Hepimizi ekrana kitler bu filmler!
Not: Film açıklamaları beyazperde.com’dan alınmıştır.
1. Lolita (1962)
2. Aşk Üzerine Kısa Bir Film (1988)
IMDb: 8,2
Tomek, hayatını postanede çalışarak kazanan genç bir posta memurudur. Oldukça sıradan ve sade yansıyan hayatının derinliklerinde ise oldukça girdaplı ve takıntılı bir ruh durumu vardır. Karşı binasından komşu olduğu Magda’ya derin ve takıntılı bir aşk besleyen Tomek, kadının hayatına dair her şeyi en ince detayına kadar bilmektedir. Bir gün Magda’ya ilan-ı aşk eder ancak alacağı cevap onu oldukça üzecektir.
Kieslowski’nin kısa filmografisinin en önemli noktalarından biri olan Aşk Üzerine Kısa Bir Film yönetmenin derin aşk tanımlamasına dikkat çekiyor.
3. Vertigo (1958)
IMDb: 8,3
Vertigo, Hitchcock’un teknik ve işlediği konu itibariyle sinema tarihinin en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilir. Bir suçluyu kovalarken çatıdan düşen ortağını kurtaramayan dedektif Scottie Ferguson’da, bu olayın ardından yükseklik korkusu başgösterir. “Vertigo” hastalığına dönüşen bu korku nedeniyle mesleğini bırakıp emekli olan dedektir, eski bir arkadaşı tarafından, ruhsal sağlığından şüphe ettiği karısı Madeleine’ni izlemesi için kiralanır. Scottie de kadını daha yakından izledikçe bir şeylerin yolunda gitmediğini fark eder; dahası kadının intihara meyilli olduğunu görür. Artık işleri yoluna koymak için uzaktan takip etmek yetersiz kalacak, Scottie’yi kendi korkularıyla da yüzleşeceği bir mücadelenin içerisine sürükleyecektir.
4. Duyular İmparatorluğu (1976)
IMDb: 6,6
1936 yılında Tokyo’da geçen hikayede Sada Abe, eskiden genelevde çalışan bir genç kadındır. Şimdilerde bir otelde temizlikçi olarak çalışmaktadır ve otel sahibi Kichizo Ishida ile arasında sınırları zorlayan ateşli bir ilişki başlar. Aralarındaki tutku zamanla cinsel saplantıya dönüşür, Kichizo karısını terk eder ve tüm zamanlarını birbirlerine ayırmaya başlarlar. Bir noktadan sonra hayatın kendisinden bile vazgeçecekleri bir boyuta sürüklenirler.
5. Duvara Karşı (2004)
IMDb: 7,9
Psikolojik açıdan zor zamanlar geçirip de intihara teşebbüs eden 40 yaşındaki Cahit, hem alkol hem de uyuşturucu bağımlısıdır. Kendisi ile ilgilenen piskiyatrist ona, hayata yeniden tutunabileceği bir dünya görüşünü empoze edebilmiştir. O noktadan sonra da Cahit, yeni bir hayata başlamaya hazırdır. Öte yanda Sibel de ailesinde yaşadığı baskılar sonucunda aynı şekilde intihara teşebbüs eden genç ve güzel bir kadındır. Bir an o da kendisine başka bir seçenek yaratmaya karar verir ve Cahit’ten kendisi ile evlenmesini ister. Bu iki insan bir kez daha hayatlarına şans vermek yolunda illa ki kaderin saklı tuttuğu aşk ile sınanacaklardır.
6. Ağır Roman (1997)
IMDb: 7,7
Kolera adlı sokakta, yaşamın bir kıyısında kendi algılarınca var olmayı başaran bir grup insan yaşamaktadır. Her yerde olduğu gibi burada da kendi içinde bir düzen söz konusudur. Örneğin Arap Sado, bu sokaktaki hakimiyetini, Salih’e devreder. Salih, ailenin küçük oğludur ve aslında böyle bir sorumluluk için pek de hazır olduğunu söylenemez. Bir gün arka sokaklarda bir kargaşa ve olay yaşanır. Salih, bu esnada bir kadına aşık olur. Tina, onu büyüler. Hayatın basitliği ile insanların acımasızlıkları arasında savrulan yaşamlardan kesitler sunan film, Metin Kaçan’ın aynı adlı romanından uyarlanmıştır.
7. Okuyucu (2008)
IMDb: 7,6
II. Dünya Savaşı ertesi, Almanya. Michael adlı genç, kendisinin yaşça iki katı büyük olan Hanna Schmitz’e aşık olmuştur. Gizli bir ilişki götüren ikilinin aşkı Hanna’nın bir gün ortadan kaybolmasıyla biter.
Aradan 8 yıl geçmiştir ve hukuk okuyan Michael savaş suçları mahkemesinde gözlemcilik yapıyordur ve bir gün sanık sandalyesinde Hanna’yı görür. Mahkeme’de Hanna’nın geçmişi ortaya dökülürken, Michael ikisinin de hayatını değiştirecek bir sırrı ortaya çıkarır.
