında ilk koleksiyonumdan bugüne değişen bir şey olmadı. Ben ilhamı; o dönem yaşadığım ülkeden, çoğu zaman bulunduğum şehre ait olan sıradan dokulardan, dinlediğim bir müzikten, bazen bir kafede baş başa yemek yiyen iki kadın arkadaştan, izlediğim filmden, güzel bir koku veya yediğim bir yemekten, yani gündelik hayatın doğal akışı içinde beni etkileyen anlardan alıyorum.
Tercih ettiğiniz malzeme ve detaylar neler?
Doğaya dost değerli kumaşlar, kusursuz dikiş işçiliği ve zamansız kalıplar…
Birlikte hayal edelim: Bir Mirela Cerica’yı bu yaz nerelerde giyelim? Hangi destinasyonda, hangi anlarda?
Kendimden örnek vererek tarif edebilirim. Paris’te, Caviar Kaspia’da, bir öğle yemeği toplantısında, içimde kadife görünümlü MC Swimwear lacivert mayom, altımda MC Denim beyaz yüksek bel recycled jean’im, üstümde lacivert oversize YSL ceketim, mendil cebine sevgilimin mendili ve gözlüklerimi sıkıştırmış bir şekilde… Marakeş’te, La Mamounia Hotel’deki jazz dinletisi randevuma üstümde yeni halter yaka, zebra desenli elbisemle inerken… St. Paul de Vence, La Colombe d’Or Hotel’in havuzunda, Calder’in sanatının altında güneşlenirken üstümde MC Swimwear koleksiyonumdan siyah bikinimle… Akşamüstü kokteylimi, Patmos Chora’da, pembe-mavi gökyüzünün altında, üstümde bu sezondan beyaz drapeli goddess elbisem ve çıplak ayaklarla yudumlarken…
MİRELA’NIN KENDİ STİLİ
“Mottom, ‘more is more, less is more’. Çok stil deneyimledim ve hepsinin üstümde izleri var. An, zaman, mekan, kişi ve olaydan bağımsız giyinen biri de olunca, tek bir parçadan ziyade birçok parçalardan oluşan görünümlerle anlattım kendimi.”
Vazgeçilmez parçaları:
“Şapkalarım, ikinci el deri parçalarım, otantik çantalarım (yazları hasır alışveriş sepetlerim) kendi koleksiyonumdan recycled denimler ve saplantım olan kimonolarım ve sınırsız sayıda takılarım.”
Aksesuar…
“Kendimi bildim bileli fularlar, şapkalar ve korse kemer gibi deri parçalar gardırobumun demirbaşları olmuştur. Ve tabii ki artık adımla bütünleşmiş olan totem serisi küpe ve kolyelerim 7/24 üzerimdeler.”
“Her zaman, her sezon alırım” dedikleri:
“Vintage kıyafetler, aksesuarlar ve sevdiğim markalardan o sezonda en çok beğendiğim yatırımlık çantalar.”
Yaz denince aklına ilk gelenler:
“Her daim yanık olan burnumda deniz ve anason kokusu, kulağımda kızım Siena Rose’un kahkahaları ve gözümün önünde sevgilim.”
RÖPORTAJ: SUZAN YURDACAN
ELLE Türkiye Mayıs 2021 sayısından alınmıştır.