Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kastamonu, Sinop ve Bartın‘da 58 kişinin hayatını sel felaketinde kaybettiğini belirterek, “Yarın prestiji ile kampanyamızı başlatacağız. Şu ana kadar, 47 milyon 600 bin lira yardım yapıldı” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Etraf ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Güç ve Alışılmış Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez başkanlıklarında, Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde Uyum ve Kıymetlendirme Toplantısı gerçekleştirildi.
“Bugüne gördüğüm en ağır tablodur”
Toplantıdan sonra açıklamalarda bulunan Balan Soylu, “Kastamonu’nun Bozkurt ve başka ilçeleri, Sinop, Bartın’da meydana gelen sel felaketi sonrasında Cumhurbaşkanımızın talimatı ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Karşı karşıya kaldığımız sel felaketi, mevsim normalleri, görülmeyen bir yoğunlukta yaşandı. Biz çok tartışılan, hatırlarsınız Artvin’e gittiğimizde, orada da gündeme getirilen HES’in biraz üzerinde ağaçların kökleri ile birlikte yağmurun şiddeti sebebi ile kopartılıp, dağın zirvesinde büyük bir çıplaklık açıldığın gördük. Olağan olmayan bir görünüm ile karşılaştık. Kastamonu Bozkurt ile ilgili söyleyebilirim, Sinop Ayancık ve selin vurduğu köyleri de ziyaret ettik. Orada da birebir tablo var. Yaşadığımız sel bugüne kadar gördüğüm en ağır tablodur. Yalnızca Bozkurttaki tablo, 5 bedelinin üzerindedir. Esnaf açısından, kayıplarımız açısından ağır bir tablo var, altyapı açısından ve insan kaybı açısından ağır bir tablo var. Burada zannediyorum uzun erimli ve hummalı bir çalışma gerçekleştireceğiz” dedi.
“Bizi üzmektedir”
Bakan Soylu, daha sonra kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Şunu söz etmem gerekir, vatandaşlarımızın bilmesi gerekir; Biz Arhavi’den geldik, Muğla ve Antalya’dan geldik. Bundan evvel Elazığ vardı. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve idaresinde afet sonrası vatandaşımıza karşı en ufak bir mahcubiyet yaşamadık. Kimse ‘nerede bu devlet?’ demedi. Devlet tüm kurumları ile tablo ne kadar ağır olursa olsun, büyük bir gayret ortaya koymaktadır, koymaya da devam edecektir. Üzüldüğümüz noktalar var. Bu ülke hepimizin, bu millet hepimizin. Burada insanların yaralarını sarmak için uğraş sarf ederken, ‘nasıl bir dedikodu oluşturayım, buna nasıl ziyan vereyim’ niyeti içinde olanlar var. Biz işimize bakıyoruz. Yanıt vermeye kendimizi sevk edersek işimizden alı koyulacağımız bir tasa içimizde var. Ancak alanda gördüğümüz alanda tablo bizi üzmektedir”
“Yok o denli üç kuruşa beş köfte”
Sel bölgesindeki hummalı çalışmalara değinen Soylu, “Bin jandarma, binin üzerinde AFAD işçisiyle, bini aşkın kamyon, vidanjör ve bütün paklık yapacak araçlar ile birlikte besin dağıtılıyor, elektriğini veremediğimiz köylere güç vermek için helikopter ile jeneratör gönderiyoruz. Yalnızca helikopterle dün ve bugün 20 ton besin dağıttık. Cenazelerden insanların nakillerine karşı her şeyi gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Vatandaşımızın bütün problemlerine yanıt vermeye çalışıyoruz. Hasar ve ziyan tesitleri yapılıyor ve vatandaşlarımızın morali ayakta tutulmaya çalışıyor. Bu travma o denli kolay değil, birinci kattan dördüncü kata kaçanlar, saatlerce çatılarda kalanlar, çatılardan alınanlar, çatılardan alınırken ‘ben ne yapacağım?’ diye düşünenler çocukları ile öbür yerde olanlar var. Biz hepsini yaşadık. Ankara’da durup siyaset yapacaksınız, buraya gelip tezvirat yapacaksınız. Yok o denli üç kuruşa beş köfte. Siyaseti gidin öbür yerde yapın. Buranın insanı üzerinden siyaset yapmak ayıptır, insanlık dışıdır. Buranın üzerinden siyaset yapmak şeytanla işbirliğidir. Ayıptır. Bırakın bizi çalışalım”
