Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, bir haftadır devam eden yangınlarla ilgili olarak yapılan birtakım toplumsal medya paylaşımlarını örnek göstererek, “Deprem oluyor, sel geliyor, ormanlarımız yanıyor, insanlarımız ölüyor, cinayet işleniyor. Biz o kederimizi bırakıp toplumsal medya terörü ile uğraşmak zorunda kalıyoruz. Bu durum artık bir toplumsal medya sorunu olmaktan çıktı. Tam olarak ismini koyacak olursak bu durum artık bir ulusal güvenlik problemine dönüştü” dedi.
Selvi, “Bu olay artık beşinci kol faaliyetlerinin boyutlarını aştı. Global bir özellik kazandı. Gaye Türkiye’nin içinde bir kaos ortamı oluşturmak. O nedenle her olayı istismar ediyorlar, Türkiye’yi ayağa kaldıracak hudut uçlarını seçip, onlara dokunuyorlar. Çok tehlikeli bir oyun oynuyorlar. Bunlar yabancı istihbarat servislerinin ve terör örgütlerinin dayanağı olmadan yürütülemez” kanısını lisana getirdi.
Selvi, Almanya ve Fransa’nın toplumsal medyayla ilgili kapsamlı bir düzenleme yaptığını belirterek, “İleri demokrasi ülkeleri olan Almanya ve Fransa bu muhtaçlığı hissetti de bizim bu türlü bir meselemiz yok mu? Onlarda tahminen toplumsal medya istismarı seviyesinde lakin bizde ise bu iş artık “Milli Güvenlik” sıkıntısına dönüştü” dedi.
Mevzuyla ilgili olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüştüğünü söyleyen Selvi, Soylu’nun şu kelamlarını aktardı:
“Geçmiş periyotlarda ülkeleri istikrarsızlaştırmak ve kendi istikametinden ayırmak için kullanılan teknikler artık toplumsal medya üzerinden servis ediliyor. Yabancı istihbarat örgütleri, siyasi muhalefet, terör örgütleri ve ideolojik yapılanmalar var bunun içinde. Ve bunu takip eden suçsuz halk var. Nefreti öbür bir marjinal tesir haline dönüştürmek istiyorlar. Üst akıl palavrası algı diye yutturmaya çalışıyor. Bu düpedüz palavra.
Yabancı istihbarat servislerini, terör örgütlerini anlıyorum da demokrasinin vazgeçilmez ögesi olan muhalefet partilerimiz bunlara niçin alet olur? Problem Erdoğan’a muhalefetse bunun demokratik kanalları var. Mesele Erdoğan’ı tasfiye etmekse seçim sandığı var. “Erdoğan’ı tasfiye edeceğiz” diye yabancı istihbarat servislerinin planlarına alet olunur mu? “Erdoğan nefreti” yüzünden ülke kaos ortamına sürüklenir mi?
İstihbarat servisleri, terör örgütlerini, terör örgütleri ideolojik yapılanmaları besliyor. Böylelikle birbirini besleyen hormonlu bir yapı ortaya çıkıyor.”