AK Parti Genel Lider Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, İstanbul’daki seçimlerde kayıt dışı aktörlerin olduğunu belirterek, “Bu iş yalnızca CHP’ye gönül verenler tarafından yapılacak bir iş değil. Birileri bu işi şaibe altında bırakalım, seçim sistemini sorgular hale getirelim, öbür tartışmalarla güç kaybettirelim diyen, Türkiye’yi geçmişten beri bölmeye çalışan, Türkiye’nin kardeşlik iklimini altüst etmeye çalışan, diğerlerinin tetikçiliğini yapmaya çalışan ögeler da bu işin içindedir” dedi.
AK Parti Genel Lider Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, partisinin genel merkezinde gazete, televizyon ve haber ajanslarının Ankara temsilcileri ile bir ortaya geldi. İstanbul’daki seçimlerde kayıt dışı aktörlerin olduğunu söyleyen Yavuz, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu işin içinde olmadığını düşünmek istediklerini belirterek, “CHP’de hali ve biçimiyle bu işin içinde olmadığını hissettirsin, yansıtsın, göstersin istiyoruz. CHP, yalnızca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını almanın heyecanı içerisinde adeta ayağına kurşun sıkıyor. Bu seçim güvenliği hepimize lazım. İstanbul’u biz almış olsaydık bile bunları bu derece yakaladıktan sonra hepimizin bunları takip etmek boynunun borcuydu. CHP’yi baştan suçlamak istemiyorum. CHP, bu işin içerisinde tesirinin, katkısının, rolünün olmadığını gösteren adımlar atsın istiyoruz. Organizeli bir iş. Bu iş yalnızca CHP’ye gönül verenler tarafından yapılacak bir iş değil. Birileri bu işi şaibe altında bırakalım, seçim sistemini sorgular hale getirelim, öbür tartışmalarla güç kaybettirelim diyen, Türkiye’yi geçmişten beri bölmeye çalışan, Türkiye’nin kardeşlik iklimini altüst etmeye çalışan, diğerlerinin tetikçiliğini yapmaya çalışan ögeler da bu işin içindedir. CHP, İstanbul’u aldık diyerek o heyecan içerisinde bunları görebilecek durumda değil. Seçim güvenliğini en fazla düşünmesi gereken partinin CHP olması gerekir. Bildiğimiz çok şey var ancak bildiğimiz her şeyi söylemek durumunda mıyız? Onları evvel filtreliyoruz, gözden geçiriyoruz ve ona nazaran kamuoyuyla paylaşıyoruz” sözlerini kullandı.
“YSK’nın yazılımı ve sisteminden kaynaklanan bir şey görmedik”
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) bir irtibatı olup olmadığı ve beyin kadrosunun kim olduğu sorusu üzerine Yavuz, “YSK’nın sisteminden, yazılımından kaynaklanan bir şey fark etmedik. Bu türlü bir savımız hiç olmadı. Bizim elimizdeki datalara baktığımızda ve karşılaştırdığımızda YSK’nın yazılımı ve sisteminden kaynaklanan bir şey görmedik. Sandık başı ve seçim heyetlerindeki iş ve süreçlerden kaynaklanan ve o dataların YSK’nın sayfasına taammüden yanlış girilmesi sebebiyle ortaya çıkan sayılar var. Birinci günden beri söylüyoruz. 12 kişi FETÖ’den ihraç edilen bu sandık başında rol almıştır. 9 tanesi sandık lideri, 3’ü memur üye olarak. FETÖ’den ihraç edilenlerin, mahkum olanların yakınları sandık başında rol alamaz mı? Yüzlerce, binlerce kişi FETÖ’den ihraç edilenler, mahkum edilenlerin birinci derece yakınları. Bunların kıymetli bir kısmı kamu vazifelisi değildi. Bu kadar şey üst üste nasıl gelir? O günden sonraki sistemlere baktığımızda, toplumsal medya hareketliliğine baktığımızda, bu işte güya onların etkin bir halde rol aldığını gösteren işaretlerle dolu” açıklamasında bulundu.
“Gerçek ortaya net çıksın istiyoruz”
“Aklım bu seçimde birtakım şeyleri almıyor. 39 ilçenin 39’unda da başında en kıdemli hakim bulunmasına karşın ve 298 sayılı yasanın 22. ve 23. unsuru bu kadar açıkken, nasıl olur da bu kadar büyük kanunsuzluk yapılır. Bunu anlamıyorum” diyen Yavuz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hepsi muhtemelen seçim heyeti liderlerinden kaynaklanmıyordur. Seçim heyeti liderlerini da manipüle eden, yanıltan, kandıran bir kadro ögelerin olma ihtimalini söylüyorum. Bu bütün ilçelerde var. Farklı istatistiklerden bir tanesi şu; daha çok geçersiz oylar ilçe belediyelere ait olur büyükşehirlerde. Burada 37 bin fark var. Geçersiz oyları saydırdıkça 31 bine düştü. Ancak ilçe oylarına kıyasla geçersiz olan oy sayısı büyükşehire ait 31 bindir. Bu nasıl oldu? Elbette ilçelere ait bir şeyler yapılmış olabilir lakin odak büyükşehirdi ve ilçeyle o derece uğraşmadılar. Bir tarafa bütün gücümüzü sarf edelim ve oradan sonuç çıkartalım dediler. Büyükşehir belediye seçimlerine odaklandıklarını fark ettik ve oraya yöneldik. Büyükçekmece’de de bir şeyler olduğunu gördük ve oraya da yöneldik. Diğer yerlerde de bu oranda görseydik oraya da yönelirdik. Bizim tespitlerimiz öteki ilçelerde de olduğu lakin büyükşehir oranında ilçe belediyelerin de tıpkı motivasyonları yoktu üzere geliyor bize. Gerçek ortaya net çıksın istiyoruz. Madem bu kadarı çıktı ve biz bunları yakaladık, bunun gereği yapılsın istiyoruz.”