Kate Winslet, bu rolüyle Altın Küre Ödülleri ’nde En İyi Yardımcı Kadın , Akademi Ödülleri ’nde En İyi Kadın ödüllerinin sahibi oldu.
8. Yalnız Cennet Bilir (2014)
IMDb: 6,8
Uyuşturucu müptelası, evsiz Harley elinden geleni denese de ne bağımlılığından ne de sorunlu erkek arkadaşından kurtulmayı başaramaz. İki sevgili şiddetli kavgalar, nöbetler ve ani duygu patlamalarının arasında, ummakları yerlerde bulunan büyüleyici güzelliklerin peşine düşerler.
9. The Crush (1993)
IMDb: 5,9
Bir gazetede muhabir olarak çalışan Nick Eliot, yaşamak için sakin bir yer arar. Zengin bir ailenin misafir evini kiralayan Nick, yeni hayatına kısa sürede alışır. Fakat Nick’in hayatı ailenin 14 yaşındaki kızı Darien ile tanışınca kabusa döner. Nick’ten etkilenen Daerin onunla flört etmeye çalışır fakat hislerine karşılık bulamaz. Nick’i takıntı haline getiren genç gittikçe tehlikeli bir hal alır.
10. Günahkar (2001)
IMDb: 6,1
Julia isimli esrarengiz ve güzeller güzeli bir kadın Luis Antonio Vargas isimli genç bir adamın aklını başından alarak onu birtakım sahtekarlık olaylarına bulaştırır. Luis, artık asla geri dönemeyeceği bir suçlar bataklığına girmiştir. Asıl şoku ise, uğrunda her şeyini verebileceği Julia’nın aslında kendisine aşık olmadığını öğrenince yaşayacaktır. Artık Luis’in tek amacı bu fettan ve yararcı kadından ağır bir intikam almak olacaktır.
Antonio Banderas ve Angelina Jolie’nin başrolleri paylaşıyor.
11. Kader (2006)
IMDb: 7,9
Cihangir’de gittiği kahvenin çaycısını oyuncu yapması, desteklediği Beşiktaş’ın hiç bir maçını kaçırmaması ve siyasal ideolojik tercihini sosyalizmden yana kullanması gibi aykırı kimlikleri olan yönetmen Zeki Demirkubuz bu defa da aşkın masumiyetinin peşine düşme kaygısında. Kör düğüm olmuş bir aşk üçgeni, Bekir, Uğur ve Zagor’un bu zorlu yolculuğunda işler karışıktır. Bekir Uğur’a, Uğur Zagor’a, Zagor’da serseriliğe aşıktır. Karşılığını bulamayan kalplere tutkun bu üç insanın yolu, tutkunun beslediği bir kaderle birbirine bağlanır. Uğur, Zagor’un hapisten çıktığı gece, mahallede işlenen bir cinayetin ardından ortadan kaybolur. Bu kayboluş, ilk başta Bekir’in umutsuz aşkından kurtulması için bir umut olsa da, aylar sonra Zagor’un İzmir’de işlediği bir cinayet sonrası hapse girmesinin ardından Uğur’un mahalleye dönmesi ile Bekir için yıllar sürecek amansız bir kovalamaca başlayacaktır. Aşkının peşinde, kendini hiçe sayarak sürecek bu kovalamaca ile gururunu, benliğini, bütün kişiliğini yitirse de, bir tek şeyi, aşkın masumiyetini yitirmez. Zeki Demirkubuz, Uğur ile Bekir’in 40’lı yaşlarındaki hikayelerini anlattığı, başyapıtlarından sayılan “Masumiyet” filminin ardından, şimdi de Kader ile bu karakterlerin gençlik yıllarına bir bakış atıyor.
12. Gönül Yarası (2005)
IMDb: 7,8
Mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olan idealist öğretmen Nazım’ın Anadolu’daki öğretmenlik kariyeri bitmiş ve emekliye ayrılmıştır. İstanbul’a döner ve yerleşmeye karar verir. Ancak bunca zaman sonra uyum sağlamak umduğundan zor olacaktır. Emekli maaşının bağlanmasını beklerken taksicilik yapar. Arkadaşı Takoz’un taksisini kullanır. Bir gün Dünya adında, pavyonda çalışan genç bir kadın taksiye biner. Her ikisinin de hayatı kaçınılmaz bir biçimde dönüşüme uğrayacaktır. Dünya’nın, eski kocası Halil ile başı derttedir. Yavuz Turgul’un Eşkıya’dan sekiz yıl sonra çektiği ilk film. Dahası bir kez daha Şener Şen olması bir devam filmi tadı bırakıyor izleyicide.
