Doğal Hayatı Muhafaza Vakfı (WWF), orman yangınlarında ömür alanları tahrip olan ve yaralanan canlılar için harekete geçti. Vakıf, “Yaşam alanları tahrip olan, yaralanan canlarımız için yapılacak kurtarma, tedavi ve rehabilitasyon faaliyetlerinde gerekli olan materyalleri tespit ve temin etmek için çalışıyoruz” dedi.
WWF Türkiye’den yapılan açıklamada, ülke genelindeki orman yangınlarının çok üzücü boyutlarda olduğu belirtildi.
Yangında ömürlerini kaybeden vatandaşların ve tüm canlıların acısını derinden hissettikleri belirtilen açıklamada, “Yangında yaralanan, ziyan gören herkese geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Yangından etkilenen canlıların yaralarını sarmak için harekete geçiyoruz. Ömür alanları tahrip olan, yaralanan canlarımız için yapılacak kurtarma, tedavi ve rehabilitasyon faaliyetlerinde gerekli olan materyalleri tespit ve temin etmek için çalışıyoruz” denildi.
“İlk amaç, veteriner kliniklerinin gereksinimlerini karşılamak
“İlk maksadımız, yangınlarda yaralanan canları tedavi eden bölgedeki veteriner kliniklerinin muhtaçlıklarını karşılamak” denilen açıklama şöyle:
“Uzun vadede de bölgede acil müdahale ve rehabilitasyon çalışmalarını başlatmak. Yaban Hayat Birinci Yardım Çizgisi projemiz için gerekli ekipmanları sağlayacağız. Doğal Hayatı Muhafaza Vakfı olarak ferdi ve kurumsal dayanaklar ile hazırlayacağımız gereksinim listesindeki materyalleri temin edecek, kimilerini acil muhtaçlık alanlarına ulaştıracak, kimilerini da yanan bölgelerdeki çalışmalar için uzun devirde kullanacağız.
“Bİlinen, balık baykuşu popülasyonunun yarısını kaybettiğimiz”
Yılda 42 milyon ton oksijen üreten, iklim kriziyle uğraşımızda bize dayanak olan ormanlarımız tıpkı vakitte milyonlarca canlının konutu. Ne yazık ki endemik bitki ve yaban hayvanlarını içeren doğal zenginliklerimizi yangınlar ile kaybediyoruz. Türkiye’de çok az görülen ve bilinen dört balık baykuşu yangının ortasında kaldı. Bu, ülkede bilinen balık baykuşu popülasyonunun yarısını kaybettiğimiz manasına geliyor. Bu gidişata daima birlikte ‘Dur’ diyebiliriz. Tiplerimizi ve onların doğal ömür alanlarını tehditlere karşı en yeterli halde korumak için korunan alanlar son doğal kalelerimiz. Korunan alan sayısını artırarak yaşamak için gereksinimimiz olan kaynakları ve kendi hayat alanlarımızı da koruyabiliriz. Canlarımızın yaralarını bir nebze sarmak ve yangında ziyan gören hayat alanlarını desteklemek, iklim krizinin tesirleri ile çaba etmek birlikte mümkün. Zira korumazsan kaybederiz.”
