Dr. Öğr. Üyesi Aynur Akıncı Aydoğan, aşıların ziyanlı olduğu tarafındaki görüşleri destekleyen bilimsel çalışmalar ve dataların bulunmadığını söyledi.
İstanbul Kent Üniversitesi Çocuk Gelişimi kısmı akademisyenlerinden Dr. Öğr. Üyesi Aynur Akıncı Aydoğan 24–30 Nisan Aşı Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu. Aşı aksiliğinin ve ailelerin çocuklarını aşılatmama kararının toplumdaki birçok farklı insan kümesi için sıhhat tehdidi oluşturduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Aydoğan, “Aşı, toplum sıhhatini müdafaada değerli bir etken. Bağışıklık sistemi yetmezliği olanlar, kanser tedavisi görenler, organ nakli hastaları, yaşlılar, gebeler, çok küçük bebekler riskli kümeler ortasında. Riskli popülasyonları muhtemel bir salgında korumak için gereken toplum bağışıklığı eşikleri yüzde 80 ila 95 ortasında değişmektedir. Aşılama oranları bu oranların altına düştüğünde o toplumda salgınlar görülmeye başlamaktadır” dedi.
“YAŞAM HAKKINI MUHAFAZADA EN DEĞERLİ ARAÇ AŞI”
Aşı zıtlığı ve ailelerin çocuklarını aşılatmama kararına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Aydoğan, “Aileler, yalnızca kendi çocukları için değil, toplumdaki birçok farklı insan kümesi için sıhhat tehdidi oluşturmaktadır. Aşıların ziyanlı olduğu tarafındaki görüşleri destekleyen bilimsel çalışmalar ve datalar bulunmamaktadır. Aşı, çocuk için yaşama hakkını müdafaada en değerli araçlardan birisidir” diye konuştu.
“AŞILAMA, HUKUK AÇISINDAN DEVLETİN GÖREVİDİR”
Bu bahiste devletlere değerli roller düştüğünü belirten Dr. Öğr. Üyesi Aynur Akıncı Aydoğan, “Çocuk Haklarına Dair Kontratın 3. hususunda tüm düzenleme ve uygulamalarda çocuğun üstün faydasının temel alınması gerektiğini belirtmektedir. Aşı çocuğun yaşama hakkını müdafaa araçlarından biridir. Bu çerçevede, devletin çocuğun üstün faydasını gözeterek, aşılamayı gerçekleştirmek tarafında müspet bir ödevi bulunmaktadır” dedi.
“YILDA 2,7 MİLYON ÇOCUK TEHLİKE ALTINDA”
Aşılamayla ilgili istatistiklere değinen Aydoğan, “UNICEF datalarına nazaran aşı ile önlenebilir altı hastalık (boğmaca, difteri, tetanoz, kızamık, çocuk felci, verem) nedeniyle olan çocuk ölümlerinin sayısı 1989’da 5 milyon dolayında iken, bugün bu altı hastalıktan mevt yılda sırf 100 bin dolayındadır. Dünya Sıhhat Örgütü (DSÖ) Avrupa bölgesi aylık bildirim bilgilerinden elde edilen bilgilere nazaran, 2013 ve 2015 yıllarındaki kızamık salgınında hastalananların birden fazla aşısız çocuklardır. DSÖ kızamık aşısı yapılmadığında yılda 2,7 milyon çocuğun kızamık komplikasyonları nedeniyle öleceğini öngörmektedir. ABD Hastalık Denetim ve Korunma Merkezi datalarına nazaran çocuk felci (poliomiyelitis) aşısı yapılmaması durumunda her yıl çocuk felcinin neden olacağı akut paralizi ve akabinde gelişecek kalıcı fizikî engellilik sonucu mevte kadar giden bir sürecin gözleneceği yaklaşık 20 bin hasta çocuk ortaya çıkacaktır” tabirlerini kullandı.
ERİŞKİN BAĞIŞIKLANMASI DA KIYMET KAZANDI
Tüm dünyada, son yıllarda erişkinlerin bağışıklanmasının da en az çocuklar kadar önemsenmeye başlandığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Aydoğan şunları söyledi:
“Erişkinlerde mevt ve hayatının muhakkak bir devrinde hastalığa yakalanma ile sonuçlanabilecek birçok hastalık aşı ile önlenebilmektedir. Ülkemizde de ileri yaş nüfusun giderek artmasıyla erişkin aşılaması giderek daha da ehemmiyet kazanmaktadır. Sıhhat bakanlığı erişkin bağışıklamasının artan ehemmiyetini nedeniyle çocukluk devrinde bağışıklama takvimi yarım kalanlar, bağışıklığın pekiştirilmesi maksadıyla ek aşılamalara gereksinimi olanlar ile hamileler, yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ve bağışıklık yetmezliği bulunan bireylerin enfeksiyon hastalıklarından korunması için aşılama çalışmalarını yürütmektedir. Ayrıyeten mesleğinden ötürü ek risk altında bulunanlar, sıhhat çalışanları, seyahat eden şahısların seyahat ettiği ülkedeki bulaşıcı hastalık riskine uygun olarak aşılanması erişkinlere yönelik aşı uygulamaları içinde yer almaktadır.”
– İstanbul