Nüfusun yüzde 1-3’ünün her gün, yüzde 7’sinin ise en az haftada 1 gün ağrı kesici kullandığını belirten Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Prof. Dr. Serbülent Gökhan Beyaz, “Geçmeyen ağrılarda ağrı kesici ilaçların çok kullanımına bağlı baş ağrısı da göz önünde bulundurulmalı” dedi.
Ağrı tedavisinde kullanılan ilaçların çok sık kullanılmasına bağlı olarak kimi hastalarda ağrının su¨reklilik kazanmasına ‘ilaç çok kullanım baş ağrısı’ denildiğini belirten İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Prof. Dr. Serbülent Gökhan Beyaz, ihtarlarda bulundu.
İlaç çok kullanım baş ağrısının (İAKB), kronik gu¨nlu¨k baş ağrısının en sık nedenlerinden olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Beyaz, “Baş ağrılarında kullanılan ilaçlardan kombine analjezikler şayet ayda 10’u aşan ölçülerde, öbür ağrı kesiciler ise 15’i aşan ölçülerde uzun müddettir kullanılıyorsa ve tedaviye karşın baş ağrısı gerilemiyorsa baş ağrısının öteki sebepleri araştırılmalı ve ilaç çok kullanım baş ağrısı da gündeme gelmelidir” diye konuştu.
NÜFUSUN YÜZDE 7’Sİ HAFTADA 1 DEFA AĞRI KESİCİ KULLANIYOR
Araştırmaların üçüncü dünya ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyada ağrı kesici ilaçların çok ve gereksiz kullanıldığını gösterildiğini belirten Prof. Dr. Beyaz, datalara nazaran genel popülasyonun yüzde 1-3’ünün her gün, yüzde 7’sinin ise en az haftada 1 gün analjezik kullandığını söyledi. Prof. Dr. Beyaz, bu durumun dünya çapında önemli bir sıhhat sorunu olduğunu tabir etti.
BİRTAKIM MİGREN HASTALARI GEREKSİZ İLAÇ KULLANIYOR
Ruhsal faktörlerin ve bilhassa hasta korkusunun İAKB’de kıymetli bir neden olduğunun altını çizen Prof. Dr. Beyaz, “Migren hastaları, birçok sık atak geçirmemesine rağmen migrenin iş gücü kaybına neden olmasından ya da toplumsal aktivitelerini engellemesinden korktukları için gereksiz bir formda ilaç kullanırlar. Migren ya da tansiyon tipi baş ağrısı tedavisinde kullanılan kafein ya da kodeinle kombine analjeziklerde bu risk daha bariz olarak artmış bulunmuştur” açıklamasında bulundu.
Kronik baş ağrısına eşlik eden öbür kıymetli bir durumun da fibromiyalji, temporomandibuler eklem hastalığı ve sırt/bel ağrıları üzere öteki beden bölgelerinin ağrıları olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Beyaz, “Kronik baş ağrısı ile kas iskelet sistemi ağrıları ortasında çift istikametli bir münasebet olduğu gösterilmiştir. Hem maddi kayıplara hem de hayat kalitesinde bozulmaya yol açan bu durumun önlenmesi temel gaye olmalıdır” dedi.
TRİGEMİNAL NEVRALJİ AĞRISI YEMEK BİLE YEDİRMEYEBİLİR
Toplumda öbür sık görülen migren baş ağrısı ve ender görülse bile günlük hayat kalitesini çok bozan şiddetli ağrı atakları ile seyreden Trigeminal nevralji üzere durumların tedavisinin de güzel bir halde yapılmasıyla çok ilaç kullanımının önüne geçebileceğini belirten Prof. Dr. Beyaz, şunları söyledi:
“Trigeminal nevralji (TN), memleketler arası baş ağrısı sınıflamasına nazaran; ani başlayıp ani sonlanan, kısa müddetli elektrik şoku gibisi, tekrarlayıcı ve tek taraflı olan ağrı biçiminde tanımlanır. Ağrı, trigeminal hududun bir ya da daha fazla kısmında sonludur. Zararsız dokunmak ya da yemek yemek gibisi uyaranlarla da tetiklenebilir. Hayli şiddetli olan saniyelik ağrı atakları, hastaların yemek yemesini ve diş fırçalamasını bile engelleyebilir. Bu nedenle kesinlikle beyin ve damar görüntülemesi yapılması gerekir. İlaç tedavisi yetersiz kaldığında baş tabanında özel bir hudut yumağı olan Gasser gangliona radyofrekans, uygun hastalarda uygulanabilir. Her gün yaşadığınız baş ağrılarınız varsa ve uzun müddettir günlük ağrı kesici ya da migren ilacı kullanıyorsanız, kesinlikle ayırıcı teşhis ve tedavi için hekiminize başvurun.”
Kaynak: Demirören Haber Ajansı