“Doğru söylemezsek biz bedelini ödemeye hazırız”
“‘Hep sağduyu davet ediyorum fakat anlamıyorlar’ diyen Bakan Süleyman Soylu, ” ‘HES patlamış’ diyorlar, gidin görün. Sizin elinizde bu türlü bir bilgi olsa bugüne kadar durur muydunuz? Bu borulu bir HES, barajlı bir HES değil ki nasıl patlasın. Milletin başını karıştıracaklar, ‘bu sizin yüzünüzde oldu, bu şöyle oldu, bu türlü oldu’ diyecekler ve bir siyaset üretecekler. Bu palavra makinalarına milletimizin prestij etmemesini bu ülkenin evladı olarak söylüyorum. Bir palavra daha. Koskoca adamlar bunlar. Üzülüyorum. ‘500 kişi-100 kişi öldü’ deniliyor, Kimden duydun? ‘oradan biri söyledi’ diyorlar. Bir kişinin kaynak vermeden ‘500 kişi-100 kişi öldü’ bilgisini vermesi kadar büyük bir sorumsuzluk var mı? Sonra biz söyleyince makûs oluyoruz. Bizim işimiz vatandaşı gerçek bilgilendirmek. Hakikat söylemezsek biz bedelini ödemeye hazırız” tabirlerini kullandı.
“Gri bakışı bir umuda, bir geleceğe döndürmek bizim görevimiz”
“Hayatını kaybeden 58 vatandaşımızın 15’nin kimliği şimdi belirli değil”
Kastamonu, Sinop ve Bartın’da yaşanan sel felaketlerinde toplam 58 kişinin hayatını kaybettiğini vurgulayan Bakan Soylu, şöyle konuştu:
“Kastamonu’da 48, Sinop’ta 9, Bartın’da da 1 vatandaşımız hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden 58 vatandaşımızın 15’nin kimliği şimdi belirli değil. Kimliklendirme çalışması yapılıyor. Bakanlığımız İsimli Tıp Kurumu bu mevzuda çalışmaları gerçekleştiriyor. Bizim 112 sistemimiz var, uyum merkezi kurduk, istihbaratımızla bunları çalıştırıyoruz. Uyum merkezimizde 26 küme çalışıyor. Elektriğinden suyuna kadar, beslenmesinden çadırına kadar her birini koordine ettiğimiz bir tertip şemamız var. Biz bunu devam ettiriyoruz” dedi.
“58 vatandaşımız hayatını kaybetti”
Bu ülkenin vatandaşı olarak, kimi mevzulara üzüldüğünü anlatan Bakan Soylu, şu sözleri kullandı:
“Ben, ‘acaba tıpkı okullarda mı okuduk? Tıpkı vatan sevgisini mi aldık? Sanki tıpkı sağduyu ile mi yetiştirildik?’ diye düşünüyorum. Bence muhalefet bu olmaması gerekiyor. Burada vilayet, ilçe liderleri açıklama yapıyorlar. Siyaset bu türlü olmaz, biz de bu vazifeleri yaptık. Ayağınıza fırsat geldi, ‘nasıl olsa kameralar buraya dönük, söylediğimiz kelam Türkiye gündemine taşınacaksa ben bu kelamı söyleyeyim’ Bu memlekette Cumhurbaşkanımızın talimatı ile Muğla’daki tüm hasarları ödeyerek geldik. Muğla daha 14 gün evvel oldu. Tarım hasarları, incelemesi devam ediyor fakat mesken eşyasından tutun ticaret, araç hasarına kadar ödeyerek geldik. Bu akşam arkadaşlarımız teyit ettiler. Antalya’da da bu hasarların büyük bir kısmı ödendi. Vatandaşlarımızın en çok muhtaçlık duyduğu anda ödendi. Artık, bunu biz Aile ve Toplumsal Siyasetler Bakanlığımızın kaynak ve takviyeleri, AFAD’ın kaynakları, Etraf ve Şehircilik Bakanlığımızın kaynakları ile bir ortaya getiriyoruz. ‘Selde araç hasarı 10 yıl evvel, 15 yıl evvel ödendi’ diye bir şey yoktur.”