“Suç duyurusunda bulunacağız”
“YSK seçimin tekrarı talebinizi reddederse nasıl bir yol izleyeceksiniz?” sorusuna ise Yavuz şu karşılığı verdi:
“YSK’nın kararı herkesi bağlar. YSK, olumsuz da, olumlu da karar verse atacağımız adımlar var. Katiyetle bunları tek tek belirleyip cürüm duyurusunda bulunacağız. Bu karşılıksız kalmamalı. İsterse AK Parti’nin içinde olsun. Seçim güvenliğini zedelemeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Kim olursa olsun, isterse babamızın oğlu olsun, bu derece kanunsuz iş ve süreçlere imza atan şahıslarla ilgili hata duyurusunda bulunacağız. İkincisi, yeni yasal düzenlemelere gereksinim var diye düşünüyorum. Tespitlerimizi yargıya havale edeceğiz. Yargının kimi çerçevenin içine alıp, ne yapıp yapmayacağı yargısal bir faaliyettir, ona karışamayız. Biz elimizdeki bilgiyi, belgeyi yargıya intikal ettireceğiz.”
“Dehşet verici bir şey, havsalamız almıyor”
Yavuz, “Mülki yönetim listeyi teslim etti ve bu listenin içinden almadı ilçe seçim şuraları. Şayet mülki yönetim bu listeleri yanlış teslim etseydi, kaymakamlık, valilik, o da bunun içinden verseydi seçim heyetlerine atfedebileceğimiz zerre kusur olmazdı. Şayet mülki yönetim misyonunu yapmamış olsaydı biz seçim konseyine bir şey diyemezdik. Derdik ki; kaymakamlıklar, valilikler listeyi yanlış verdi. Ama burada olan o değil. Mülki yönetim kamu vazifelilerinin listesini ilçe seçim heyetlerine teslim etmiştir, ilçe seçim şuraları bu kamu vazifelilerinin listesinin içinden çok az atamıştır ve o listenin dışına çıkarak kamu vazifelisi olmayan yahut kamu vazifelisi olmasına karşın pürüzü olan şahısları atamıştır. İlçe seçim heyeti yargıcına veriliyor bu yekti kanunda. Bu alan müdahale edilebilir bir alan değildir. Bu listeleri biz bilmiyoruz. İlçe seçim konseyi sandık liderlerini o listeden atar diyor kanun ve mülki yönetime de diyor ki sende kamu vazifelisi listesini vereceksin. Burada sorun tespit edemedik. Şu ana kadarki uğraşlarımızda burada bir sorun yok. Mülki yönetimin teslim ettiği bu listenin içinden kura çekmezken, yeni listeler ek ederek görevlendirmede bulunmuştur. Sandık şurası liderleri ve memur üyelerin kim olduğunu denetleme hakkı partilerde yok. Bu da tahminen mevzuatsal olarak bir sorun. Aslında hukuk devleti prensibi bazında hareket ettiğimizde bunu partilerin bilmesi gerekir. Ancak bunu ne AK Parti ne CHP, ne MHP bunları bilmiyor. İlan edilmediği, paylaşılmadığı için bunlara o vakit itiraz da edilmiyor. Deniyor ki; en kıdemli hakim başında var, oradaki iş ve süreçleri takip ediyor, yasal çerçeveyi çizmiş ve bunların dışına kimse çıkmayacak. Biz sonra anlıyoruz bunu. Dehşet verici bir şey, havsalamız almıyor, hakikaten tuhaf ve garipsenecek bir şey lakin mülki yönetime şu ana kadar atfettiğimiz bir şey yok. O listelerin dışına çıkılmıştır. İlçelerde seçim sonucuna tesir edecek kadar emare yakalayamadık. Onun için Büyükçekmece hariç gitmedik. Sonuca tesir edecek kadar olan, büyükşehire odaklanarak yapılmış olandır ve onun için yalnızca büyükşehir seçimlerine ait yalnızca gidiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Kasıt var mıdır araştırılsın”
Cezaevindeki seçmenlerin bir kısmının yanında şerh olduğu, bir kısmında ise olmadığını vurgulayan Yavuz, “YSK’da da sanki memur kapsamında öbür bir yerlerde bu bir yanılgı mıdır kasıt mıdır araştırılsın. Bizim haklılıklarımız ortaya çıkarsa ki biz bunun ceza davası istikametini de kullanarak hata duyurularında bulunacağız. YSK’dan seçim heyetine, sandık liderinden memur üyeye, parti üyesine, partilere, STK’lara varıncaya kadar kimin burada kusuru varsa cezasını çeksin” dedi.
