ÖMER FARUK ŞİMŞEK/ MEHMET EMİN GÜRBÜZ – Yan tesirleri olduğunu düşünerek yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısı olmaktan çekinenleri bilimsel destekten uzak bilgilere prestij etmemeleri konusunda uyaran uzmanlar, hastalığı önlemenin tek koşulunun aşı yaptırmak dikkati çekiyor.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji Reanimasyon ve Ağır Bakım Bilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Fuat Fazilet, AA muhabirine, bilhassa aşılanmamış yahut kâfi dozda aşı yaptırmamış bireylerin önemli oranda ağır bakım ünitesine yatışının yapıldığını anlattı.
Bunun kendilerini huzursuz ettiğini vurgulayan Fazilet, “29, 37, 44 yaşında hiç aşılanmamış, ağır bakımda teneffüs problemi çeken, görüştüğümüzde ‘Ah keşke aşılansaydım.’ diyen, son çırpınışlarını yapan beşerlerle uğraşıyoruz.” dedi.
Ellerindeki aşıların en büyük özelliğinin, ikinci ve üçüncü dozdan sonra hastanelerde ağır bakıma yatışı azaltması olduğuna dikkati çeken Fazilet, şunları kaydetti:
“Bunu da biz görüyoruz. Aşılanmamış beşerler, hastaneye daha fazla gelmeye başladı. Şayet kişi ikinci ve üçüncü dozu olduysa, hastalığı hafif atlatacaktır ya da belirti göstermeden atlatacak, daha rahat geçirecek lakin aşı olmayanların ağır bakıma gelme ihtimalleri çok fazla. Bilhassa ağır bakıma ve hastaneye yatışları azaltması ismine lütfen aşı olalım.”
“Şu anda elimizde aşıdan diğer güçlü silah yok”
Fazilet, aşının içerik ve yan tesirlerine yönelik tenkitlerin hiçbir bilimsel desteği bulunmayan kulaktan dolma bilgiler olduğunu lisana getirerek, “Aşı olunmadığı vakit yaşanacak meşakkatler var. Biz de bu tıp bilgiler duyuyoruz; ‘Aşı oldu, bir gün sonra kalp krizi geçirdi.’ üzere. Bunların hiçbir desteği yok. Toplumun da bu hastalıkları geçirme oranları, denk gelme ihtimalleri var.” değerlendirmesinde bulundu.
Bilhassa gençlerin aşı olması gerektiğini vurgulayan Fazilet, “Çünkü gençlerde bu hastalık, bilhassa Delta varyantı çok önemli seyrediyor, ağır bakıma düşürüyor. Aşı olmayı lütfen ihmal etmesinler.” diye konuştu.
Prof. Dr. Ali Fuat Fazilet, ellerindeki en güçlü silahın aşı olduğunun altını çizerek, “Bu, bizim tek silahımız. Bireylerin değil, toplumun hassasiyeti çok kıymetli. Yani toplumda 3-5 kişinin aşı olması yetmiyor, hepimizin aşı olması lazım. Aşı olunduğu vakit, ‘Tamam ben aşı oldum, kesin korunacağım, hasta olmayacağım.’ dememeli. Aşı, hastaneye ve ağır bakıma yatışımızı azaltıyor. Bu da son derece kıymetli.” sözlerini kullandı.
“Türkiye, aşı konusunda çok hassas oldu”
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kısmı Uzmanı Prof. Dr. Fatma Sırmatel de tarih boyunca bakıldığında enfeksiyon hastalıklarının aşıyla bir arada denetim altına alındığına dikkati çekti.
Küreselleşen dünyada temasın çok süratli olduğunu vurgulayan Sırmatel, şöyle devam etti:
“Aşı aykırısı olanları anlamakta zorlanıyorum. Kim ne derse desin, ülkemiz bu mevzuda çok hassas oldu. Sahiden Çin’den çok büyük aşılar getirildi. ‘Aşı yok.’ falan denildi. Hayır, aşı var. Enfeksiyonu önlemek fakat aşıyla olur. Ağır bakımlara ağır hastalar gelmiyor. Nefes alamayan, ölümcül seyreden olaylarımız yok. Neden? Aşı sayesinde. Aşının doğal ki yan tesirleri olacak. Yüzde 100 hiçbir şeyi tedavi edemesiniz. Tıpta iki kez iki dört etmez. Milyonda bir, 50 bin de bir, 100 bin de birçok hafif yan tesirleri var. Üşüme, titreme, ateş, aşının yapıldığı yerde ağrı, kızarıklık, bir iki hafta içerisinde çok halsizlik, yorgunluk… Hiçbir vakit bu enfeksiyonun yaptığı ağır tabloyu, aşılamada göremiyoruz.”
Sırmatel, hadise sayılarında son günlerde artışların yaşandığına dikkati çekerek, “Samimiyeti çok fazla seven insanlarız. Öpüşmeler, tokalaşmalar, ağız ağıza konuşmalar yapılmamalı. Toplu taşımalarda maske kesinlikle kullanılmalı. Artık hayat değişti. Hayatımız değişecek. O kalabalık ortamlar yok artık.” diye uyardı.
Koronavirüs son durum ve son dakika koronavirüs haberleri. Koronavirüs tablosu, covid-19 hadise sayıları.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Mehmet Emin Gürbüz