“Şu ana kadar, 47 milyon 600 bin lira yardım yapıldı”
“Zaten milletimiz yeteri kadar üzüldü. Biraz empati kurun. Bunu bilen vatandaşlarımız, ‘siz bir yardım kampanyası başlatın’ dediler. Ben 31 gündür Ankara’nın dışındayım. Öbür bakan arkadaşlarımda o denli. İki günden beri AFAD merkezine ‘biz nasıl yardımda bulunuruz?’ diye talepte bulundular. Biz bütün bunlarla alakalı Cumhurbaşkanımızın AFAD’a verdiği onayla birlikte, bir çalışmaya başladık. Yarın prestiji ile kampanyamızı başlatacağız. Şu ana kadar, 47 milyon 600 bin lira yardım yapıldı. 60 milyon da taahhüt var. Pazartesi günü prestiji ile zannediyorum onlar da yatıracaklar. Biz devlet olarak yaraları sarıyoruz fakat vatandaşlarımız istekli biçimde katkı sağlamak istiyorlar, ‘biz de bu işin içinde olmak istiyoruz’ diyorlar. Birebiri Arhavi’de, Rize’de de oldu, yardımcı oldular. ‘Bize bir hesap açın, yardımcı olmak istiyoruz’ dediler. Biz bu halde vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin büyük bir kısmını karşılamaya çalışıyoruz. Elimizdeki bütün imkanları kullanmaya çalışıyoruz. Vatandaşlarımız da bildiri atabilirler. İkinci el eşya ne olursunuz göndermeyiz. Biz bunun birincisini alabilme kabiliyetine sahibiz. Onu da istismar etmek istiyorlar.”
“50 bin liraya kadar kira ve eşya yardımı vereceğiz”
Yapılacak yardımlarla ilgili konuşan Soylu, “Evini tahliye ettiğimiz tüm vatandaşlara, hasar olsun olmasın 3 bin lira vereceğiz. Meskeninde hasar olan vatandaşlara, Cumhurbaşkanımız da belirtmişti, 50 bin liraya kadar kira ve eşya yardımı vereceğiz. Rastgele bir tespit yapmadan yarın 10 bin lira ile başlayacağız. Hasar ve ziyan tespit çalışmaları ile esnaflarımız, araçlarımız, tarım hasarlarının hepsi yapılıyor. Bütün vatandaşlarımızın mağduriyetlerini en üst düzeyde gidermek için elimizden geleni yapacağız. ‘Ankara Büyükşehir Belediyesini sokmadılar’ diyorlar. Biz bu türlü bir ayrım yapmıyoruz. Sel de de yapmadık, yangında da yapmadık. Fakat tezviratı çok âlâ beceriyorlar ki öteki bir şey becermiyorlar. Burada bütün kardeşlerimizle bir arada çalışıyoruz. Bu duyguyu yaşamıyorlar. İnsan kurtarmanın sorumluluğunu, yardım etmenin sorumluluğunu yaşamıyorlar. Bu türlü bir sorumluluk içinde değiller. Hepimize maddi olarak bakıyorlar, bütün olaylara ‘biz buradan nasıl bir siyasi rant elde edebiliriz’ diye bakıyorlar. Bizi öldürün lakin bu milleti öldürmeyin. Bir defa olumlu bir siyaset anlayışı içinde olun” tabirlerine yer verdi.