13. İçinde Yaşadığım Deri (2011)
IMDb: 7,6
Bir araba kazasında yanarak ölmekten son anda kurtulan eşini yanıklardan oluşan görüntüden kurtarmak için yeni bir deri yaratmak üzerine çalışmalar yapan estetik cerrahı Dr Robert Ledgard (Antonio Banderas) on iki yıl boyunca evindeki laboratuvarında çalışmaya devam eder ve domuz-insan kanı karışımıyla elde ettiği bir deri üretir.
Eşinin yanmış vücudunu görmesi üzerine intihar etmesi ve küçük kızlarının da buna şahit olmasından sonra büyük depresyon geçiren aile iyice hassaslaşmıştır. Küçük kız büyüdüğünde de psikolojisini bozan bir olay yaşayacak, bu olayın üzerine Dr Ledgard, yaptığı deneyleri büyüterek neredeyse DR Frankenstein haline gelecektir…
Gerilim türündeki film, Fransız polisiye yazarı Thierry Jonquet’in “Tarantula” isimli 2005 tarihli romanından uyarlandı. Yönetmenin 20 yıl sonra Antonio Banderas’la tekrar bir araya geldiği ‘The Skin That I Live In’, kızına tecavüz eden bir adamdan intikam almaya çalışan psikolojisi bozuk bir plastik cerrahın saplantılarını ve hücrelerle ilgili yaptığı araştırmalar sayesinde yeni bir insan derisi yaratmasını konu alıyor.
14. Kuzuların Sessizliği (1991)
IMDb: 8,6
Kuzuların Sessizliği, 1992 yılında 7 dalda Oscar’a aday olmuş, yönetmeni ve başrol oyuncularına altın heykelciği getirirken en iyi film ve en iyi senaryo uyarlaması dalında da ödüle hak kazanmıştı.
Akademiden mezun olmuş genç FBI ajanı Clarice Starling, FBI ajanı kurbanlarının derilerini yüzen sapık bir katilin elinden bir kadını kurtarmaya çalışır. Clarice, katila ulaşmak için başka bir psikopat olan ünlü doktor Hannibal Lecter ile yakınlaşır. Lecter’dan bilgi alması için önce onun güvenini kazanması gerekmektedir.
15. Gözleri Tamamen Kapalı (1999)
IMDb: 7,4
Bill Harford ve karısı Alice Harford’ın dış dünyaya mutlu bir yansıyan bir evlilikleri vardır. İlişkilerinde her şey yolunda gibi görünmektedir. Bir gün katıldıkları bir davette Alice, başka erkeklerle sohbetlere dalar. Bunu fark eden Bill, hem sinirlenir hem de yaşanan bu duruma tuhaf bir tepki gösterir. Bill, yaşanan o geceden sonra kimliğini cinselliğe emanet edecektir. Oldukça tuhaf düşüncelerle örülü bir cinsellik dünyasına doğru savrulacaktır.
Sinemanın gelmiş geçmiş en büyük ustalarından Stanley Kubrick’in sinemaya veda filmi olan Eyes Wide Shut’ın başrollerinde filmin çekildiği dönemde evli olan Tom Cruise ve Nicole Kidman rol alıyorlar.
16. Ölümün Sesi (1971)
IMDb: 7,0
Clint Eastwood’un ilk yönetmenlik denemesi…
Disk Jokey olan Dave Garver, hayranı olduğunu söyleyen Evelyn Draper’dan hoşlanır. Barın kapanmasının ardından Evelyn’in evine giden Dave, bu sıradan buluşmanın başına nasıl bir dert açacağından habersizdir. Bir Erroll Garner hayranı olan bu kadın Dave’i o geceden sonra izlemeye başlar. Bir anda Dave kendisini Evelyn’in kıskacında bulur. İş toplantılarında, özel yemeklerde sürekli karşısına çıkan Evelyn, Dave’in kız arkadaşı Tobie Williams’ı tehdit etmeye başlar. Dave işlerin çığrından çıkmasını engellemek için geç kalmıştır.
17. Orphan (2009)
IMDb: 7,0
Bebekleri ana karnındayken yaşamını yitiren Kate ve John büyük bir travma yaşamışlardır. Hayatları perişan olan çift bir çıkış yolu bulmak zorundadırlar. Bu elim olay, hem evliliklerini hem de Kate’in kırılgan ruh halini olumsuz yönde etkilemiştir çünkü Kate kabusların ve geçmişinden gelen şeytani ruhların pençesindedir. Yaşamlarını olağan hale sokmaya çalışan çift bir çocuk daha evlat edinmeye karar verir. Gerek John gerek Kate yöredeki bir yetimhanede Esther adındaki “küçük bir kıza” adeta çekildiklerini hissederler. Ama Esther’in büyük sırları vardır. Ailesinin güvenliğinden endişe eden Kate, John’a ve diğerlerine Esther’ın sevimli maskesinin ardındaki yüzünü göstermeye çalışır. Ama uyarılarına kulak asılmaz ve belki de herkes için çok geç olana dek bu durum devam eder.