“CHP neden yeni kurguladıkları sistemden hiç bahsetmedi?”
CHP’nin sandık sayım sisteminden hiç bahsetmediğini kaydeden Yavuz, “CHP’ye soruyorum. Neden yeni kurguladıkları sistemden hiç bahsetmediler ve oradan hiç data aktarmadılar. CHP’nin elinde sanıldığı üzere ıslak imzalı sandık sonuç tutanağının olduğunu düşünmüyorum. CHP’nin ileri gelenleri, AK Parti’nin sonuç alım sistemi üzere bir sistem kuruyoruz hatta dahasını kuruyoruz diyen CHP nedense bu sistemden hiç bilgi açıklamadı. Hiç bahsetmedi, lisana getirmedi” diye konuştu.
“Suç duyurusunda bulunmadık, bulunacağız”
CHP İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu’nun kendisi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Lider adayı Binali Yıldırım başta olmak üzere toplam 6 isim hakkında cürüm duyurusunda bulunmasına ait Yavuz, şunları söyledi:
“Suç duyurusunda biz bulunmadık, bulunacağız. Olup biteni, yazılanı çizileni, yapılanı net bir formda takip ediyoruz. Biz daha bulunmadık, tez etmeyin, bulunacağız. Biz yalnızca bugünü kurtaralım, bugün bir algı oluşturalım diye diğerleri üzere bir süreç işletmiyoruz. Onu da önümüzdeki günlerce göreceğiz.”
“Hepsinin tek tek peşine düşülecekse oldukça vakit alacaktır”
Yavuz, “YSK’ya teslim edilen üç valiz bilgi ve dokümanlar ile ilgili süreç ne vakit sonuçlanır?” sorusuna, “Bu çok süratli da bitebilir, geçte bitebilir. Hepsinin tek tek peşine düşülecekse oldukça vakit alacağı kesin. Lakin kanunsuz muhakkak halleri baz alarak muhakkak şeylerin peşine hiç düşmeden karar verebilir mi? Verebilir. O YSK’nın vereceği bir şey. Zamansal olarak bir şey diyemem. Hepsini tek tek araştırmak zorunda mıdır, bir kısmını kâfi görüp karar mı verecektir bu YSK’nın bileceği bir meseledir” karşılığını verdi.
“Kendi müşahitlerimiz ile görüştük”
“Kendi müşahitleriniz ile görüştünüz mü? ‘Oy kaydırılırken orada değil miydiniz, niye bu tutanağa imza attınız?’ diye kendi müşahitlerinizi karşınıza alıp sordunuz mu?” sorusu üzerine Yavuz, müşahitler ile şahsen kendisinin görüştüğüne dikkat çekerek, “O tertibin içinde yer almış bir müşahidimizi ve sandık şurası üyemizi şu ana kadar tespit etmiş değiliz. Müşahitlerle görüştüğümüzde kimileri diyor ki; ‘imzayı evvelden attırdılar, sonra o karmaşada ne geçtiler göremedik.’ ‘İmza atarken orada bir sorun yoktu bu nasıl oldu’ diye şaşıranlar var. Hatta, ya burada iki tane imza var, seninkine benzemiyor bir bak dediğimizde başı karışan arkadaşlarımız var. Bu türlü çok şey konuştuk, gördük” dedi.
Yavuz, bir basın mensubunun, “İtirazlarınız ortasında mühürsüz sandık sonuç dokümanlarından bahsetmiştiniz. Bugün buna itiraz ediyorsunuz fakat 16 Nisan ve 24 Haziran’ı düşündüğümüzde mühürsüz oylarla ilgili, tutanaklarla ilgili çok itirazlar yapılmıştı. Bu hususta siz o vakit çok sesinizi çıkarmadınız. Bu bir çelişki midir?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Biz 2014 seçimlerinde evet müracaat eden bizdik ve dedik ki; oy pusulası mühürsüzse bu geçerli olmalıdır, itiraz ettik. Artık de geçerli ve bu yasal düzenlemeye de net bir halde girdi. O vakit da geçerliydi. Kanun çok açık. Kayıt dışı bir yerden üretilmemişse YSK tarafından üretildiği netse, sehven mühür unutulmuşsa çıkış noktası o. Burada pusulayı, zarfı, sandık sonuç tutanağını konuşmuyoruz. 2014’te konuşmadığımız, bu işin temeli olan, barkotlu olan, mühürlü olmak zorunda olan bir evrakı yani sayım döküm cetvelini konuşuyoruz.” – ANKARA