“Köy yollarının yarın akşam itibariyle yüzde 90’nunu bitirmiş oluruz”
Köy yollarının yapılması için büyük bir uğraş sar edildiğini söz eden Bakan Soylu, “Köy yollarının yarın akşam itibariyle yüzde 90’nunu bitirmiş oluruz. Sayın bakanlarımızla, arkadaşlarımızla oturduk. Buraya 7 vali arkadaşımızı çektik. Sivas, Kütahya, Afyon, Çorum, Kırıkkale, Tokat valilerimizi çektik ve ‘bütün vilayet özel yönetimimiz ile gelin ve bize 48 saat içinde köy yollarını teslim edin’ dedik. Onlar da bütün özverileri ile çalıyorlar”
“Türkiye’yi dışarıdan tahrik ettirmek isteyenler bunu yaptırıyorlar”
Son olarak Pendik’teki cem konutuna atak ile ilgili açıklamalarda bulunan Soylu, “Ben 5 yıldır İçişleri Bakanlığı yapıyorum. Burnum koku almasını biliyor. Nasıl ekonomik olarak bizi sıkıştırmak isteyenler Türkiye’nin üzerine oyun kurmak istemişler ise batının ve diğer yerlerin bir grup istihbarat örgütleri önemli bir provokasyon içindedir. Buradan milletimize seslenmek istiyorum. Bakın, bugün Pendik’te bir cem konutu ile ilgili hiçbirimizin tasvip etmeyeceği akın kelam konusu oldu. Bu atakları birinci defa görüyor değilim. Bunların faillerinin ya ikisi ya üçü bulunmamıştır. Bunların failleri bulunmuştur. Türkiye’de bir Sünni-Alevi problemi var mı? Bunu söyleyen çarpılır. Ancak bir problem var, ‘hangi fay sınırını tetikleriz, Kürt-Türk sorununu tetikleriz, Türkiye’ye gelen sığınan beşerlerle milletimiz ortasında bir nifak tohumu sağlayabiliriz’ her daim, bu bir istihbarat çalışmasıdır. Bugünkü olaylarda failler de çabucak yakalandı. İstanbul Valiliğimiz, emniyetimiz çabucak yakalandı. Benimde az çok deneyimim var. Bu saldırganların Sünni, Alevi olması kıymetli mi? Bence değerli değil. Türkiye’yi dışarıdan tahrik ettirmek isteyenler bunu yaptırıyorlar. Kimlere yaptırıyorlar, ellerindeki elemanlara yaptırıyorlar. Kim yapıyorsa cezasını çekmelidir. Bu hem bir ahlaksızlık ve kabahattir. Bugünküler, yapanlar alevi. Biz birebirini Tunceli’de yaşadık. Niçin bunu yaptın dediğimizde, ‘Ben Almanya’ya irtica etmek istiyordum. Bir siyasi sığınma talebi için bunu yaptım’ diyor. Biz bunlarla çok karşılaşıyoruz. B,r Sünni de gelip bunu yapabilir. Hangi vakıfların kimlere para verip, Türkiye’nin nasıl içini karıştırmak istiyorlar bunları hepsini biliyoruz. Devletimize, milletimize güveniyoruz. Ankara’da Altındağ’da Suriyeli de olsa Afrikalı da olsa, birinin birini katletmesini kabul etmemiz mümkün mü? Biz Türkrüz, Müslümanız. Etnik köken üzerinden bir katliamı diğer noktaya çekmek bize yakışır mı? Sayın Kılıçdaroğlu’nun tuzu kuru. Srebrenitsa’yı biz coğrafyamızda yaşamadık mı? İnsanları katletmediler mi? Irkçılık batının karakteridir ve bu coğrafyaya ihale edilmeye çalışılmaktadır. Biz bunu kabul etmiyoruz. Kim ortaya koyarsa koysun, biz bunu reddediyoruz. Toplandın, gittin, Suriyelilerin mahallesini bastın, eline ne geçti. Sen devlet misin? Biz Mevlana, Yunus’un çocuklarıyız” dedi. – KASTAMONU
Kaynak: İhlas Haber Ajansı